GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:17
Tarih:14.11.2018

KANİ BEKO (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; DİSK LASTİK-İŞ Sendikamızın Genel Başkanı silahlı bir saldırı sonucu maalesef vefat etmiştir. Huzurlarınızda Allah'tan rahmet diliyorum, yakınlarına sabır diliyorum. Toprağı bol olsun, ışıklar içerisinde yatsın.

Sevgili vekillerim, sevgili arkadaşlarım; sözlerime başlamadan önce ülkemizde maalesef 78 ilde meslek hastalıkları hastanesi olmadığını buradan ifade etmek istiyorum.

Sağlık emekçileri ve hekimler bizim sağlığımız için çırpınırken maalesef biz onları yaşarken öldürmek istiyoruz. Unutmayın ki sizin ihraç ettiğiniz sağlık emekçileri gece gündüz demeden, her zaman her yerde yanımızda yer almışlardır. 5'inci maddenin hekimlerin ve sağlık emekçilerinin diplomalarını ellerinden almaktan başka bir işe yaramayacağını buradan ifade etmek istiyorum.

Sevgili vekil arkadaşlarım, katledilen doktorlarımızın bazılarının isimlerini sizlerle paylaşmak istiyorum: Doktor Göksel Kalaycı, Doktor Ali Menekşe, Doktor Ersun Aslan, Doktor Melike Erdem, Doktor Kamil Furtun, Doktor Abdullah Biroğlu, Doktor Aynur Dağdeviren, Doktor Hüseyin Ağır, Doktor Sait Bilgin, Doktor Fikret Hacıosman'ı sevgi, saygı ve özlemle huzurlarınızda anıyorum.

Bununla birlikte, son üç yılda 450'ye yakın sağlıkçı intihar etmiş. OHAL ilan edildiği dönemde 70'e yakın arkadaşımız maalesef intihar etmiş. Bunların içerisinde doçentler var, hekimler var, polis arkadaşlarımız var, askerler var, öğrenciler var. Dolayısıyla, Genel Kurul toplantısında eğer teklifte yer alan 5'inci madde uygulanırsa emin olun, yeni bir OHAL dönemine hep beraber gireceğiz.

Sosyal Güvenlik Kurumunun açıkladığı rakamlara göre 2014 yılında 494 kişi, 2015 yılında 510 kişi, 2016 yılında 597 kişi meslek hastalıklarına yakalanmıştır. 2016 yılında meslek hastalığına yakalanan işçilerden geçici iş görmezlik geçirip ayakta tedavi gören 72 ve yatarak tedavi gören 79 işçi vardır maalesef.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre, her yıl işle ilgili kaza ve hastalıklar sonucunda 2 milyon 300 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği ve 300 milyondan fazlasının iş kazası veya meslek hastalıklarına yakalandığı tespit edilmiştir. İşe bağlı ölümlerin beşte 4'ü yani 1 milyon 700 bin kişi meslek hastalığından kaynaklı -270 milyon kişi- iş kazasına maruz kalmıştır. Kalıcı ya da uzun süreli sakatlıklar sonunda 160 milyon meslek hastalığı vakası belirtilmiştir. Yine ILO tahminlerine göre, zararlı etkenler nedeniyle her yıl 438 bin 489 kişinin ölmesi beklenmektedir. Dünya Sağlık Örgütü tahminlerine göre dünyada her yıl 11 milyon yeni meslek hastalığı vakası meydana gelecek ve bunların 700 bini maalesef ölecektir. Avrupa İşçi Sağlığı ve Güvenliği Ajansı ise... Avrupa Birliğine üye ülkelerde 159 bin kişi meslek hastalığına yakalanmıştır. Ama baktığımızda Türkiye'de 78 ilde meslek hastalıkları hastanesi olmadığını bilmekteyiz.

Uzmanlar ve doktorlar maalesef olması gerektiği yerlerde yoklar. Dünya Sağlık Örgütü rakamlarıyla kıyaslandığında korkunç bir tablo ortaya çıkıyor. Örgüt "Çalışırken oluşan rahatsızlıkların yüzde 56'sı meslek hastalığı, yüzde 44'ü iş kazası." diyor. Ama bizde meslek hastalığı tespiti yok, dolayısıyla yüzde 99 iş kazası, yüzde 1 meslek hastalığı çıkıyor. Türkiye'de böyle bir istatistik maalesef yok, tıp fakültelerinde böyle bir eğitim yok, meslek hastalığı, tanı tedavi eğitimi yok, basit birkaç saatlik ders var, 16 milyon çalışan var ama bunun uzmanı ne bir hekim var ne de konuyu bilen bir iş yeri hekimi. İş yeri hekimlerinin aldığı eğitimler maalesef yetersiz.

OHAL sürecinde 150 bine yakın kamu çalışanı ihraç edildi, üstelik de mahkeme kararı olmadan. Bugüne geldiğimizde ihraç edilen hekim sayısı 3.383 olmuştur, 7.874 ihraç edilen sağlık çalışanını da topladığımızda ihraç edilenler 11 bini aşmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Devam edin Sayın Beko.

KANİ BEKO (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ancak son süreçte 7.500'e yakın sağlık emekçisi de göreve dönemezse, bunların sayısı maalesef 18 bini geçecektir.

