| Konu: | Türk-İslam coğrafyasında son dönemde yaşanan gelişmelere ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 24.10.2018 |
MUSTAFA DESTİCİ (Ankara) - Kıymetli Başkanım, sayın Divan, değerli milletvekilleri; öncelikle sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyor; hain PKK terör örgütüyle mücadele ederken şehadet şerbetini içen şehitlerimizi rahmetle, minnetle ve şükranla anıyorum. Ruhları şad olsun, mekânları cennet olsun.
Saygıdeğer Başkan, değerli milletvekilleri; Türk ve İslam coğrafyasındaki yangın hepimizin malumu ancak onlarca yıldır süren ve artarak devam eden Doğu Türkistan'daki yangın diğer bölgeler kadar ülkemizin gündemini maalesef meşgul etmemektedir. Doğu Türkistan'da tarihin gördüğü en büyük insan hakları ihlalleri gerçekleşirken dünya uluslarının ve özellikle de Türk ve İslam dünyasının Çin'le çıkar ilişkilerinin bozulması endişesiyle bu baskı ve zulümleri görmezden gelmeleri canımızı oldukça acıtmakta ve yüreğimizi yakmaktadır. Milyonlarca insanın hayatını nefes alamaz hâle getirecek kadar gözü dönmüş bir yönetim karşımızdayken bizlerin bu zulme sessiz kalması asla ve kata mümkün değildir. Doğu Türkistan Türklerinin, dillerini öğrenme, inançlarını yaşama, evlenme ve çocuk sahibi olma gibi en doğal insan haklarından mahrum edildiklerini, 1 milyon Uygur kızının ailesinden zorla alınarak fabrika ve tarlalarda işçi yapıldığını; sadece Uygur kızları değil, Doğu Türkistanlıların kendi toprağında işsiz bırakılıp, sürgünde köle gibi çalıştırılıp toplu katliamlara maruz kaldıklarını, eğitim adı altında milyonlarca Doğu Türkistanlı kardeşimizi kamplarda yaşamaya mahkûm ettiklerini göremeyecek kadar kör mü oldu gözlerimiz? Bahsettiğimiz bu dramı son zamanlarda ABD'nin oyunu olarak bizlere sunma çabasında olanları da görmekteyiz; iddiaları, bahsedilen bu olayları Çin'in güçlenmesini istemeyen ABD'nin uydurduğu haberler olduğu yönünde. Ölümü, acıyı, baskıyı, korkuyu bizzat görmüş ve yaşamış olan milyonlarca Doğu Türkistanlı kardeşimi nereye koyacağız? Yalanı ve doğruyu algılama biçimimiz, Çin ve ABD rekabetine mi bağlanmıştır?
Öte yandan, iki ülke arasındaki bu rekabet yaşanan bu dramın üzerini örtmeye yeter mi? Bu insanlara sormak istiyorum: Siz kimin tarafındasınız? ABD'nin mi, Çin'in mi, yoksa insanlığın mı, vicdanın mı? Dünyanın gözü önünde umursamadan hukuksuz, kanunsuz ve alenen yapılan bu katliamların nedeni nedir? Müslüman olmaları mıdır, Türk olmaları mıdır? Ticari ve siyasi hesaplarınız sonucunda feryat feryat büyüyen bu zulme kulaklarınızı tıkamanız, gözlerinizi kapatmanız ve sessizliğe bürünmeniz, zulmedenlerle sizleri aynı kefeye koyar. Bunu da hiç kimsenin unutmaması gerekir. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.
