GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 13 Ekim Ankara'nın başkent oluşunun 95'inci yıl dönümünü kutladığına ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:8
Tarih:17.10.2018

NEVİN TAŞLIÇAY (Ankara) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; bugün Ankara'nın başkent olmasının 95'inci yılı münasebetiyle yüce Meclisin huzurunda Ankara Milletvekili olarak gündem dışı sizlere seslenmenin gururunu yaşıyorum.

Konuşmama Türk Kurtuluş Savaşı'nın kahramanı, Türk milletinin gurur kaynağı, Ankara'nın başkent oluşundaki stratejik aklın sahibi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e saygılarımla başlamak istiyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

Coğrafya kaderdir; Türklerin kaderi ise son yüzyılda Polatlı'dan Şereflikoçhisar'a, Ulus'tan Çankaya'ya Ankara olmuştur. Ankara emperyalizme direnişin kalesi, millî hâkimiyetin yuvası, sarkacı yükselişe geçen Türklüğün son karargâhıdır. Ankara Birinci Meclistir, Anafartalar'dır, Sakarya'dır; egemenliğin kayıtsız, şartsız milletin olduğunun ifadesidir, cumhuriyettir; Hacı Bayram-ı Veli'dir, Ahi Mesut'tur, Karacabey'dir. Ankara Anadolu'yu Türklükle mayalayan şehirdir; Gediz'dir, Asi'dir, Fırat'tır, Dicle'dir; insanlık pınarının çağladığı medeniyetler başkentidir. Ankara Türk dünyasının kalpgâhı, İslam âleminin umududur.

1922'de Ankara düşmediğinde asıl düşmeyen Türklüktür. Ankara teslim olmadığında asıl teslim olmayan vatandır, namustur, ittihattır. 15 Temmuzda teslim alınmaya çalışılan yine sadece Ankara olmamıştır. Teslim alınmak istenen, günden güne içi çürütülmeye çalışılan Türk devleti olmuştur. Esir alınmak istenen sadece taş binalar olmamıştır; demokrasimiz, millî egemenliğimiz, Gazi Meclis esir alınmak istenmiştir. Nihayet millî irade de başkentte bir kez daha direnmiş ve bir kez daha teslim olmamıştır. Gazi Meclis düşmanının Polatlı'ya dayandığı günkü azim ve kararlılıkla açık kalmış, Türk milleti zillete, ihanete boyun eğmemiştir. Türk askeri ve polisinin gerekli müdahalesiyle Ankara tüm dünyaya yine, yeniden daha gür bir sesle haykırmıştır: "Biz biriz, beraberiz." Malazgirt'te olduğu gibi, Çanakkale'de olduğu gibi "Biriz, beraberiz." demiştir.

Sayın milletvekilleri, unutulmamalıdır ki 15 Temmuzda da görüldüğü üzere, Ankara demek Türkiye Büyük Millet Meclisi demektir; gururumuz, umudumuz Türkiye Büyük Millet Meclisi demektir. Bizler bunu böyle düşünmemekte ısrar etsek de düşmanın gözünde Ankara demek Türk İslam âlemi demektir. Onlar çok iyi bilirler ve bu yüzden güçlerini her yeniden toparladıklarında Ankara'ya tüm güçleriyle bir kez daha hücum ederler. Ancak, Ankara demek Türklüğün zor zamanları demektir, Ankara demek oyunları bozmak demektir. Ankara bu yüzden sadece Türkiye'nin değil, gönül coğrafyamızın da başkenti demektir.

Afrin'de Türk Silahlı Kuvvetleri, Kerkük'te Necdet Koçak, Kırım'da Cengiz Dağcı, Doğu Türkistan'da İsa Yusuf Alptekin'dir. Bosna'da Aliya, Kıbrıs'ta Rauf Denktaş'tır, Mehmed Emin Resulzade'dir Ankara. Batı Trakya'da Sadık Ahmet'tir, Gagavuzya'da Gökoğuzlar'dır. Ankara bu toprakların, bu coğrafyanın güvencesidir; Anadolu'dur, Rumeli'dir, Ahıska'dır, bitmeyen rüyadır.

Bu bilinçle, Ahlat'tan Söğüt'e, Semerkant'tan Tebriz'e, Konya'dan Bursa'ya, Edirne'den İstanbul'a tarihin en aziz, en kutsal mekânlarının halefi Ankara'nın başkent oluşunun 95'inci yıl dönümünü bir kez daha kutluyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)