GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:17
Tarih:14.11.2018

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; görüşülmekte olan maddeyle ilgili İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım.

Konumuz, döner sermayelerin muhasebe hizmetleri. Sayın Cumhurbaşkanı "Tasarruf edin." derken birileri döner sermayeden yiyip içiyor.

Bir idareci kendi personeline çıkan yemekten yemek yerine özel yemek yiyorsa ve bunu personelinin gözü önünde yapıyorsa o personelde ne moral kalır ne de verimlilik. Daha dün, 13 Kasım tarihinde Denizli İl Sağlık Müdürü Berna Öztürk Tavas Devlet Hastanesinde mevcut personelin yemek saatini bir saat öne çekerek aynı yemekhanede üst düzey bürokratına canlı müzik eşliğinde yemek vermiş. Sorun şu: Personele pırasa, kendilerine pirzola; oh, ne âlâ!

İlgili maddeye geçmeden evvel kanun teklifinin vicdanları yaralayan 5'inci maddesiyle ilgili can alıcı bir noktaya değinmeden geçemeyeceğim. 11 Ocak 2018'te dönemin Sağlık Bakanı 944 yabancı doktor olduğunu, bini aşkın Suriyeli doktor başvurusu olduğunu belirtmişti. Sadece İstanbul'da bu ekim ayında 78 Suriyeli aile hekimi göreve başladı. 22 Şubat 2012 tarihinde Resmî Gazete ile yürürlüğe giren yabancı sağlık mensuplarının Türkiye'de çalışmasına yönelik yönetmelikte istenen şartlarda, dikkatinizi çekiyorum, yabancılarla ilgili güvenlik soruşturması yok. Gelenler ajan mı, terör örgütü bağlantısı var mı; soruşturan yok. Kendi vatandaşına güvenlik soruşturması yap, Suriyeli doktora ne olursan ol!

Madde Sağlık Bakanlığı tarafından teklif edilen, Hazine ve Maliye Bakanlığınca da uygun görülen döner sermayelerin muhasebe hizmetlerini Hazine ve Maliye Bakanlığının kontrolüne bırakıyor. Yeni kurulan hastane sistemi ve döner sermayesi oturuncaya kadar hazineden destek verilmesi maksadıyla bu madde eklendiyse eyvallah; tam tersi, yüksek kâr elde eden döner sermayelerin parasını hazineye aktarmaksa orada durmak lazım.

Bu maddeye benzer şekilde Devlet Malzeme Ofisi tarafından uygulamaya konulan Sağlık Market Uygulaması Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerin tıbbi sarf malzeme ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulan bir sistemdir. Devlet Malzeme Ofisi hâlihazırda tıbbi demirbaş malzemelerini tedarik etmektedir. Devlet Malzeme Ofisinden alınan cihazlarda verimsiz kullanım ve teknik destek yetersizliği sebebiyle sıkıntılar oluşmaktadır. Aynı şeyi şimdi tıbbi sarf malzemeleri için de uygulamak ne kadar verimli olacaktır. Sadece Denizli'de, İl Sağlık Müdürlüğünden yetki almış 60 adet tıbbi cihaz satış merkezi vardır. Türkiye genelindeyse bu rakam 8-10 bin firma civarındadır. Bu kadar büyük bir pazarda buradan geçimini sağlayan binlerce firma ve on binlerce çalışanı bu uygulamayla devre dışı bırakılacaktır. Zaten vadelerin uzamasıyla ayakta zor duran firmaları bu karar daha da zora sokacaktır. Sektör merkezde birkaç firmaya bırakılarak tekelleşme oluşacaktır. Mesela yakın zamanda laboratuvar hizmet alımlarında irili ufaklı yüzlerce firma varken alımların toplulaştırılması ve şartnamelerin ortaklaşması gibi nedenlerle ve her ihtiyacın firmaya bırakılması politikası sayesinde şu an Türkiye'de sektör 10 kadar yabancı firma ve bayilerin eline kalmıştır. Bu sayede fiyatlar yükseldi, kamuda maliyeti arttı; kalite artmadı, ismi ve sadece şekli, maliyeti değişti. Bu noktanın da gideceği yer aynısıdır.

Bir diğer husus da şehir hastaneleri mevzusu. Özel şirketlere tahsis edilen hazine arazisi üzerinde şehir hastaneleri için devlet, sözleşmelerde belirlenmiş süreler boyunca bu yerler için kira ödeyecek. Devletin kira yükümlülüğünün yanı sıra vergi kaybı da söz konusu. Şirketlerin finansmanı için yurt dışından aldıkları uluslararası kredilere de tam hazine garantisi verilmekte. Yani şirket kredi borcunu ödeyemezse devlet ben öderim diyor.

Şehir hastaneleri sistemi kapsamındaki bir diğer uygulama ise yüzde 70 doluluk oranı garantisi. Sağlık Bakanlığı şehir hastanelerini işletecek özel sektöre doluluk oranlarının yüzde 70'ini sağlama garantisi veriyor. Sayın grup başkan vekilli biraz önce "Yok öyle bir şey." dedi ama yoksa sözleşmeleri neden gizliyor, kamuoyundan saklıyorsunuz? Yatak sayısı artmayacak, mevcut hastaneler kapanacak çünkü şehir hastanelerinin yapılmasına, yapılacak hastanedeki yatak sayısı kadar mevcut hastanelerden azaltılması ya da mevcut hastanelerin kapatılması kaydıyla izin verilmektedir. Yani şehir hastanesi kurulan illerde bir adet yeni bina yapılıyorken mevcut hastaneler kapatılmakta böylece yeni hasta yatağı oluşmamaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Öztürk.

Buyurun.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Peki, kapatılan hastanelerin arsaları kimlere hangi amaç için verilecektir? Sözleşmeler ticari sır olarak saklandığı için şehir hastanelerinin yükümlülüklerinin nasıl işleyeceği de sır. Örneğin, Yozgat'ta eski parayla aylık 11,5 trilyon kira garantisine karşı, aylık 4,5 trilyon ciro var. Dolayısıyla 7 trilyon zarar ediyoruz.

Şimdi, bu maddede şehir hastanelerini ve sağlık marketi uygulamalarını neden anlattım? Sağlık Bakanlığının bu yılki bütçesinin içinde "yurt dışı transfer harcamaları" adı altında eski parayla 83 trilyona yakın gizlenmiş rakam var. Döner sermayelerin muhasebe sistemini manipüle edip gizleyerek Bakanlığın faaliyetine giren şehir hastaneleri yüzünden ödenen zararı mı gizleyeceksiniz, sonraki dönemlerde oluşan ayıpları mı örteceksiniz?

Yasaları uygulayacak olan, siyasi iradeye bağlı bürokrasidir. Niyetleri iyi olduğu müddetçe bu madde fayda sağlar. Niyetleri halis olmayan, hantal ve cahil bir yapı bu maddeyle işleyen tekere çomak sokar.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Öztürk.