| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 20.11.2018 |
HDP GRUBU ADINA DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bugün Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bir önceki Eş Genel Başkanımız Sayın Selahattin Demirtaş'ın tahliyesine yönelik bir karar aldı. Aslında bu yargılamanın kendisinin hukuki olmadığını, siyasi olduğunu biz sürekli ifade ediyorduk. Bu mahkeme kararı da bir kez daha göstermiştir ki bu yargılamanın kendisi hukuki değil, siyasidir. Dolayısıyla iki yıldır rehinelik durumu devam eden Eş Genel Başkanımız Sayın Selahattin Demirtaş'ın bir an önce tahliye edilmesi gerekmektedir. "Ben bu kararı tanımıyorum." şeklinde beyanların hem hukuk açısından hem demokrasi açısından çok vahim bir durum olduğunu da ifade etmek isteriz. Dolayısıyla Sayın Demirtaş'ın bir dakika bile bu karardan sonra cezaevinde tutulmasının hukuka karşı, demokrasiye karşı, halkın iradesine karşı işlenmiş bir suç olduğunu da ifade etmek isterim.
Değerli arkadaşlar, bugün grup önerimiz üzerinde söz hakkı almış bulunmaktayım. Biliyorsunuz bu hafta 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. Dolayısıyla bir haftaya yayılan etkinlikler var, kadınlar bir hafta boyunca alanlarda, her yerde seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
Değerli arkadaşlar, kadınlar toplumun yarısını oluşturuyor. Bu toplumun yarısı maalesef sistematik bir biçimde şiddete uğruyor. Meşrulaştırılan, görmezden gelinen bu şiddet kadınların yaşamını her alanda, cezaevlerinde, Mecliste, evde, sokakta, iş yerlerinde tehdit eder ve hedef alır hâle gelmiştir.
Kadına yönelik şiddet şiddete uğrayan kadınlara gelmiş görünse de aslında tüm kadınları hedef almaktadır çünkü bu şiddetin amacı kadınları susturmak, kadınları itaate zorlamaktır. Çoğu zaman da bunun karşısında gelişen kadın itirazına, kadınların özgürlük talebine yönelik gelişen şiddettir. Onun için de bizim çokça defa ifade ettiğimiz gibi kadına yönelik şiddet politiktir, ideolojiktir.
Türkiye'de kadına yönelik şiddete dair verilere, istatistiklere aslında bakmaya pek gerek yok. Açıkçası bu konuyla ilgili çok da açık ve net istatistikler de söz konusu değil, var olanlar da her nedense var olan şiddeti örtbas etmek için paylaşılmıyor ama bizler, kadınlar, yaşadıklarımızla ve tanıklıklarımızla biliyoruz ki kadın cinayetlerinden örneklerle de gündeme geldiği gibi kadına yönelik şiddetin bir cins kırımı boyutuna vardığını söyleyebiliriz.
Değerli arkadaşlar, kadınlara yönelik şiddet elbette ki ülkeye hâkim kılınmaya çalışılan antidemokratik uygulamalardan bağımsız değil.
BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, hatibi dinleyelim, çok gürültü geliyor.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Cinsiyetçiliği, erkek egemenliğini, ayrımcılığı bir değer hâline getiren bir iktidarla karşı karşıyasınız. Bu iktidarın mensupları çoğu zaman bu değerleri bu kürsüde savunmak durumunda da kalmışlardır. Dolayısıyla kadınlara yönelik uygulanan bu şiddet uyguladığınız politikalardan bağımsız değil çünkü kadınlara yönelik uygulanan şiddet cezasızlıkla bırakılıyor, çoğu zaman açık ya da üstü örtülü bir şekilde bu destekleniyor. Bir kısa örnek vermek istiyorum. Sizlerin de bildiği gibi çokça basında da yer aldı. Bir kadın bindiği otobüste sadece giyindiği kıyafetten kaynaklı şiddete maruz kalmıştı. O dönemin Başbakanının bunun karşısındaki tavrı "Mırın kırın edin." şeklinde bir ifadede bulunarak olmuştu.
Değerli arkadaşlar, her yıl 300'e yakın kadın öldürülüyor, binlerce çocuk istismara uğruyor. Kadına yönelik şiddetin haddi hesabı yok ama bu konuda sorumluluğu olan, bununla mücadele etmesi gerekenlerin ağzından biz tek bir kelime maalesef duymuyoruz. Örneğin, evlere şenlik bir İçişleri Bakanımız var. İçişleri Bakanımız bununla ilgili bir şey söyleyeceğine, bir proje geliştireceğine daha çok kendi emrindeki kolluk kuvvetlerine kol bacak nasıl kırılacağının talimatlarını veriyor. Kendini o kadar çok kaptırıyor ki Plan ve Bütçe Komisyonunda kendisinin Bakan olduğunu, karşısındakilerin de kadın milletvekili olduğunu unutarak arkadaşlarımızı tehdit etme cüretinde bulunuyor. Hatta oradaki polislerin kamerasıyla da bu şovunu kayda alıyor, sonra da kamuoyuyla paylaşıyor. Dolayısıyla biz bu zihniyetin kadına yönelik şiddetle mücadele etmeyeceğini, mücadele beklentimiz olmadığını da ifade etmek isteriz. Kadınlar açısından ancak bu zihniyetle mücadele edilir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın sayın milletvekilim.
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Tabii, bir dakika Başkanım, tamam.
Değerli arkadaşlar, kadınlar tarih boyunca şiddete, faşizme ve eril zihniyete karşı mücadelelerini sürdürdüler, bugün de kadınlar her yerde bu mücadeleyi sürdürüyor. Buna en iyi örnek Rojavalı kadınların geliştirdiği mücadeledir. Maalesef Rojavalı kadınların geliştirdiği kadın devrimine yönelik de IŞİD barbarlığının bir müdahalesi söz konusu. Bu kadın devrimine karşı geliştirdikleri köle kadın pazarlarıyla cevap vermeye çalışıyorlar.
Yine, bu IŞİD zihniyetinin Şengal'de esir aldığı, zorla alıkoyduğu binlerce Ezidi kadın hâlâ bu karanlık zihniyetin elinde rehin tutuluyor.
Yine, benzer bir biçimde IŞİD türevi örgütlerin ve çetelerin Afrin'de Afrinli kadınlara yönelik şiddeti hâlâ devam ediyor. Yıl içerisinde 200'e yakın Afrinli kadın kaçırıldı, yüzlerce kadın ve kız çocuğu şiddete maruz kaldı. Bu şiddet hâlâ devam ediyor.
Değerli arkadaşlar...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Devamla) - Peki.
Kolaylıklar diliyorum. (HDP sıralarından alkışlar)