| Konu: | 701 sayılı Olağanüstü Hâl Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (1/4) ile İçtüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 11 |
| Tarih: | 30.10.2018 |
AYSU BANKOĞLU (Bartın) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, öncelikle, dün yurdumuzun tüm illerinde coşkuyla kutladığımız 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'mızın 95'inci yıl dönümünü yüce Meclisimizin kürsüsünden de bir kez daha kutlamak istiyorum. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, cumhuriyeti bize armağan ve emanet eden tüm kurucu kadroları saygıyla ve takdirle anıyorum, ruhları şad olsun diyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Hiç şüphesiz ki cumhuriyet, demokrasi ve hukuk devletiyle taçlandırıldığında anlam kazanacaktır. Bizim de Cumhuriyet Halk Partisi olarak tüm çabalarımız bu yöndedir ve bu yönde olmaya devam edecektir.
Görüşülmekte olan 701 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'yle ilgili şahsım adına söz almış bulunuyorum. Anayasa'ya açık aykırılıklar içeren bu kanun hükmünde kararnameyle toplamda yaklaşık 18 binden fazla kişinin kurumlarından ihracı ve bazı tüzel kişiliklerin de kapatılmasına karar verilmiştir. Söz konusu KHK ekinde de ihraç edilen kişilerin listeleri yer almaktadır ve o yüzden de önünüzde bulunan kitapçıklar oldukça kalındır.
Esasa ilişkin görüş ve eleştirilerime geçmeden önce usule ilişkin birtakım hususlarda tespitlerimi ve eleştirilerimi dile getirmek istiyorum sayın vekillerim ve sizlere sormak istiyorum: İçişleri Komisyonu ne yapmaktadır? Görüşmekte olduğumuz 701 sayılı KHK İçişleri Komisyonunda görüşülmeden neden âdeta yangından mal kaçırır gibi Genel Kurulumuzun önüne getirilmiştir? Sizlere bunu sormak istiyorum. Bahse konu kanun hükmünde kararnamenin komisyonda görüşülmesine ilişkin yirmi günlük süre 13 Ekim 2018 tarihinde sona ermiştir. Peki, neden Meclisin açıldığı 1 Ekimden 13 Ekime kadarki sürede esas komisyon olan İçişleri Komisyonu toplanarak bu KHK'yı görüşmemiştir? Milletin verdiği çok önemli vekillik görevlerimizi göz ardı ederek "Zaten Meclis yeni açıldı, biraz daha aktif dinlenme mi yapalım?" denmişti, sizlere sormak istiyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi vekilleri olarak biz buradayız, yasama ve denetim görevlerini yerine getirmek için hazırız. Ne yazık ki aynı azmi İçişleri Komisyonunun çalıştırılması konusunda iktidar partisinde göremiyoruz.
Değerli milletvekilleri, usule ilişkin bir diğer husus da şudur: 701 sayılı KHK Resmî Gazete'de yayımlandıktan sonra 8 Temmuz tarihinde önümüze getirilmiştir. 8 Temmuz tarihinde yayımlanmasının sebebini sizlere sormak istiyorum. Yoksa söz konusu tarihin 24 Hazirandan sonra olması sadece bir tesadüf müdür, sizlere bunu sormak istiyorum. KHK'ya ekli lisede o kadar geniş ve kapsamlı isimler yer almaktadır ki AKP'nin yaşamış olabileceği oy kaygısı da ister istemez bu gecikmenin sebebini akıllara getiriyor değerli milletvekilleri. Zira, 4 Haziran 2018 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla bu kararname çıkmıştır ancak yayımlanmasından otuz beş gün sonra bizlerin önüne gelmesinin bir izahı bulunmamaktadır değerli milletvekilleri.