Değerli milletvekilleri, dünyanın tüm ülkelerinde olduğu gibi Türk ve İslam dünyasının lokomotif ülkesi konumundaki Türkiye'de Doğu Türkistan için maalesef yüksek sesler duyamamaktayız. Basın ilgisiz, Parlamento ilgisiz, STK'ler ilgisiz, milletvekillerimizin birçoğu maalesef ilgisiz. Hatta, değerli vekillerimiz bu konuya o kadar ilgisiz ki bundan bir ay önce Paris'te düzenlenen Doğu Türkistan Bağımsızlık Hareketi Kurultayına sadece şahsım katılmıştır. Sanırım gönül coğrafyamızın sınırlarını, Türkiye olarak bizler, tam olarak idrak edememekteyiz ya da gönül coğrafyamızı gündemlere, çıkarlara ve diplomatik ilişkilerimize göre her gün revize ediyoruz. Acaba bu yüzden mi Doğu Türkistan konusunda sessizliğe bürünmekteyiz? Acaba bu yüzden mi dünyanın en fazla insani yardım yapan ülkesi olurken Doğu Türkistan'a kulaklarımızı tıkamaktayız? Ancak bunlar bizim için bahane değildir. Elimizden geldiğince ve gücümüz yettiğince bu zulme dur demek için çalışacağız. Her platformda Doğu Türkistan'ın hak ettiği refaha, huzura ve bağımsızlığa ulaşması için gayret sarf edeceğiz. Doğu Türkistan'ın uğruna atılan her adımın adalet, hak ve insanlık için atılmış bir adım olduğunu aklımızdan çıkarmayacağız.
Bu sebeple, Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonunun Parlamento çatısı altında Doğu Türkistan'la ilgili çalışmalarını artırmasını talep ediyoruz. Üyesi olduğumuz tüm asamblelerin metinlerinde Doğu Türkistan için en azından bir paragraf ayrılmasını talep ediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın Sayın Milletvekili.
MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) - Sağ olun.
Kamuoyunda o bölgeye yönelik farkındalığın artırılması için yazılı ve görsel basında etkinliğin artırılmasını, sivil toplum kuruluşlarının konuya daha fazla eğilmelerini talep ediyoruz. Adaletsizliği azaltmak isteyen, kısacık hayatına daha fazla anlam katmak isteyen herkes bu konuda destek olmalıdır.
Ayrıca, Türkiye Büyük Millet Meclisimizin Doğu Türkistan özel gündemiyle toplanmasını ve Çin'in bu zulümlerini kınamasını da Büyük Birlik Partisi olarak talep ediyoruz.
Saygıdeğer Başkanım, kıymetli milletvekilleri; ben bir Türk milliyetçisiyim, Türk-İslam ülkücüsüyüm ve Türkiye tarihinin hiçbir döneminde ülkücüler, alperenler, Türk milliyetçileri asla ırkçı ve faşist olmamışlardır. Irkçılığın ve faşistliğin imanımızla uyuşmadığını biz de bilenlerdeniz. Ben hem bir imam-hatip lisesi mezunuyum hem de ilahiyat fakültesi mezunuyum. Üstünlüğün takvada olduğunu biz de biliyoruz. Lakin hiç kimse şunu aklından çıkarmasın: Bu büyük Müslüman Türk milleti on asırdan fazla İslam'ın...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) - Burada mikrofonun açılmasını istiyorum.
BAŞKAN - Toparlayın Sayın Milletvekili.
MUSTAFA DESTİCİ (Devamla) - Bu asil Türk milleti on asırdan fazla İslam'ın sancaktarlığını yapmış. Türk milleti derken Türk, Türkmen, Çerkez, Boşnak, Laz, hepsi bu "Türk milleti" ifadesinin içerisindedir. Bu millet on asırdan fazla İslam'ın sancaktarlığını yapmış, İlayıkelimetullah için "nizamıâlem" diyerek üç kıtada at koşturmuş ve seve seve canlarını vererek şehadet şerbetini içmiştir. Onun için bu millet takvada üstündür ve ben bunun için gururla Türk'üm diyorum, Türk milliyetçisiyim, alperenim, ülkücüyüm ve Türk-İslam ülkücüsüyüm diyorum.
Hepinizi sevgiyle, saygıyla, hürmetle ve muhabbetle selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.