GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılmasına Dair İçtüzük Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:5
Tarih:09.10.2018

AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, öncelikle Meclisimizin ilk Başkanı ve cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü saygıyla anarak Genel Kurulumuzu selamlıyor ve yeni yasama yılının muasır medeniyetler seviyesine ulaşma hedefimizde bizlere önemli katkılar sağlamasını diliyorum.

Görüşülmekte olan İç Tüzük teklifiyle ilgili uzlaşılamayan tek madde olan 13'üncü madde hakkında şahsım adına söz almış bulunmaktayım.

İlgili maddeye dair görüşlerimi aktarmadan önce, 16 Nisan 2017'de kabul edilen Anayasa değişikliği ile bugün itibarıyla içinde bulunduğumuz durum hakkında birkaç yorumda bulunacağım. Bu noktada, kuvvetler ayrılığı ilkesiyle yasamanın yürütme üzerindeki denetim fonksiyonuna ilişkin AKP Hükûmeti ve müttefiklerinin hatalı uygulamalarını tarihe not düşmek adına sorgulamak istiyorum ve soruyorum: OHAL koşulları altında kabul edilen bir Anayasa değişikliğinin meşru olduğunu söyleyebilir miyiz? Sürdürülemezliği apaçık ortada olan bu yeni düzende sözlü soru uygulamasının kaldırılması AKP Hükûmetinin "güçlü yasama" savının neresinde kalmaktadır? Tam aksine Meclisin denetim yetkisi zayıflatılmış değil midir ve İç Tüzük değişiklinin, Anayasa değişikliği teklifinin yayımı tarihinden itibaren en geç altı ay içinde yapılmasını öngören Anayasa'nın geçici 21'inci maddesinin (b) fıkrasına uyulmamıştır. Bu, Anayasa ihlali değil midir?

Değerli milletvekilleri, uzun süredir özlemini çektiğimiz uzlaşma kültürü, Komisyon çalışmaları esnasında genel hatlarıyla gerçekleşmiş olsa da salt teknik düzenleme olarak lanse edilen teklifte esasa ilişkin de önemli değişiklikler bulunmaktaydı. Daha önceden varılan mutabakata rağmen böyle esaslı değişikliklerin sunulmuş olmasını samimi bulmuyoruz. Teklifte kuvvetler ayrılığı ilkesine riayet edilmediğini gösteren maddeler olduğunu Komisyonda da ifade etmiştim. Nitekim, yasama faaliyetlerindeki çok sesliliğin azaltılmaya çalışılmasının da Meclisin kendini sekteye uğratması gibi vahim bir sonucu doğuracağını tekrar hatırlatmak istiyorum.

Milletlerarası anlaşmaların uygun bulunmasıyla ilgili, teklifin 13'üncü maddesinde mevcut hâliyle Anayasa ve öngördüğü sistemin sürdürülemez olduğunu bir kez daha görüyoruz. Anayasa değişikliği sürecinde görmezden gelinen bu husus, sunulan teklifte Dışişleri Komisyonuna kanun teklif etme yetkisi verilerek çözülmeye çalışılmıştır ancak bu durum Anayasa'nın 88'inci maddesine açıkça aykırıdır. Zira 88'inci maddede kanun teklif etmeye milletvekillerinin yetkili olduğu hükmü yer almaktadır. Öyleyse komisyon kanun teklif edemeyecektir ve bu bağlamda da "komisyon" kavramıyla "milletvekili" kavramlarının birbirinden ayrı olduğunu tekrar sizlere hatırlatmak istiyorum.

Tüm bunların yanında, mevcut İç Tüzük'te yer alan idam cezası ile genel ve özel af konularında Adalet Komisyonuna kanun teklif etme yetkisini veren maddenin emsal kabul edilmesini de kabul etmiyoruz, bu görüşe katılmıyoruz çünkü kötü emsal, emsal teşkil etmez değerli arkadaşlar. Amacımız, Anayasa'ya aykırılıkları genişletmek değil Anayasa'ya aykırılıkları ortadan kaldırmak olmalıdır.

Milletlerarası anlaşmalara dair kanun teklif etme yetkisi şu hâliyle, müzakere ve uzlaşı yoluyla, daha iyi bir noktaya gelmiştir ancak bu maddenin ehvenişer olduğuna dair fikrimizi Genel Kurul nezdinde bir kez daha dile getirmek istiyorum. İç Tüzük metnine yönelik esaslı çalışmalar yapıldığında daha kapsayıcı bir düzenlemenin hayata geçirilmesini diliyorum.

Ve buradan konuya ilişkin çağrımızı bir kez daha yinelemek istiyorum: Gelin siyasi parti gruplarının eşit sayıda temsilcilerinden oluşan bir iç tüzük komisyonu kuralım ve bu çatı altında örnek bir mutabakata imza atalım.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bankoğlu.