| Konu: | Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 17 |
| Tarih: | 14.11.2018 |
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sevgili Başkan, Divan, sayın üyeler; 5'inci madde değiştirildi, iyileştirildi. Bu, olumlu bir adım fakat 5'inci maddenin ilk şekliyle şu anda aldığı biçim karşılaştırıldığı zaman esasen bu maddenin yazımının haklılığını, ikna ediciliğini ve meşruluğunu ciddi biçimde sorgulama olanağını tanımaktadır bize. Ama daha genel olarak, bu yasa vesilesiyle Türkiye Büyük Millet Meclisinin özerkliği, Komisyonun parti gruplarına göre özerkliği ve Anayasa'ya aykırılık sorununun testi bakımından da önemli bir deneyim olmuştur.
Bu madde vesilesiyle burada tabii ki sadece hekimler değil, aynı zamanda hastalar, aynı zamanda vekiller, yasa yapım süreci açısından Anayasa'nın 17'nci maddesinin mağduru konumundadır. Gece yarılarından sonra, yorarak, bıktırarak bir yasanın nasıl yapılmaması gerektiğinin örneği burada sergilenmiştir.
Fakat bu yasa metninin 5'inci maddesinin içeriği iyileştirildiği hâlde esasen özü, kanun hükmünde kararnamelerde yer alan formül olarak muhafaza edilmektedir. Millî Güvenlik Kurulu, iltisak, irtibat ve güvenlik soruşturması... Bu bakımdan olağanüstü hâle, 15 Temmuza yollama yapmak gerekiyor çünkü 15 Temmuzdan sonraki OHAL düzenlemelerinin bir uzantısıdır, onların kalıcı hâle gelmesini sağlayacak olan bir metindir.
Bilindiği gibi, 15 Temmuza Türkiye, özellikle Anayasa'nın ihlali sonucu, özellikle de dinin politikaya alet edilmesi ve liyakat ilkesine uyulmaması sonucu gelmiştir.
Yine, bilindiği gibi, OHAL, Anayasa dışı kullanıldı. OHAL'de meşru olmayan Anayasa değişikliği yapıldı, geçiş dönemi de meşru olmayan yol ve yöntemlerle kotarıldı.
Aynı şekilde bu Mecliste, OHAL kanun hükmünde kararnameleri kanunlaştırılarak OHAL kalıcı hâle getirildi.
Bununla yetinilmedi, 7145 sayılı Yasa'yla OHAL örtülü bir biçimde üç yıl daha uzatıldı.
İşte, bütün bunlar yetmiyormuş gibi, 5'inci maddeyle aslında OHAL'i kalıcı kılmak amacıyla bir düzenleme yapılmış bulunuyor. Burada Millî Güvenlik Kuruluna verilen yetki Anayasa'ya aykırıdır açıkça. İltisak ve irtibat yine ceza hukuku ilkelerine aykırıdır. Değerlendirme özneldir, ilgili mevzuat da belli değildir. Fakat bunun yanı sıra "güvenlik soruşturması" kavramının bu şekilde yasaya girmesi kabul edilemez çünkü güvenlik soruşturması, değinildiği gibi, 676 sayılı Kararname'yle bir OHAL düzenlemesidir, Anayasa'ya açıkça aykırıdır, özellikle Anayasa'nın liyakat ilkesini düzenleyen uzmanlık ve bilim temelinde yazılan maddelerine aykırıdır. Bu yazım tarzı belirttiğim iki ana ögeyle birlikte bir yargısız infaz maddesidir. Bu yazım tarzıyla, esasen, yasa yoluyla yasama, yürütme ve yargı yetkileri yargısız infaz yaptırımı konusunda birleştirilmektedir. Bu açıdan Anayasa'ya açıkça aykırıdır, Türkiye'nin taraf olduğu sözleşmelere aykırıdır ve Türkiye'nin, geçmişte, 12 Eylülden sonra 12 Eylül hukukunu aşma konusunda mahkeme kararları yoluyla edindiği kazanımlara da açıkça aykırılık taşımaktadır.
Burada, Komisyonda özellikle dile getirildi, "sadakat" dendi. Yöneticilere sadakat gösterilmez, sadakat hukuka gösterilir ve bu sadakat da Anayasa'nın 2'nci maddesinde yazılıdır, "insan haklarına dayanan laik ve demokratik hukuk devleti" denilmektedir. Hukuk devleti, hukuk kuralları bütünüdür; eğer bir kişiden, bir görevliden sadakat bekliyorsanız o kişinin hukuka sadık olup olmadığı testinden geçirmek durumundasınız. Yoksa yöneticiye sadakat esas kriter alınırsa o zaman Türkiye 15 Temmuz süreçlerini yaşama talihsizliğiyle daha çok karşı karşıya gelir. Bu bakımdan, esasen Türkiye'nin son dört yılda yaşadığı anayasasızlaştırma süreci, burada, bu yasa maddesiyle, buna paralel olarak bir tür yasasızlaştırma sürecine girmiş bulunuyor. Çünkü bu yasa maddesi "Bir madde nasıl yazılmaz, bir yasa maddesi nasıl yazılmaz?" bunun örneğini oluşturuyor. Tabii, bunun yapım tarzı da "Bir yasa maddesi, bir yasa nasıl yapılmaz?" onun örneğini oluşturmuş bulunuyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın lütfen.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Bu bakımdan, sayın üyeler, gerçekten, Türkiye'nin eğer bir kez daha 15 Temmuz hain darbe girişimi benzeri darbeyle karşılaşmasını istemiyorsak, biz bu şekilde fiilî ve keyfî düzenlemelerle değil, hukuka dönüşle ancak toplumsal barışı sağlayabiliriz, kamu düzenini sağlayabiliriz. Barış ancak hukuktan geçer yoksa ifade edildiği gibi, barışın yerine biz fiilî durumu hâkim kılarsak, fiilî durum yerine keyfiliği getirirsek ve Anayasa suçlarını sürekli hâle getirirsek o zaman barışı sağlayamayız.
O bakımdan, buradaki iki önemli ögeyi dikkate alarak -özellikle Millî Güvenlik Kurulu kalıbı, OHAL esinli ve güvenlik soruşturması- bu metni tümüyle kaldıralım. 5'inci madde tümüyle geri çekilmediği sürece bu yasa içerisinde Anayasa'ya, Anayasa'nın bütününe çok yönlü olarak...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - ...aykırılık devam edecektir ve bu yasa bir sağlık yasası değil sağlığı katleden bir yasa olacaktır. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kaboğlu.