GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 701 sayılı Olağanüstü Hâl Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (1/4) ile İçtüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:12
Tarih:31.10.2018

ADNAN SELÇUK MIZRAKLI (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli üyeler; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

5'inci maddenin içeriğini biliyorsunuz, tekrardan içeriğe girmeyeceğim -asker şahıslar üzerine- fakat girişe baktınız zaman 18.632 asker ve polisten bahsediliyor. 17 Temmuz günü o dönemin Başbakanı, şimdiki Meclis Başkanımız Binali Yıldırım "2.839 asker bu işe karışmış." diyor, o günün tespiti öyle; arkasından sayılar giderek kabardı, kabardı... Hani, hepimizin de bildiği gibi 130 bini aşkın insandan, aileleriyle beraber düşündüğünüzde 1 milyona varan bir gruptan bahsediyoruz, mağdur edilmişlerden bahsediyoruz. O dönemde dönüldü, "Bir byLock sistemi var, bu byLock sisteminin üzerinden biz bunları tespit ettik." denildi; bugün dikkat ettim, hiç kimse byLock'tan bahsetmedi, byLock vardı. Bu ülkede, koskoca... Hani, demin bir arkadaşınız söyledi, teknolojisi itibarıyla dünyayla yarışan bir teknolojinin kullanıldığını söyledi; bu teknolojiye sahip olanlar 200 bin kişinin kullandığı byLock'tan habersizmişler(!)

Beraberinde, hatırlarsanız, "Fuat Avni" diye bir hesap vardı; o hesabın üzerinden her gün, böyle, ilginç birtakım ifadeler yer alırdı; herkes de takip ederdi, herkes de bilirdi. Yani, sokaktaki Ali Kemal'in bildiğini devletin başındakilerin bilmemesi, devletin istihbarat teşkilatlarının bunun hiç farkında olmaması garip. Hani, 2 kişinin bildiği sır değildir; 200 bin kişinin kullandığı bir pencereden, bir iletişim ağından haberi olmayan bir sistem.

Devam ediyoruz; baktığınız zaman ilginçlikler var yani, beraber bu ilginçlikleri ortaya koyalım. Bakıldığı zaman, işte, şu ifadeleri ben söyleyince siz kimlere ait olduğunu çok iyi çıkartacaksınız: "Bakın, yirmi sene önce söylenseydi, on beş sene, on sene, üç dört yıl öncesine kadar bile ben inanın bu kadarını düşünmüyordum ama ne yazık ki ciddi manada yanılgıya düşmüşüz, Allah bizi affetsin, affetsin." Ama kendinize af beklerken eğer diğerlerine karşı zalim olursanız o zaman buraya yine bir soru işareti koyarız.

Devam ediyorum: Ziya'dan haberi alıyor, koskoca MİT Başkanı haberdar olmuyor. Bütün bunların üzerine baktığımız zaman yine o dönemin Başbakanı Sayın Binali Yıldırım "Ya, bu işlerde at izi it izine karışmaya başladı." dedi yani tereddütlüydü, müteredditti. Onun bu kadar mütereddit olduğu durumda bu OHAL Komisyon kararlarının hakikaten adaleti tesis ettiğini düşünüyor musunuz? Oturup ellerimizi vicdanımıza koymamız lazım.

Biraz evvel Komisyonla aranızda müşavere yaparken bir 2.700 rakamı geçti, bir 3.700 rakamı geçti. Duydum, izledim. Bakın, arada bin gibi bir rakam farkı var. Bu 3.700 lira yerine 2.700 lira olsa "Bin lira önemsizdir." dersiniz ama aileyse, kişiyse bin aile eder, bin aile. Kendi ailenize bakın, o bin kişinin bin aile olması olgusundan hareketle ortada ciddi anlamda vicdanları rahatsız eden bir durum vardır.

Ben çok fazla şeye gitmeyeceğim, sadece bir hukuk devleti tarifini tekrar okuyacağım: "Hukuk devleti insan haklarına saygı gösteren, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her eylem ve işlemi hukuka uygun olan, her anlamda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayıp yargı denetimine açık olan, yasaların üstünde yasa koyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri ve Anayasa'nın bulunduğunun bilincinde olan devlettir." diyor. Bunu biz yine Anayasa'mızın 2'nci maddesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk devleti olduğu şeklindeki ifadeyle de görmek durumundayız ve bu ilkelerden bir tanesi de yani bu hukuk devletinin birtakım normları var, birçoğunuz benden çok daha iyi biliyordur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ADNAN SELÇUK MIZRAKLI (Devamla) - İşte, bu çerçevede baktığımız zaman hukuk devleti yara alıyor. Yasama organının bu hukuksuzluğa son vermesi gerekiyor.

Saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)