| Konu: | Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 17 |
| Tarih: | 14.11.2018 |
ÇETİN ARIK (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Teklifin 15'inci maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Aziz milletimizi ve onun temsilcisi sayın milletvekillerini saygıyla selamlıyorum.
Bu torba yasa teklifinin içinde birçok düzenlemenin yanı sıra evlat hasretiyle yanıp tutuşan insanlarımızla ilgili düzenlemeler de var.
Sayın milletvekilleri, yasalar toplumsal yaşamı düzenlerken insan vicdanını es geçemez, geçmemeli. Maalesef, görüştüğümüz kanun teklifinde vicdanlar yaralanıyor, es geçiliyor.
Değerli milletvekilleri, teklifin 15'inci maddesinde dört ayrı kategoride incelenebilecek mahiyette suç unsurları düzenlenmiştir. Nedir bunlar? Embriyoyla ilgili işlem yapan, embriyoyu alıp satan, buna özendiren, reklam veren kişiler aynı cezaya çarptırılacaktır. Burada farklı içerikteki suçlar aynı başlık altında toplanmış ve net bir ayrım yapılmamıştır. Kanuna aykırı biçimde embriyoyla işlem yapan kişiyle bu işleme özendirdiği belirtilen kişinin aynı cezaya tabi tutulması hakkaniyetli bir durum değildir. Konuyla ilgili olarak her ne kadar yargı karar verecek ise de kanunda farklı suç tiplerinin aynı cezayla cezalandırılması öngörüldüğünde mahkemelerin kanun hükmünü değiştirmeleri mümkün olmayacağından farklı ağırlıktaki dört ayrı suça aynı cezanın uygulanması söz konusu olacaktır. Dolayısıyla görevini yapan, bir soruya yanıt veren hekimle komisyonculuk yapan bir kişi arasında cezai hukuk bakımından herhangi bir ayrım olmayacaktır.
Biz kadın doğumcular "infertile" yani çocuğu olmayan bir çift geldiğinde öncelikle bunun nedenini araştırırız. Öyle sonuçlarla karşılaşırız ki "Bunu çifte nasıl söyleyebiliriz?" diye düşünürüz. Örneğin 23 yaşındaki genç bir kadına "Senin yumurtalıkların doğuştan yok." veya "Senin yumurtalıklarında hiç yumurta yok." ya da "Senin 'uterus'un yani rahmin doğuştan yok." demek kolay bir şey değildir sayın milletvekilleri. "Senin çocuk sahibi olabilmen için donasyona ihtiyacın var." ya da "Senin anne olabilmek için tek şansın taşıyıcı annelik." demek çok kolay bir şey değildir. Ya da 20 yaşındaki genç bir erkeğe "Kardeşim, senin tetkik sonuçlarına göre baba olma şansın yok ya da tek şansın donasyon." demek hiç ama hiç kolay olan bir şey değildir.
Sayın milletvekilleri, evlat demek canın en tatlı yeri, baktığın gözün, tuttuğun elin, yürüdüğün ayakların, yemeğin, suyun, nefesin, "Ona gelmesin, bana gelsin tüm acılar." dediğin tek varlıktır. Evet, evlat sahibi olanlar için evlat böyle bir şey. Peki, evlat sahibi olamayanlar için? Bir doktor, bir hastasına "Senin rahmin ve yumurtalıkların gelişmemiş." dediğinde, kadının doktora ağlamaklı bir şekilde soracağı ilk soru "Peki, benim hiç çocuğum olmayacak mı?" sorusu olacaktır. Bu soruya cevap veren kadın doğumcu hekim "Tek şansınız donasyon." dediğinde, bir sonraki soru "Peki, nerede yaptırabilirim?" olacaktır.
İşte, bu soruya yanıt veren hekim, bu maddeye göre özendirme suçu işlemiş olacaktır, bu işin komisyonculuğunu yapan, embriyo alıp satan kişiyle aynı cezaya çarptırılacaktır; üç ila beş yıl arası hapis cezası ve çok ağır para cezalarıyla karşı karşıya kalacaktır.
Sayın milletvekilleri, bilgiye ulaşmanın insanların parmaklarının ucunda olduğu çağımızda, insanların bilgiye ulaşmasını engellemek mümkün değildir, önemli olan insanlarımızın doğru bilgiye ulaşmasını sağlamaktır.
Bu noktadan hareketle, çocuğu olmayan bir çifti doğru bilgilendirecek olan kişiler kadın doğumcular olmalıdır, doktorlar olmalıdır. Hastasını doğru bilgilendiren bir doktoru, bu işin komisyonculuğunu yapan kişilerle aynı kategoride değerlendirmek vicdansızlıktır, haksızlıktır. Hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bir hukuk devletinde hukuki güvenliğin sağlanması zorunlu olup, yapılan düzenlemelerde istikrar, belirlilik ve öngörülebilirlik göz önünde bulundurulmalıdır. Bireyin insan olarak varlığının korunmasını amaçlayan hukuk devletinde, vatandaşların hukuk güvenliğinin sağlanması zorunludur.
Bu nedenlerle, bu teklif hukuki güvenliğe aykırı olup, kişileri açık ve belirgin olmayan kurallarla karşı karşıya bırakmaktadır. Bu nedenlerle, hukuka aykırı olan "özendirme" ibaresinin geri çekilmesi gerekir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Arık, buyurun.
ÇETİN ARIK (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Özendirme suçuyla ilgili olarak Türk Ceza Kanunu'nda bizlere ışık tutabilecek bir hüküm yer almaktadır. Türk Ceza Kanunu madde 190'da özendirme suçunun bir örneğinin düzenlendiği görülmektedir.
Bu hükümden hareketle "Bu fiilleri özendiren, bunları yönlendiren" ibaresi yerine, "Bu fiillerin işlenmesine özel yer, donanım veya malzeme sağlayan, bu fiilleri işleyenlerin yakalanmalarını kolaylaştıracak önlemleri alır." şeklinde değiştirilmelidir.
Teşekkür ediyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Arık.