| Konu: | Türkiye Kalkınma Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 6 |
| Tarih: | 10.10.2018 |
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli üyeler; bu sabah gar etrafını gezerken o alanda konuşlanmış olan kolluk güçlerini görünce arkadaşlarıma, keşke 10 Ekim 2010'da bu seferberlik yapılsaydı, yapılmış olsaydı, bu önlemler alınsaydı o katliam olmazdı dedim ve buna inanıyorum. Keşke öyle olsaydı, bugün yas tutmak için engellemek yerine bir saldırıyı engellemek amacıyla kolluk gücü seferber edilseydi.
Temmuz ayının ikinci yarısında İstanbul'dan Ankara'ya gelirken uçakta yanımda oturan, aynı sırada oturan bir bay selamladı beni, "Hocam, pek saygın bir mesleğiniz var." dedi. Hayır, ülkemizde değil dedim ve konuşmaya başladık. Elimdekine baktı, 1 no.lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'ni okuduğumu söyledim kendisine ve -bu kişi, çok özel bir yeri olan bir kişi olduğu için belirtiyorum; bakan yardımcılığına henüz atanmış ve göreve başlamak için Ankara'ya geliyordu- dedim ki: Doğrusu, okurken pek hüzünleniyorum çünkü Tanzimat'tan bu yana oluşan kurallar, kurumlar ve kavramlar teker teker tasfiye edilmiş ve bu beni bir yurttaş olarak çok üzüyor. "Hocam, bu yapılan 'Ben yaptım, oldu.' mantığını yansıtıyor." dedi, dahası devam etti "Kervan yolda dizilir zihniyetini yansıtıyor. Hocam, acaba bir uluslararası kongre düzenleyemez miyiz bunu anlatmak için herkese, bunun sakıncalarını?" dedi. Bu şekilde aramızda bir konuşma geçti.
Tabii, bu 1 no.lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi sorsam kaç maddedir diye, acaba kaç kişi bilir? Bu kararname kimin tarafından yazıldı desem, acaba kaç kişi bilir? Gerekçesi nedir desem, acaba kaç kişi bilir? Gerçekten bu kararname aslında bir tür... Evet, çok sözü edildi kurulan, ataması yapılan kurulları dikkate aldığımız zaman, bakanları burada tartıştığımız "Kaçıncı sırada bu bakanlar?" diye soru sorduran kurullar yapısı; tabii ki kurulların altında bakanlar. Fakat bu kararnamenin esasen yeri hukuk sistemimizde, herhâlde bir paralel Anayasa'dır şeklinde nitelendirme yaparsak yeridir çünkü bunu anlamaz isek -1 no.lu Kararname'yi- bu durumda bugün, burada tartıştığımız hususları yerli yerine oturtmamız mümkün olmaz.
Şimdi, bu bakımdan, üçüncü nokta -giriş niteliğinde- dünkü buradaki tablo ile bugünkü tablo arasında tam bir tezat teşkil eden görünüm çünkü dün tam bir uzlaşma havası vardı, bugün ise deyim yerindeyse Nuh diyen ama Peygamber demeyen bir yaklaşım, "Hayır, kesinlikle biz bunun virgülüne bile dokundurtmayız." zihniyeti.
İşte, bu yaklaşımla, bu sözlerle bu metne, 3'üncü maddeye baktığımız zaman, 3'üncü maddenin esasen Anayasa'nın başta 2'nci maddesi olmak üzere, 6'ncı maddesi, 7'nci maddesi, 11'inci maddesi, 73'üncü maddesi, 87'nci maddesi ve 161'inci maddesine aykırı olduğunu görmekteyiz. İki açıdan 2'nci maddeye aykırı: Hukuk devleti açısından, kuralı koyan, kuralı uygulayan ve denetleyen makam ayrılığı bakımından; 2'nci maddeye aykırı çünkü demokratik devlet ilkesi bakımından, saydamlık kuralı açısından. 6'ncı maddeye aykırı çünkü hiçbir organ kaynağını Anayasa'dan almayan devlet yetkisi kullanamaz. 7'nci maddeye aykırı çünkü yasama yetkisi devredilemez. 11'inci maddeye aykırı çünkü yasama organı öncelikle Anayasa'nın amir hükümleriyle...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kaboğlu, tamamlayalım, bir dakika süre veriyorum.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Lütfen...
11'nci maddeye aykırı çünkü 11'inci maddenin birinci muhatabı yasama organıdır. 73'üncü maddeye aykırı çünkü 73'üncü madde vergi ödevi, esasen vergi yükümlüsünün haklarını düzenlemektedir. 87'nci maddeye aykırıdır, bütçe hakkı... Evet "bütçe hakkı" deniyor, Anayasa Mahkemesi de öyle nitelendiriyor ama ben buna "bütçe yetkisi" diyorum. Bütçe yetkisi yasama organına aittir ve nihayet, Anayasa'nın 161'inci maddesine aykırıdır, bütçe ve kesin hesap hükmüne.
Şimdi, bu maddelere bu 3'üncü maddenin aykırılığı, esasen yasayla düzenlenmesi gereken bir alanın Cumhurbaşkanlığı kararnamesine verilmiş olması ve Cumhurbaşkanına... Bir yasada kişiden söz edilmez, makamdan söz edilir, ayrı bir sorun
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, ben dün de hiç kullanmadım hakkımı, bir dakika daha verirseniz ben bunu bağlamak isterim.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Hocam, tabii.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Şimdi, burada benim bu koyduğum, belirttiğim maddelerin herhangi biçimde bir değer yargısıyla ilişkisi bulunmamaktadır. Çünkü elimdeki metinde Anayasa Mahkemesinden uzunca bir alıntı var bütçe hakkı konusunda ve Anayasa Mahkemesinin bu kararı da öyle, hani tırnak içerisinde "vesayet dönemi Anayasa Mahkemesi"nin değil, 2012 yılında verdiği karardır, buna da açıkça aykırıdır.
Tabii ki burada, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nu belirtmeme gerek yok. Ancak şununla bitireyim ki şu anda bile Sayıştayın denetiminin çok zor olduğu ve hesap verebilir yönetim anlayışının uygulanmadığı dikkate alınırsa bu yasanın yürürlüğe girmesi durumunda herhangi bir biçimde...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - ...hesap verebilirlik ilkesinin geçerli olmayacağını söyleyebiliriz.
Saygıyla hepinizi selamlıyorum. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)