| Konu: | Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 17 |
| Tarih: | 14.11.2018 |
TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Meclisin sol tarafına döneceğim ve hepiniz iltisaklısınız, hepiniz irtibatlısınız diyeceğim çünkü bir yasa çıkarıyorsunuz ve içine böyle, subjektif ifadeleri yerleştiriyorsunuz. Bir gün karşınıza çıkar diyoruz, "Çıkmaz." diyorsunuz. Çıkmaması garip zaten. Bu yasayla beraber FETÖ'yle mücadele ettiğinizi söylüyorsunuz, Türkiye'nin ne kadar muhalifi varsa, ne kadar aydını varsa, ne kadar bu toplumun geleceği üzerinde söz sahibi olabilecek yetişmiş insanı varsa tamamını harcıyorsunuz ama geçmişinize dönüp bakmıyorsunuz. "FETÖ'cü" dediğiniz gerçek FETÖ'cülerle beraber on yıl boyunca bu devleti her kademede yönettiniz; savunma beraber, güvenlik beraber, millî eğitim beraber, yargı beraber. Binlerce insanı bu kadrolara yerleştirdiniz, bu ülkeyi beraber yönettiniz. Sizde iltisak yok, sizde irtibat yok, düşünen, aydın, bu ülke için her türlü özveride bulunan tabipler iltisaklı, öyle mi? Cevher gibi yetişmiş Türk Tabipleri Birliği Başkanı Raşit Tükel iltisaklı, siz tertemizsiniz. İstanbul Üniversitesinin büyük oy farkıyla tercih ettiği, rektör olarak tercih ettiği kişiyi atamayacaksınız, onun yerine alakasız bir insanı atayacaksınız, sonra ilk 500 üniversitenin içine giremediniz diye dert yanacaksınız, o iltisaklı olacak, siz burada oturacaksınız, öyle mi? Bir de döneceksiniz, bu meslek kuruluşlarına saldıracaksınız. Anayasa'nın 135'inci maddesini yok sayacaksınız, bu meslek kuruluşlarının üyelerinin birbiriyle olan ilişkilerini ve demokratik anlamda o kuruluşlar kanalıyla yaşamlarını yönlendirmesini hiçe sayacaksınız, bu meslek kuruluşlarının elindeki yetkileri almaya kalkacaksınız, Türk Tabipleri Birliği terörist olacak, Türk Tabipleri Birliği gereksiz olacak, Türk Tabipleri Birliği 80 bin küsur tabibi temsil etmeyecek, siz hiç kimseye sormadan bu yasayı getireceksiniz, burada çıkarmaya kalkacaksınız, dışarıda hekimler bağıracaklar, eylem yapacaklar, çatıya çıkacaklar, kendilerini neredeyse yakacak hâle gelecekler, sonra da munis munis bu yasada yaptığınız değişikliği de çok güzel bir şeymiş gibi anlatacaksınız.
Dünyanın var olan bütün normlarını yok sayacaksınız, Birleşmiş Milletlerin uygulamalarını yok sayacaksınız, Anayasa Mahkemesinin kararlarını yok sayacaksınız, Anayasa'yı yok sayacaksınız, -48'inci, 49'uncu maddesini- çalışma özgürlüğüyle alakalı maddeleri yok sayacaksınız, Anayasa'nın 2'nci, 8'inci, 9'uncu, 11'inci, 12'nci, 38'e dört, 138, 135, bütün maddelerini yok sayacaksınız, geleceksiniz, bunu bize burada anlatacaksınız, öyle mi? Herkes bilir ki çalışma hakkı yaşama hakkıyla bitişiktir. İnsanlar onurlarını koruyacak şekilde kazanmak ve yaşamak durumundadırlar; Birleşmiş Milletlerin evrensel olarak koymuş olduğu ilke budur. Bu ilke sizi hiç ilgilendirmiyor mu? Suçluyorsunuz insanları idari kararlarla, bir yargı kararı olmaksızın "Uğraşın." diyorsunuz, yargı yerine geçiyorsunuz, Anayasa'nın 9'uncu maddesini de hiçe sayıyorsunuz, sizi bağlayan hiçbir şey yok, bu yasayı buradan geçireceksiniz, biz de buna müsaade edeceğiz. Hiç düşünmüyor musunuz, bu ülkenin bir Anayasası var, bu Anayasa kurumlar arası ilişkileri düzenlemiş. Bu yasama kurumunu da bağlıyor bu Anayasa. Bu yasama kurumu, bu Anayasa'ya uygun yasalar yapmak mecburiyetindedir. Hekimleri aç, susuz, sefil bırakacak bir yasayı yapma hakkını nasıl kendinizde görüyorsunuz?
Az önce size saydım, Anayasa'da sosyal devlet ilkesi var, Anayasa'da hukuk devleti ilkesi var, Anayasa'nın üstünlüğü tarifi var. Siz bir grup insan elinizi kaldıracaksınız, burada bütün partiler buna muhalif olacak, bu yasayı getireceksiniz, geçireceksiniz, sonra da mutlu mutlu buradan ayrılacaksınız.
İYİ PARTİ Grubu adına bir önceki hatip dedi ki: "Bir yıl sonra değiştireceğiniz yasayı yapmayın." Bana göre hiç uygulayamayacağınız bir yasa yapıyorsunuz. Bir süre sonra birbirinize düşeceksiniz, birbirinizi "iltisaklı" diye içeri alacaksınız. Ben sizi uyarıyorum, Komisyonda da uyardım, bu yasayı yapanlar dikkat etsinler. Yasa yapıldıktan sonra tabancadan çıkmış mermiye döner, geri dönemezsiniz. İltisakla en fazla suçlanacak adam sizin içinizde var; il, ilçe teşkilatlarınıza bakın, bugüne kadar beslediğiniz kadrolara bakın, o kadroların içinden çıkar bunlar. Bu ülkenin aydınlarını, entelektüellerini yemek için yaptığınız yasa bir süre sonra sizi yemeye başlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Aydoğan.
TURAN AYDOĞAN (Devamla) - Ama bir şeyi unutmayın McCarthy dönemi de dâhil olmak üzere hiçbir baskıcı iktidarın, hiçbir totaliter iktidarın böyle bastıra bastıra getirmiş olduğu yasalar ilanihaye kalmamıştır. Size 12 Eylül rejimini hatırlatırım, size 28 Şubat sürecini hatırlatırım, size bundan önce çeşitli kavramlar üzerinden bu toplumda aydınlara, entelektüellere yapılan baskıları hatırlatırım. Bir gün bu baskıların süjesi olarak tarih sizi çok kötü anacak. Öyle parmak kaldırdılar, işini yaptı, gittiler demeyecek; bu ülkenin aydınlarını, entelektüellerini, düşün sermayesini yiyen adamlar olarak anılacaksınız.
Saygılar sunuyorum. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Aydoğan.