GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:17
Tarih:14.11.2018

HASAN BALTACI (Kastamonu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum.

Her şeyden önce şunu belirtmeliyim: Bu kanun teklifinin en çok tartışılan 5'inci maddesinde kısmen de olsa bir iyileştirme getirilmiştir ama yeterli değildir. Yalnız, Meclisin bundan sonra yapacağı tüm yasama faaliyetlerinde toplumun tüm kesimlerinin çıkarını gözeten ve uzlaşmaya dayanan bir tutumun öne çıkması için daha çok çaba harcamamız gerekiyor. Çünkü özellikle bu yasada olduğu gibi yani sağlıkta şiddeti önlemek istiyorsak, kadına şiddetle mücadele etmek istiyorsak, toplumsal barışı yeniden tesis etmek istiyorsak öncelikle bu Meclisin çatısı altında uzlaşma kültürünü hâkim kılmalıyız. Ortak değerlerimizi daha fazla öne çıkarmalıyız, ortak kaygılarımızı daha çok konuşmalıyız.

Şimdi, eğer sağlıkta şiddeti önlemek istiyorsak başta hekimler olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını iyileştirmeliyiz. Her şeyden önce, sağlık hizmeti ulaşılabilir, yerinde ve ücretsiz olmalıdır. Düşünün, hastalar hastane hastane gezerken, randevu sistemi ihtiyaca cevap vermezken, acil servisler yoğun bakım ünitesi gibi, poliklinik gibi hizmet verirken, acil servislere başvuru Türkiye genelinde 100 milyon kişiyi aşmışken, hekim ve sağlık çalışanlarının sayısı yetersizken, bir de bunun üstüne bütçeden sağlığa yeteri kadar pay ayrılmamışken, ambulanslar hastaneler arasında mekik dokurken, önleyici ve koruyucu sağlık hizmeti verilemezken nasıl olacak da sağlıkta şiddetin önüne geçeceğiz? Şimdi, gerçekçi olmamız lazım. Şiddeti uygulayan her kim olursa olsun öncelikle bunun cezasız kalmayacağını bilmeli, verilen cezanın uygulanacağını herkes bilmeli ama bunların yeterli olmayacağı kanısındayım çünkü biz her şeyden önce sağlık sistemini bir bütün olarak ele almalıyız, hastanın hekime ulaşmasının önündeki tüm engelleri kaldırmalıyız, hekim ve sağlık çalışanlarının sayısını artırmalıyız, onlara barışçıl bir çalışma ortamı sunmalıyız ve hekim ve sağlık çalışanlarına karşı uygulanan siyasi ve idari baskıya bir an önce son vermeliyiz.

Bir diğer husus da özellikle hekimlerin çalışma performansını etkileyen bu Sağlıkta Performans Sistemi'ni yeniden değerlendirmeliyiz ve bence tümden kaldırmalıyız çünkü muayene sürelerine baktığımızda Dünya Tabipler Birliğince belirlenen standartlara göre hekimin hastasına ayırması gereken süre en az yirmi dakika. Bu, Avrupa'da yirmi beş dakika bizde ise -günde 80 ila 200 hasta muayene eden doktor- özellikle psikiyatri kliniklerinde sekiz dakika, diğer kliniklerde ise beş dakikaya bir randevu alıyor. Bu sistem hekimi tüccar, hastayı da müşteri gören bir anlayışa sahiptir. Hasta kendisini müşteri olarak gördüğünde bu sefer de "müşteri memnuniyeti" gibi, sağlık hizmetiyle hiç alakası olmayan bir kavram devreye giriyor. Bütün bunlar yapılmazsa zaten kendisi tedaviye muhtaç olan sağlık sistemini ayağa kaldıramayız, şiddeti önleyemeyiz.

Ayrıca, sağlığı, devletin vatandaşına borçlu olduğu bir toplumsal hizmet olarak, bir kamu malı olarak değil de ticari bir meta olarak görüyorsunuz. Sizi ayakta tutan rant ekonomisinin bir parçası yaptınız sağlık sistemini. Şehir hastaneleriyle sağlığı yandaşa kaynak aktaracak bir araç olarak görüyorsunuz. Hastalar hekim beklerken hekimlik hakkını satışa çıkarıyorsunuz. Yani sizin için sağlık sistemi bir hizmet değil, kriz çıkaran ekonomik sisteminize kaynak aktaracak bir araçtan başkası değildir. Eğer bu ekonomik krizle mücadele etmek istiyorsak ekonomimizi ayakta tutan üretici güçleri, işçileri, emekçileri, memurları, köylüyü, gençleri, kadınları yaşatmak zorundayız; üretici güçlerin sağlığını yeniden ayaklar üstüne dikmek durumundayız. Aksi takdirde yaklaşan ve derinleşen krizle mücadele etmek imkânımız yoktur.

Hepinize teşekkür ediyorum, sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Baltacı.