| Konu: | 701 sayılı Olağanüstü Hâl Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (1/4) ile İçtüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 31.10.2018 |
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; 701 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 7'nci maddesi üzerine konuşma yapmak üzere grubum adına söz almış bulunmaktayım.
Öncelikle şunu belirtmeliyim: Ahzab suresi 58'inci ayetikerimesinde "..."(*) "Mümin erkekleri ve mümin kadınları işlemedikleri şeyler yüzünden incitenler bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir." denilmektedir.
Bu kanun hükmünde kararnameyle içinde suçu sabit olmayan, hakkında takipsizlik veya beraat kararı bulunan kişilerin de kamudan ihraç edildiğini görmekteyiz. Küçük bir yerleşim yerindeki imam, öğretmen, polis gibi kamu görevlisi birçok birey, sadece şüphe üzerine veya itirafçı jurnalcilerin attığı iftira yüzünden bu kararnamenin içine ilgisi olmadığı hâlde dâhil edildi. Bu sayede at izi it izi birbirine karıştırıldı. FETÖ'yle uzaktan yakından alakası olmayan kişiler bile sırf iktidara uzak durdukları için vatan haini ilan edildi, siz de buna bile bile göz yumdunuz. O kadar korku imparatorluğu oluşturuldu ki emniyet, benden bilinmesin diye savcılığa sevk etti; savcılık, benden bilinmesin diye mahkemeye çıkardı; hâkim, benden bilinmesin diye tutuklama kararı verdi. Hâlbuki darbenin içinde direkt olanların birçoğu çoktan ülkeyi terk etmişti. Parası olanlar ise kamuoyundaki birçok söylentide olduğu gibi parayı verdi, dışarıya çıktı, olan yine garibana oldu.
Devletin işleyiş mekanizmasında okyanusta damla bile olmayan polis, öğretmen, imam gibi birçok kamu görevlisi insan mağdur edildi. Bu insanlar şimdi ya pazarlarda yumurta satıyor ya da kahvelerde çaycılık yaparak ailesini geçindirmeye çalışıyor. Sayın Cumhurbaşkanının bile Türkçe olimpiyatlarının reklamını yaptığı "Ne istedin de vermedik?" diye davet ettiği, belediye başkanlarınızın parsel parsel yer tahsis ettiği FETÖ'nün okulları bir zamanlar moda iken içinizden birçoğu çocuklarını bu adamın okullarına gönderdi; başta Sayın Cumhurbaşkanının dünürü. Yeni memur alımlarında, milat kabul ettiğiniz 17-25 Aralıktan önce FETÖ'nün okullarında okuyanları elerken Cumhurbaşkanının damadı Berat Albayrak şimdi Hazine ve Maliye Bakanı. FETÖ'nün siyasi ve iktisadi ayağı araştırılsın diye araştırma önergesi veriyoruz, reddediyorsunuz. Madem öyle, siz getirin araştırma önergesini bizler destekleyelim. Kim ise bu hainler ortaya çıksın ama bunu siz yapamazsınız çünkü FETÖ'nün siyasi ayağı sizin içinizde. Birileri, bizlere iftira attığınızda içinizden en çok onlar alkışlıyor. Şimdi söyleyeceğim cümlelere dikkat edin. "Ben diyorum ki: Fetullah Hoca cemaati, bu memlekette düzgün, ahlaklı bir şekilde hizmet etmek isteyen, bu memleketin dışında Türk devletini, Türk Bayrağı'nı, Türkiye Cumhuriyeti'ni yüceltmek isteyen insanların güzel hizmetler yaptığı güzel bir yerdir." Bu cümleleri hiçbir İYİ PARTİ'li kullanmadı. Bu cümleleri, 17-25 Aralıktan sonra, darbeden iki ay kadar önce, yandaş televizyonlarınızda, sabahtan bu yana bizlere iftira atan bir milletvekili kullandı ve sizden, içinizde en çok FETÖ'ye iltisaklı olanlar ellerini patlatırcasına alkışladı. Bakın, AK PARTİ milletvekillerini turistik gezi gibi Amerika'ya götüren, FETÖ'yle randevularını ayarlayan kişi olduğu iddia edilen, FETÖ'yle boy boy fotoğrafları olduğu hâlde hâlâ Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanı Fahrettin Keleştemur; adamın FETÖ'yle fotoğrafı var, Tayyip Bey de kendisine ödül vermiş. Bakın, Fahrettin Keleştemur kimleri Pensilvanya'ya götürmüş? Bu fotoğrafı biliyorsunuzdur umarım. İçinizden 12 milletvekilinden hâlâ burada şu anda 5'i bu sıralarda oturuyor.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Ya, bunlarla elinize ne geçiyor?
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Neden rahatsız oluyorsun Recep, sen niye rahatsız oluyorsun Recep?
RECEP ÖZEL (Isparta) - Rahatsız olmuyorum. Eline ne geçiyor, merak ediyorum.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Hatta, Sayın Başkan, biri de sizin yanınızda oturuyor Burdur Milletvekilimiz, bakın, burada Burdur Milletvekili de var. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Niye FETÖ'ye gittiğinin izahını bile yapmadan bu adam hâlâ burada vekil.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Ya, "adam" diye niye saygısızca konuşuyorsun ya. Saygılı ol, saygılı ol!
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - İçinizden 5'i hâlâ burada oturuyor.
BAŞKAN - Sayın Konuşmacı, lütfen, konuşmalarınızda nazik bir üslup kullanınız.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Bu adamları FETÖ'yle yan yana getiren sizlersiniz. Sizin FETÖ'yle yaptığınız mücadelenin örneği ise işte bu fotoğraf, bunu da biliyorsunuz değil mi? Ayakta olan, sürahiyle su tutup sakilik yapan adam içeride, oturanlar ise hâlâ AK PARTİ'nin borazanlığını yapan kişiler. Bu mu sizin FETÖ'yle mücadeleniz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın Sayın Konuşmacı.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Bu kararnameyle 12 dernek, 3 gazete, 1 televizyon kapatıldı. Bu kanun hükmünde kararnameden önce de bir sürü dernek ve televizyon, gazete kapattınız. Toplam 1.626 dernek, 129 vakıf, 71 gazete, 25 radyo, 20 televizyon, 17 dergi, 4 haber ajansı, 29 yayınevi kapatıldı.
Peki, beraber, ortak olduğunuz dönemde bu derneklere üye olan, bu gazetelere röportaj veren, bu televizyonlarda boy boy, boy gösteren bir sürü AK PARTİ yöneticisi hakkında ne düşünüyorsunuz? FETÖ'nün televizyonlarında Ergenekon, Balyoz kumpasını anlatan, Fener Orduevini bastıran kişi içinizde oturuyor, içinizde grup başkan vekillerinizden biri. O da bir damat. Nedense dünürlük ilişkisiyle akrabalık bağı kurduğunuz kim varsa bir ucu FETÖ'ye dokunuyor.
Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)