GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu Demir'in 12 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 35'inci maddesiyle ilgili önerge üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ve en temel meselenin teröre karşı çıkmak olduğuna ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:18
Tarih:15.11.2018

MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Biraz önce Sayın Kerestecioğlu, kürsüden, Plan Bütçede İçişleri Bakanlığı bütçesi görüşülürken orada yaşanan konuşmalara ilişkin bir değerlendirmede bulundu ve Sayın İçişleri Bakanının bir milletvekilini tehdit ettiğini ifade etti.

Tutanaklar önümde. Tutanakları okudum. Tutanaklarda aynen akış şu şekilde: Birtakım tartışmalar yaşanıyor, malum tartışmalar, daha sonra Sayın Süleyman Soylu, İçişleri Bakanı, konuşan HDP'li milletvekiline, Sayın Günay'a "Parmak sallama... Parmak sallama oradan." diyor. Sayın Günay "İstediğimi sallarım." diyor. Yine devam ediyor "Sallarım... Ben yasamayım. Sallarım... Tehdit mi ediyorsun beni?" diyor. Sayın Soylu "Parmak sallama..." diyor. Sayın Günay "Tehdit mi ediyorsun beni?" "Bana karşı parmak sallama.", "Tehdit mi ediyorsun beni? Tehdit mi ediyorsun beni?" şeklinde bir akış var. Şimdi, konuşmanın akışına baktığımızda -tabii, diğer tartışmalar da var, onlara da bakılabilir- parmak sallayan ve bu şekilde konuşan bir milletvekili var, mesela ben size karşı konuşuyorum ve parmak sallıyorum sert bir ses tonuyla, "Parmak sallama." diye buna mukabele eden bir bakan var. Şimdi buradan olağan konuşma ve müzakerenin, belki sert geçen bir müzakerenin ötesinde eğer bir tehdit algısı çıkartacaksak -şartlı cümle kuruyorum- Sayın Günay'ın tavrından çıkar, Sayın Bakandan çıkmaz. Konuşma burada.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) - Dolayısıyla Sayın Kerestecioğlu, tutanakları eğer baştan sona okursa, burada böyle bir tehdit durumunun olmadığını, bir müzakere yaşandığını, Mecliste de örneğini gördüğümüz müzakerelerden birinin burada olağan akışı içerisinde geçtiğini görecektir. Ama bu vesileyle şunu belirtmek isterim: Bakın, Türkiye'de 1984'ten bu yana PKK'nın kara gölgesi, tedhişi, terörü bu ülkenin üzerinde. Bu ülkenin demokrasisinin, özgürlüklerinin üzerinde, bu ülkenin her türlü toplumsal ve politik meselelerinin üzerinde PKK'nın terörü var. Eğer biz yaşanan bu olaya, bu gayrimeşru silahlı girişime, eyleme, nice kanlı olay yaşatmış örgüte karşı bunu meşrulaştıracak, bunu "Ama onların da kimi hakları var, onların da gerekçeleri var." tarzında anlaşılabilecek yahut da bu silahlı terör örgütünü âdeta bir sivil inisiyatif örgütü yahut da muhalif bir örgüt tarzında takdim edecek bir bağlama yerleştirirsek bu ülkede Türk, Kürt hiç kimseye faydamız olmaz. Biliyor ve inanıyoruz ki bu tür meseleler kesinlikle demokrasinin zemininde ancak konuşulabilir ve her türlü terör girişimi, bu konuşmaları demokrasinin imkânları içerisinde müzakere edilerek netice alacak, problemleri çözecek konuşmaları farklı bir yere götürür. O yüzden, en temel mesele, teröre karşı çıkmaktır.

Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)