OHAL döneminde kamudan ihraç edilen ve daha sonra da intihar eden arkadaşlarımızdan bazılarının hikâyelerini sizlerle paylaşmak istiyorum: Hasan Orhan Çetin, asistan hekim. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde biyokimya asistanı olan Çetin, FETÖ soruşturması kapsamında açığa alındı. Bunun üzerine ağır bir bunalıma giren Çetin, 19 Şubat 2017'de çalıştığı hastanenin 10'uncu katından atlayarak intihar etti. Ölümünden sonra Çetin'in "byLock" kullanmadığı yani "byLock"çu olmadığı ortaya çıktı.

İbrahim Halil Özyavuz, radyoloji uzmanı. "byLock" kullanıcısı olduğu iddiasıyla gözaltına alındıktan sonra tutuklanan ve Silivri Cezaevine tutuklu olarak gönderilen radyoloji uzmanı doktor İbrahim Halil Özyavuz, 2 Haziran 2018 günü yaşamını yitirdi. Özyavuz'un intihar ettiği öne sürüldü.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerinizi bağlayın lütfen Sayın Beko.

Buyurun.

KANİ BEKO (Devamla) - Başkanım, çok teşekkür ederim.

Mustafa Sadık Akdağ, diş hekimi. Ordu Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde yardımcı doçent olarak görev yapan 34 yaşındaki Sadık Akdağ FETÖ kapsamında gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldı. Psikolojik olarak bu durumun etkisinden kurtulamayan Akdağ, 27 Şubat 2017 tarihinde, evinde başına ateş ederek maalesef intihar etti. Biz daha kaç kişinin intihar etmesini bekliyoruz?

Burada şunu anlatmaya çalışıyorum: Bu kadar intiharlar sanki yetmemiş gibi, bundan sonra da arkadaşlarımızın intiharlarını göz göre göre bugün görüşerek, konuşarak oylamak utanç verici bir şey ve bununla birlikte Anayasa'ya aykırı olduğunu da buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Türkiye'de yaklaşık 145 bine yakın hekim var. Bir doktora 572 hasta düşmektedir. Türkiye'de yine yaklaşık 10 bin kişiye 17 doktor düşerken OECD ülkelerinde 10 bin kişiye 35 doktor düşmektedir. Tıp fakültesini bitirmiş ama zorunlu hizmet yapamamış ve güvenlik soruşturması devam eden yaklaşık...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Size 3'üncü kere ama son kere süre veriyorum bir dakika daha.

Lütfen tamamlayın Sayın Beko. (CHP sıralarından alkışlar)

KANİ BEKO (Devamla) - Çok teşekkürler. Çok sağ olun.

23 Nisan çocukları gibi olduk ya vallahi. (Gülüşmeler)

Evet, son olarak, Türkiye'de yaklaşık 145 bine yakın hekim vardır ve bir doktora 572 hasta düşmektedir. Türkiye'de yine yaklaşık 10 bin kişiye 17 doktor düşerken OECD ülkelerinde 10 bin kişiye 35 doktor düşmektedir. Tıp fakültesini bitirmiş ama zorunlu hizmet yapamamış ve güvenlik soruşturması devam eden yaklaşık 1.500 hekim olmayı başaramamış öğrencimiz var. İnşaatlarda çalışmayı denemişler, iş kazalarında ölmüşler.

Değerli milletvekilleri, hekim olamayan bu insanları ölüme gönderdiğimizin biz farkında mıyız? Suriyeli hekimlere görev veriyorsunuz ancak bizim topraklarımızda yetişmiş olan hekimlere ve sağlık emekçilerine maalesef görev vermiyorsunuz.

OHAL'den bu yana 40 bine yakın dosya incelenmiş ancak 2.700 kişi görevine iade olmuş. Görülmektedir ki bu kaplumbağa hızıyla giderse bu dosyaların on yılda da bitmesi kesinlikle mümkün değildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Başkan, bir saat daha ver, bir saat daha.

BAŞKAN - Bir dakika daha veriyorum Sayın Beko. Bu, size özgü oldu. (CHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Buyurun.

KANİ BEKO (Devamla) - Teşekkür ederim sağ olun.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Başkan, bütün hıncını bize mi sakladın ya?

KANİ BEKO (Devamla) - Ben önemli bir konuyu arz edeyim bir dakikada.

Şimdi, aslında Türkiye'de önemli bir konu var. Bunu hepimizin canla başla gündeme getirip bu konuyla ilgili ciddi çalışma yapmamız gerekir.

Türkiye'de, siz de biliyorsunuz, 20 milyona yakın çalışan işçi var ancak 78 ilde meslek hastalıkları hastanesi yok. Her yıl 1 milyona yakın işçi meslek hastalıkları hastanesine müracaat ediyor ve dolayısıyla sessiz sedasız bunlar ölüyorlar.

Ben bu Meclisteki, bilhassa Sağlık Komisyonundaki arkadaşlarıma bir öneride bulunmak istiyorum. Biri Zonguldak'ta, bir diğeri İstanbul'da, bir diğeri ise, biliyorsunuz, Keçiören'de. Komisyon üyelerinin Keçiören'deki meslek hastalıkları hastanesini ziyaret etmelerini öneriyorum ve oraya gittiğiniz zaman meslek hastalıkları hastanesindeki arkadaşlarımızın nasıl yavaş yavaş öldüklerini orada göreceksiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KANİ BEKO (Devamla) - Hekimlerin bir sözü var, hekimler der ki: "Kanserden korkmayın, geç kalmaktan korkun." Gerçekten doğru söylüyorlar. Meslek hastalıkları hastaneleri bizim bölgelerimizde olmadığından dolayı işçiler maalesef ölüyorlar, ölüyorlar, ölüyorlar.

Hepinize teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Beko.