GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:18
Tarih:15.11.2018

FERİDUN BAHŞİ (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz 12 sıra sayılı Kanun Teklifi'in 33'üncü maddesi üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Meclise sunulan bu torba yasa teklifi hiçbir hukuk kavramıyla örtüşmemektedir, temel insan haklarına tamamen aykırıdır. OHAL ve KHK'lerle binlerce sağlık çalışanı ihraç edilmiş, eğitim hakkı elinden alınmış, hangi kıstaslarla yapıldığı bilinmeyen güvenlik soruşturması gerekçesiyle binlercesi de işlerine başlatılmamıştır. Kamu sağlık çalışanları OHAL'in kalkmasıyla bu sıkıntının giderilmesini beklemekteyken bu torba kanun teklifiyle eğitim ve çalışma hakları tümden engellenmekte ve bir nevi açlığa mahkûm edilmek istenmektedir. Güya bu yasa kamuoyunda sağlıkta şiddete karşı olarak sunulan tasarı gibi lanse edilmiştir. Bırakın sağlıkta şiddete çözümü, hukuksuz bir şekilde kamudan atılan, güvenlik soruşturmalarından geçemeyen hekimlerin mesleğini yapma olanağını da neredeyse ortadan kaldırmaktadır. Şiddeti değil çalışma hakkını engelleyen bu yasa tasarısı tümüyle geri çekilmelidir.

Değerli milletvekilleri, insanın ve insan sağlığının içinde olmadığı her iş ve eylemin bizim için hiçbir önemi yoktur. Ancak üzülerek ifade etmem gerekirse, on altı yıllık AKP iktidarı döneminde ülkeyi iyi yönetmek iddiasıyla, algı yönetimiyle, alınan oy oranıyla izah edilmeye çalışılmış, her şey fazla oy almaya bağlanmıştır. Dolayısıyla, yapılan icraatlar, muhataplarla hiç paylaşılmadan "Ben yaptım oldu." mantığıyla ifade edilmiştir.

Yine, AKP Hükûmeti döneminde 2002-2017 tarihlerinde SGK'de gelir gider arasındaki dengesizlik kronik hâle gelmiş, toplam 301 milyar TL'lik açık oluşmuştur; sadece 2018 yılında 34 milyar civarında açık beklenmektedir.

Saygıdeğer milletvekilleri, artık rahatsızlanan ya da var olan rahatsızlığının tedavisine devam eden vatandaşlar hastane kapılarında kuyruklar oluşturmuyor, doğrudur, çünkü, Merkezî Hekim Randevu Sistemi var. Ancak artık kuyruklar telefon başında oluşuyor. 182'yi arayarak ya da servisin internet sitesinden randevu almaya çalışanlara ancak on beş gün sonra randevu verilebilmektedir. Ayrıca, ALO 182 randevu hattı vatandaşlar için ücretlidir. Şimdi sizlere soruyorum: Merkezî Hekim Randevu Sistemi yani ALO 182 hattını aramanın ücretli olmasını sosyal devlet olma ilkesiyle nasıl bağdaştırıyorsunuz?

Bir başka komedi ise, vatandaşlar aslında ücretsiz sandıkları muayenelerin ücretlerini artık eczanelerde ilaç alırken ödüyorlar. Sistem tıkır tıkır işliyor. Hastaların birçoğu, ödediği paranın tamamının ilaç parası olduğunu sanıyor ve eczacıların büyük kâr ettiklerini düşünerek indirim bekliyor.

Değerli milletvekilleri, daha önce de her platformda belirtmeye devam ettiğimiz ve edeceğimiz başta emeklilikte yaşa takılanlar, 3600 ek gösterge, bedelli askerlik, tek tip askerlik, kadınların sigortalılık dönemi öncesi doğum sürelerinin sigortalı sayılması, devlet memurlarının kadro sorunlarının çözülmesi, askerlikte geçen sürelerin devletçe sigortalı sayılmasıyla ilgili vermiş olduğumuz kanun teklifleriyle ilgili hâlâ bir adım bekliyoruz. Ayrıca, belediye şirketlerine devredilen taşeron işçilerinin sorunlarının çözümü için de yasa teklifimizi yakında Genel Kurula sunacağız.

Ancak burada özellikle bedelli askerlikte bir ayrıntıya girmek istiyorum. 750 bin adayın müracaat ettiği bedelli askerlik, tamamen dram hâline dönüşmüştür. Her celp döneminde askere alınanlarla bu sayının eritilmesinin 2022 yılını bulacağı hesap edilmektedir. Bu çocuklar, çok kısa sürede askerliklerini yapıp hayatlarına yön verebilme, hayatlarını kurabilme hayaliyle AKP'nin açtığı bu yola başvurmuşlardır. Ancak, yoğun bir şekilde pişmanlık ve çaresizlik içinde çırpınmaktadırlar.

Değerli milletvekilleri, içinizde Rahim Cavadbeyli'yi tanıyan var mı?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Bahşi.

FERİDUN BAHŞİ (Devamla) - Tamam efendim.

İçinizde Rahim Cavadbeyli'yi tanıyan var mı, bilmiyorum. Rahim Cavadbeyli, Tebrizli bir Türktür ve dört yıldan beri mülteci statüsünde Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Ofisinin gözetiminde Türkiye'de yaşamaktadır. Bugün 15 Kasım, Rahim Cavadbeyli, tam yüz beş gündür yani 2 Ağustostan bu yana İran'a iade edilmek üzere Van'da olumsuz şartlarda gözaltında bulunmaktadır. Yani özgürlüğüne ve hayatına yönelik bir tehditle karşı karşıya kalacağı bir ülkeye gönderilemez kuralına rağmen gözaltında tutulmaya devam edilmektedir. Çok ağır ve sağlıksız şartlarda mide kanaması geçirdiğinde doktora ulaşmasında bile çok büyük zorluklar yaşayarak gözaltında tutulmaktadır.

Cavadbeyli ,Türk milliyetçisi bir edebiyatçıdır, eserleri başta Türkiye, İran ve Azerbaycan'da olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde yayınlanmıştır. Biz nasıl bir ülke olduk? Burnumuzun dibinde adalar işgal edilir, sesimizi çıkarmayız...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerinizi bağlayın lütfen Sayın Bahşi.

Buyurun.

FERİDUN BAHŞİ (Devamla) - Tamam efendim.

...Putin Kırım'ı işgal eder, sineye çekeriz; Çin zulmünden kaçan Uygur Türklerini günlerce havaalanında bekletiriz, Çin'de zulüm gören Uygur Türklerini görmezden geliriz. Türk vatandaşlarının, Uygurların Doğu Türkistan'la ilgili faaliyetlerine yasak koyarız. Irak'tan, Suriye'den gelen Türkmenler bin sıkıntı çeker, milyonlarca Arap, ellerini kollarını sallaya sallaya Türkiye'de dolaşır, her türlü hizmetten parasız yararlanır, üstüne üstlük her kişiye ayrı ayrı asgari ücretin üstünde harçlık verilir, üniversitelere sınavsız alınırlar.

Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Boraltan Köprüsü'nü hatırlatmış ve Şair Almas İldırım'ın şiirindeki gibi "Dönüp seslendim geri/Merhametsiz birine/ Beni siz vursaydınız şu gâvur'un yerine" diye seslendi. Rahim Cavadbeyli bir Türk'tür, Türk'ün şefkatini görmeye hakkı vardır, Türkiye'de mültecidir, "gardaşlarımızı" İran'a teslim etmeyin, yeni bir Boraltan Köprüsü faciası yaşatmayın.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)