GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:18
Tarih:15.11.2018

BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Samsun Milletvekili Sayın Ahmet Demircan ve arkadaşlarının vermiş olduğu kanun teklifi üzerinde söz aldım. Konuşmama başlamadan önce, hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Son maddeye geldiğimiz için vaktinizi de almadan, süremi de çok kısaca değerlendirerek sözümü tamamlamak istiyorum. Sağlık sadece Sağlık Bakanlığının uhdesinde olan bir konu değildir, sağlık çok geniş kapsamlıdır. Dolayısıyla Türkiye'mizin her tarafında sağlıkla ilgili bir hizmet ya da faaliyet olduğu zaman koordinasyon gerekir. Birçok kurum ya da kuruluşun hatta sivil toplum kuruluşlarının dahi işin içinde olduğu büyük bir uğraş alanıdır çünkü sağlık, doğumdan ölüme kadar bütün fertleri doğrudan ilgilendiren bir husustur.

Değerli milletvekilleri, kanun teklifleri hazırlanırken benim dikkatimi çeken -önceki dönemimde de görmüştüm- Anayasa'ya uygunluğu incelenmiyor, ya yeterince incelenmiyor ya da yine aynı konuda başka yasalarla uyumlu olup olmadığı da incelenmiyor. Şimdi, burada toparlanıyor birçok madde -42'nci madde üzerinde konuşuyoruz- mesela 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu var. Bu kanun fevkalade önemlidir, genel sağlıkla ilgili bir kanundur ve 1930 yılında çıkmıştır, hâlâ, şu anda yürürlüktedir ve çok güzel hazırlanmış bir yasadır, burada "Memleketin sağlık koşullarını iyileştirme, milletin sağlığına zarar veren bütün hastalıklar ve diğer zararlı faktörlerle mücadele etmek, müstakbel neslin sağlıklı olarak yetişmesini temin ve halkı tıbbi ve sosyal yardımlaşmaya yönlendirmek devlet hizmetlerindendir." diyor, sağlığı devlet hizmeti olarak veriyor. Şimdi, karşımızda şehir hastaneleri var, sürekli olarak bir beton ve yatırım olayı olarak sağlık görülüyor. Bundan çıkmamız gerekiyor. Sağlık, önleyici tıp olarak bir kere dikkate alınmalıdır. Aşılama faaliyetleri neredeyse unutuluyor Türkiye'mizde. Eskiden, sağlık ocakları sisteminde bizim hep gördüğümüz, kızamıkla, sıtmayla, çocuk felciyle ilgili -daha birçok konuda- ciddi aşılama faaliyetleri yaptırıyor olmamızdı, böylece sağlıklı bir nesil yetişiyordu. Ama son yıllarda yine söz konusu hastalıklar nüksetti ve bulaşıcı ve salgın hastalıklar açısından Türkiye'miz maalesef en şanssız dönemini yaşıyor.

Dolayısıyla gıda güvenliğimiz tehlikeye girdi, bu da sağlığı kapsayan bir şey.

Ve bunun yanında, pancar şekerine ihanet edildi bu memlekette. Şeker fabrikalarını ne yaptık? Özele devrettik, elimizden çıkardık. ithal et konusu zaten başlı başına bir sorun. Şimdi, alışveriş yaptığımız yerlerde, mağazalarda gördüğümüz o ambalajı güzel olan gıda ürünlerinin ne kadar bozuk olduğunu televizyonlar sürekli olarak gösteriyor. Değerli milletvekilleri, onun için, bu konularda ciddi çalışacak, müeyyide ortaya koyacak bir sağlık idari yapılanmasını da oluşturmamız gerekir. Bir ara "kamu hastaneleri" diye kuruldu, sonra o kaldırıldı, onun yerine tekrar il sağlık müdürlükleri yetkilendirildi. Böylece, sağlıkta yönetsel olarak büyük bir sorun var.

Son olarak, sözümü bu şekilde tamamlamak istiyorum: Askerî tıpla ilgili Türkiye'de maalesef ihanet edilmiştir, Gülhane sistemi ortadan kaldırılmıştır. Yeniden Gülhane sistemine, askerî tıbbiyeye dönmemiz zorunluluk arz ediyor diyorum.

Her şeye rağmen kanun teklifinin hayırlara vesile olmasını diliyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)