| Konu: | Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 17 |
| Tarih: | 14.11.2018 |
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli üyeler; 12 sıra sayılı Kanun Teklifi üzerinde söz almış bulunmaktayım.
Bugün Diyabet Günüdür. Ülkemizde 8 milyon civarında diyabetli olduğu tahmin ediliyor. Beslenme bozukluğu ve fiziksel aktivitedeki azalmayla diyabet hastasının gelecek yıllarda daha da artacağı tahmin ediliyor. Diyorum ki özellikle çocuklarınızın fit olmasını sağlayınız.
Organ yetersizliği on binlerce hastayı ilgilendiren, önemli bir maddi manevi külfet yaratan ciddi bir sağlık sorunudur. Kadavradan veya canlıdan organ alınması bu hastalar için önemli bir kurtuluş ve iyi olma ümididir. Ülkemizde kadavradan transplantasyon beklenenin altındadır. Sayın Profesör Doktor Mehmet Haberal'ın verilerine göre, 20 binden fazla böbrek hastası, 2 binden fazla karaciğer hastası ve binden fazla kalp hastası transplantasyon için beklemektedir. Bizde kadavradan doku alma son derece düşüktür, aşağı yukarı organ transplantasyonunun yüzde 20'sini kadavradan, yüzde 80'ini de canlıdan alınan organlarla karşılamaktayız. Organ transplantasyonu için Şiraz'da kadavradan yararlanma yüzde 95, Tahran'da yüzde 60 iken ülkemizde yüzde 30 civarındadır; İran'ın bile çok çok altındayız.
Ülkemizde neden kadavradan organ transplantasyonu az miktarda olmaktadır? Bununla ilgili pek çok çaba vardır. Diyanet İşleri Başkanlığının cuma hutbeleri başta olmak üzere değişik ortamlarda organ transplantasyonunun canlıdan yapılabileceğine ve organdan yapılabileceğine dair vaizleri mevcuttur. Ancak muhtemeldir ki tüm din adamları aynı görüşte değildir, onların bu konuda bilinçlerinin artırılması gerekiyor. Ayrıca, hekimlerin bu konudaki tecrübelerini de tartışmak gerekiyor. Bir kazazede geldiğinde ve durumu iyi değilse, "ex" olması bekleniyorsa uygun bir ortamda hasta yakınları hekimler tarafından alınmalı ve yavaş yavaş hastasının kaybedileceğine ve buradan organ bağışının gerekliliğinin anlatılması, inandırılması gerekmektedir.
Ülkemizde 2.500 kazazede donasyona yatkın bulunuyor. Bu 2.500 kazazedenin de sadece yüzde 20'sinden doku transplantasyonunda faydalanabiliyoruz. Bunun hâlbuki ülkemizdeki ventilatör sayısına bakıldığında 5 misli olması gerekiyor. Niye böyle oluyor diye araştırıldığı vakit beyin ölümü tanısının geç konulduğu anlaşılıyor. Hâlbuki beyin ölümü tanısı el Doppler'iyle dahi yapılabilecek bir şey. Burada Sağlık Bakanlığı, yoğun bakım ünitelerini, özellikle ventilatör bulunan yoğun bakım ünitelerini alet edevat bakımından dört başı mamur hâle getirmelidir. Her ne kadar MR ya da tomografi cihazlarıyla beyin ölümü gerçekleştiği gösterilebiliyorsa da her merkezde bu yoktur ama bir Doppler ultrasonu koymak karşılaşılan maddi külfet karşısında son derece ekonomik bir yatırımdır.
Yine, Bakanlık, halk toplantıları yapmalı ve hekimler halkı sürekli olarak bilgilendirmelidir.
Bir diğer konu immünolojik uyum tespitinin tam yapılamaması. Bu da şöyle oluyor: Ülkemizde 82 merkezde organ transplantasyonu yapılmaktadır. Şu durum eksik ki her merkez kendi içinde çalışıyor. Buradan şunu demek istiyorum: Bir organ vericisini, canlıyı buluyorlar, vermeye hazır ama karşı tarafın immünolojik değeri uygun bulunmuyor ve bunu ayarlamak için benzer bir hasta gelmesini bekliyorlar. Hâlbuki Sağlık Bakanlığı bunu tüm Türkiye'de kendi bünyesine alır ve takibini yaparsa merkezlerde bunun için bekleyen immün grupları tespit eder, merkezlerden hastalar ayrılmadan organlar alınır, yine Sağlık Bakanlığının organizasyonuyla, eş değer olarak aynı zamanda...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayınız Sayın Kabukcuoğlu.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Devamla) - Tabii efendim.
...gitmesi gereken merkeze ulaştırılır ve hastalara büyük bir yardım yapılır ve ülkemiz sigorta şirketleri büyük bir maddi külfetten kurtarılır.
Burada her şey hazır, toplum hazır; eksik olan, Sağlık Bakanlığının küçük bir fırça darbesidir. Umuyoruz ki bunu da yakın zamanda yaparlar ve hastalarımızın hayrına bir iş gerçekleşmiş olur.
Hepinize teşekkür ederim. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kabukcuoğlu.