Kaldı ki geçen bu süre aynı zamanda bizlere şunu da göstermektedir: KHK metninin ekinde yer alan listeler doğrudan Bakanlar Kurulunca belirlenmeden ilgili kurumlar tarafından tespit edilerek yayımlanmıştır. Bu yönüyle de Bakanlar Kurulu tarafından düzenlendiğini zannettiğimiz listeler esasında hukuken yanlış bir biçimde, ilgili kurumlar tarafından oluşturulmuştur. Maalesef bu tespitimiz kamuoyuna yapılan açıklamalarla da doğrulanmıştır.
Saygıdeğer milletvekilleri, usul kısmının dışında esasa ilişkin de Anayasa'ya pek çok aykırılık yer almaktadır söz konusu kanun hükmünde kararnamede ve Anayasa'mızın 121'inci maddesine göre olağanüstü hâl süresince yalnızca olağanüstü hâlin gerekli kıldığı konularda kanun hükmünde kararname çıkarılabilir. Hâlbuki 701 sayılı KHK'nin bütününe baktığımız zaman, OHAL'in gerekli kıldığı konular dışında da pek çok konuda bariz hukuka aykırılıklar olduğunu görüyoruz. Bildiğiniz üzere olağanüstü hâl uygulaması geçici nitelikte. Nitekim 20 Temmuz 2018 tarihi itibarıyla da OHAL sonlandı. Bu bakımdan, bahse konu dönemde yapılan işlemlerin olağanüstü hâl sona erdikten sonra geçerliliklerini sürdürmesi de mümkün değil ya da en azından sözde değil özde bir hukuk devletinde durum böyle olmalı. Çünkü geçici nitelikteki OHAL yönetim işlemlerinin olağanüstü hâl sona erdikten sonra da geçerliliğini sürdüreceğini kabul etmek pratikte OHAL'i sürekli hâle getirmek gibi oldukça vahim bir sonuç doğuracaktır. 12 Eylül hukukunun bile kabul etmediği böyle bir uygulamayı 2018 Türkiyesinde uygulamaya çalışmak 12 Eylül hukukunun bile gerisine düşmek anlamına gelecektir ki özellikle 12 Eylül vesayetiyle savaşmakta olduğunu ısrarla beyan eden AKP için söylem ile eylem arasında bir tutarsızlık olduğu da oldukça açıktır.
Anayasa'ya aykırılık içeren bir diğer husussa şöyle açıklanabilir değerli vekiller: Anayasa'nın 15'inci maddesinde OHAL dönemlerinde dahi müdahale edilmemesi gereken temel hak ve özgürlükler yer almaktadır ve bu haklar bakımından suç ve cezaların geriye yürütülemezliği ilkesi ile masumiyet karinesi açık bir şekilde ihlal edilmiştir. Bunlara ek olarak hepimizin malumu olduğu üzere kanun hükmünde kararnameyle tesis edilen işlemlerle alakalı yargı denetimi de esasında fiilen ortadan kaldırılmıştır. En iyi ihtimalde OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu vasıtasıyla çok geç bir süre sonunda belirli kararlar verilmektedir. Ancak bu komisyonun önündeki dosya yoğunluğunun etkisi ve özünde bir yargı mercisi olmamasının yarattığı büyük sıkıntılar sebebiyle fiilî anlamda bir yargı denetimi eksikliğini giderdiğini de söylemek mümkün değildir.
Saygıdeğer milletvekilleri, sözlerimi sonlandırırken şu hususun bir kez daha altını çizmek istiyorum: Az önce de vurguladığım ve Cumhuriyet Halk Partisinin de her zaman vurguladığı şekilde, çeşitli yönlerden hukuka ve Anayasa'ya aykırılıklar içeren 701 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve elbette ki daha önceki kanun hükmünde kararnameler yoluyla OHAL rejimi altında gerçekleştirilen haksız uygulamaları Cumhuriyet Halk Partisi olarak yüce milletimize duyurmaya devam edeceğiz ve her alanda "hak, hukuk, adalet" demeyi sürdürecek ve hukukun, en önemlisi de adaletin çizgisinden ayrılmayacağız.
Hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.