GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sığınma hakkı ve Suriyelilerle ilgili yanlış bilinenlere ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:16
Tarih:13.11.2018

ATAY USLU (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüksek heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sığınmacılarla, geçici koruma altında yaşayan Suriyelilerle ilgili hemen her gün sosyal medyada, televizyonlarda, gazetelerde asılsız haberler çıkmakta, maalesef bazı siyasetçiler de yanlı ve yanlış bilgiler vermektedirler.

Bunlar neler diye bakacak olursak, "Suriyelilerin istediği üniversiteye girdiği" şeklinde yanlış bilgi var. Değerli arkadaşlar, Suriyeliler istediği üniversiteye giremiyor. Suriyelilerle ilgili bu konuda özel bir düzenleme yok. Diğer yabancı uyruklular hangi statüye tabi ise aynı statüye tabidirler; yabancı uyruklu öğrenci sınavında başarılı olma veya yatay geçişin şartlarını taşıma özelliklerine sahip olanlar üniversitelere girebilirler. Tüm yabancı öğrenciler -Türkiye'de 120 bin civarında yabancı öğrenci vardır- Türk öğrencilerin kontenjanlarını kullanmamaktadırlar.

"Suriyeli öğrencilerin tamamına devlet bütçesinden karşılıksız burs veriliyor." Bu da tamamen yanlıştır. Belli kriterleri taşıyan yabancı öğrencilere -bunlar Suriyeli öğrenciler de olabilir- belli sayıda yabancı öğrenciye burs verilmektedir. Bunların içerisinde bir kısım Suriyeli öğrenci de vardır.

"TOKİ tarafından yapılan sosyal konutlardan Suriyelilere bedava verilecek." Bu da yanlış bir bilgidir. Doğrusu şudur: TOKİ'den sosyal konut alabilmenin ilk şartı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktır. Suriyeliler Türk vatandaşı olmadıkları için TOKİ'den bedava değil, paralarıyla bile sosyal konut alamazlar, hak sahibi olamazlar.

Diğer bir yanlış bilgi: "Araçları için MTV ve diğer vergileri ödemiyorlar." Türkiye'den araç satın alsalar da Suriye'den araçlarını getirseler de Türkiye'den öncelikle plaka almak zorundalar. Plakayı aldıktan sonra motorlu taşıtlar vergisi dâhil, her türlü vergiyi ödemek durumundadırlar; sigortasını, fenni muayenesini yaptırmak zorundadırlar. Özel bir muafiyet kesinlikle yoktur.

"Seçimlerde oy kullanılacak." Yine yerel seçimler geliyor. Geçen seçimlerde çokça kullanıldı, çokça söylendi. Bu, kesinlikle yanlı bir bilgiydi, yanlış değil, yanlı olarak söylendi kamuoyunu yönlendirmek amacıyla. Herkes biliyor, hepimiz biliyoruz, seçimlerde oy kullanmanın ilk şartı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaktır. Vatandaş olmayan kimse oy kullanamaz.

"Suriyelilere maaş bağlanıyor." Bu da yanlış ve yalan bir bilgi arkadaşlar. Şu yapılıyor: Yardım yapılıyor. Temel yaşamsal ve insani ihtiyaçlarını karşılamak üzere yardımlar yapılıyor. Şu anda sosyal uyum yardımları var, 2016'dan beri uygulanıyor, aylık 120 lira gibi bir ücret Suriyelilere veriliyor. Bunun finansı Avrupa Birliği katkısından sağlanıyor. Avrupa Birliği, Kızılay, AFAD, Göç İdaresi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız bunu koordine ediyor. Ama şartları var -herkese değil- bir: ailede mutlaka engelli, yetim, öksüz çocuk bulunacak.

İki: Bu ailede çalışma çağında erkeğin olmaması gerekiyor. Bu şartları taşıyan Suriyeliler yardım alabiliyorlar.

Diğer bir konu "Çok suç işliyorlar." konusu. Bunun, istatistiklere baktığımızda, tamamen bir şehir efsanesi olduğu anlaşılıyor çünkü Suriyelilerin 2014-2017 arasında işledikleri suç miktarı tüm Türkiye'nin yıllık ortalamasının yüzde 1,3'üdür, yaklaşık yüzde 4,5'unu Suriyeliler oluşturmasına rağmen. Ve bu suçların önemli bir kısmı da kendi aralarında işledikleri suçlardır arkadaşlar, kendi aralarındaki nizalardır. Dünyanın hiçbir yerinde sığınmacılar çok suç işlemez ama böyle bir efsane vardır. Bugün Avrupa'da bu efsane yüksek sesle ifade ediliyor.

Diğer bir bilgi: "3,5 milyon Suriyeliye vatandaşlık verilecek. Beş yıl kaldıktan sonra Suriyeliler vatandaş olacak." Yok arkadaşlar böyle bir şey çünkü Suriyeliler Türkiye'de geçici koruma statüsüyle kalıyorlar. Beş değil, yirmi beş yıl da kalsalar Türk vatandaşı olma şartları yok, özelliklerine sahip değiller. Ancak tüm yabancılara tanıdığımız istisnai yolla vatandaşlık alabilir, bu konuda vatandaşlığa başvuru hakkı kazanabilirler. Amaç ne burada? Ekonomik, entelektüel, akademik bir potansiyelin yok olup gitmesine, başka coğrafyalara doğru kaymasına engel olmaktır. Bugüne kadar yedi yılda 55 bin Suriyeliye Türk vatandaşlığı verildi. 55 bin Suriyelinin içerisinde yaklaşık olarak 10 bini Türk anne veya babadan olduğu için veya evlenme yoluyla vatandaşlık kazandı. 55 binin içerisinde 20 binden fazla çocuk var arkadaşlar. Babaya verildiği zaman çocuğa da veriliyor. Bu anlamda şu ana kadar vatandaş olan Suriyelilerin sayısı yüzde 1 civarında ve kesinlikle bu söylenen bilgiler şehir efsanesi olmaktan öte geçmiyor.

Değerli milletvekilleri, yanlış bilgilere dayalı ön yargılarla aslında olumsuz bir toplum psikolojisi oluşturulmaya çalışılıyor. Bu, nefretin, ayrımcılığın, göçmen düşmanlığının ortaya çıkmasıdır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ATAY USLU (Devamla) - Bitiriyorum.

BAŞKAN - Sayın Uslu, sözlerinizi tamamlamanız için bir dakika daha veriyorum.

Buyurun.

ATAY USLU (Devamla) - Ayrımcılık ve nefret içeren dil, medeniyetimizden haberi olmayanların, insanlıktan ve merhametten nasibi bulunmayanların kullandığı bir dildir. Sığınmacı ve yabancı düşmanlığını alevlendirmeye yönelik o dili konuşanlar, oy devşirebileceklerini zannediyorlar. Oy devşirme derdinde olanlar bizim medeniyetimizi, bizim milletimizi anlamayanlardır, bunu idrak edemeyenlerdir. Bize ayrımcı dil, nefret dili yakışmaz, bize sevgi dili yakışır. Bu, medeniyetimizin en önemli özelliklerinden bir tanesidir ve sığınma hakkı yaşam hakkıyla doğrudan bağlantılıdır, önemli bir insan hakkıdır.

Bugüne kadar Türkiye bu süreci başarıyla götürmüştür. Sürecin başarıyla götürülmesine katkı sunan Hükûmetimize, milletimize, Cumhurbaşkanımıza, kamu kuruluş ve kurumlarına, uluslararası kuruluşlara, sivil toplum kuruluşlarına, siyasal partilere teşekkür ediyorum.

Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)