| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 6 |
| Tarih: | 10.10.2018 |
HDP GRUBU ADINA SEMRA GÜZEL (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Halkların Demokratik Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Konuşmama başlamadan önce, bundan üç yıl önce IŞİD terör örgütünün karanlık güçlerle bağlantılı olarak Ankara Garı'nda gerçekleştirdiği katliamın yıl dönümünde yaşamını kaybeden barış güvercinlerini saygıyla anıyor, katliamı gerçekleştirenler başta olmak üzere bu katliama ortak olanları, göz yumanları kınıyor ve lanetliyorum. O gün garda biz de Yezit'i tanıdık diyorum.
Değerli milletvekilleri, AKP Hükûmetinin ülke çapında toplumun tüm muhalif kesimlerine uyguladığı ve artık bir yönetim biçimi hâline getirdiği şiddet politikalarının yansımalarını sağlık alanında ölüm ve yaralanmalarla sonuçlanan şiddet vakalarında görüyoruz. Geçtiğimiz hafta bir meslektaşımız daha şiddete kurban gitti. İstanbul'da özel bir hastanede çalışan Doktor Fikret Hacıosman hastası tarafından silahla vurularak öldürüldü. Birçok meslektaşımız hastalarını hayata bağlamak için çaba sarf ederken hastaları tarafından hayattan koparıldılar. Yine, geçtiğimiz günlerde Tarsus'da bir eczacı arkadaşımız ve personeli, hastaya eş değer ilaç vermek istemesi üzerine hasta tarafından silahla yaralandı. Peki, bunun sorumlusu sadece hastalar mı yoksa hasta ile sağlık emekçilerini karşı karşıya getiren bozuk sağlık sistemi midir?
İktidarın yanlış sağlık politikaları ile "sağlıkta dönüşüm" adı altında hayata geçirdiği düzenlemeler nedeniyle ne yazık ki sağlık emekçilerini hasta ve hasta yakınlarıyla karşı karşıya getiren akıl dışı bir sağlık sistemiyle karşı karşıyayız. Söz konusu düzenlemelerle hasta ve hasta yakınlarında müşteri memnuniyeti algısı oluşturulmuş ve tıbbi gereklilik dikkate alınmadan istedikleri her tetkikin, her ilacın hemen karşılanması yönünde bir beklentiye sokulmuştur. Mevcut sağlık sistemiyle bu beklenti karşılanamıyor arkadaşlar. Dolayısıyla, vadedilen ile gerçekleşen hizmet arasındaki farkın faturası da şiddet olarak sağlık emekçilerine ödetiliyor. 2013-2017 yılları arasında 51.348 sağlık emekçisi maruz kaldıkları şiddet nedeniyle Sağlık Bakanlığına şikâyette bulundu.
Bu şiddet politikalarının yansımalarından eczacı arkadaşlarımız da nasibini alıyor. Reçetesiz ilaç vermedikleri için, muayene ücretleri reçete ücretiyle birlikte tahsil edildiği için şiddete maruz kalıyorlar ve eczacı arkadaşlarımızın maruz kaldıkları şiddet nedeniyle başvuruda bulunabilecekleri "beyaz kod" uygulaması gibi bir mekanizma dahi yok.
Değerli milletvekilleri, "sağlıkta dönüşüm" adı altında sağlığı piyasalaştıran, sağlık emekçilerini köleleştiren ve itibarsızlaştıran uygulama ve düzenlemelerle sağlık emekçileri gittikçe ağırlaşan iş yüküne, 7/24 esnek, kuralsız, altmış dört saate kadar uzayan mesailerle baskı altında çalışmaya maruz bırakılıyor. Beş dakikada bir verilen randevu sisteminin sunulan hizmetin niteliği açısından da nasıl kötü sonuçlar doğurduğunu artan şiddet vakalarından ve komplikasyonlardan görebiliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Güzel, bir dakika ilave ediyorum.
SEMRA GÜZEL (Devamla) - Tüm bunların sonucunda da bozuk bir sağlık sistemi, tedavi olamayan hastalar, sağlık emekçilerine yönelmiş öfke ve şiddet açığa çıkıyor. Peki, iktidar ne yapıyor? Sağlık emekçilerine yönelik artan şiddet olaylarını önleyici düzenleme ve tedbirleri hayata geçirmek yerine şiddeti normalleştiren, sağlık emekçilerini hedef gösteren söylemlerde bulunarak sorunun asıl kaynağı olan kendi yanlış politikalarının üzerini örtmeye çalışıyor. Bu nedenle sağlıkta yaşanan şiddetin birinci derece sorumlusu iktidar ve Sağlık Bakanlığıdır. Sağlık ortamında yaşanan şiddet, hasta ya hasta yakınlarından sağlık emekçilerine yönelse de aslında burada asıl hedefin sağlık sistemi olduğunu görebiliyoruz. Artan şiddet vakalarından Türk Ceza Kanunu'ndaki şiddetle ilgili mevcut yasaların yeterli olmadığını görüyoruz. İktidar ve Sağlık Bakanlığı Sağlıkta Dönüşüm Programı'nı durdurup "Sağlıkta tasarruf veya kâr da olmaz." diyerek mevcut neoliberal politikalarından bir an evvel vazgeçmeli ve sağlık hizmetlerinin sunulduğu alanı da sağlık değerlerinin temeli olan demokratik, barışçıl bir güven ortamına dönüştürmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SEMRA GÜZEL (Devamla) - Ana dilde kamu hizmeti acilen hayata geçirilmelidir. Daha önce partimizin Parlamentoya sunduğu sağlıkta şiddet yasa tasarısını ve verilen bu önergeyi bir an evvel gündeme almanızı ve her kurumda şiddeti önlemeye yönelik birimlerin oluşturulmasını talep ediyoruz.
Genel Kurulu selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)