| Konu: | Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 19 |
| Tarih: | 20.11.2018 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli üyeler; hepinizi saygıyla selamlarım.
Değerli Vekil Erdin Bircan'a rahmet, yakınlarına ve CHP camiasına da başsağlığı diliyorum.
Odalar ve Borsalar Birliği 1,5 milyondan fazla üyesiyle ülkenin lokomotifi olan direkt esnaf, sanatkâr, tüccar ve sanayiciden oluşan bir birliktir. Yani adaletin iyi olması için uğraşan, eğitimin iyi olması için uğraşan, idarenin iyi olması için uğraşan, sağlığın iyi olması için uğraşan ve bunlara yakinen ihtiyaç duyan toplumun en yaygın kesimidir. TOBB, sektörünün en üst düzeyde ve tek yasal temsilcisidir. Bu kadar önemli ve stratejik makama neler yapmaya çalışıyorsunuz? Bir kez daha düşünür müsünüz? Camiye siyaseti soktunuz, 8 Mart 1950'den beri faaliyetini sürdüren Odalar ve Borsalar Birliğine de sokuyorsunuz. Sırada kim var? Gerçi CHP'yle aranızda birtakım oyunlar oldu, gitti geldi, çok iyi anlaşılmadı, anlaştınız ama yine de bu işin ruhuna aykırıdır. Barolar Birliğine, Noterler Birliğine, Türk Tabipleri Birliğine, Dişhekimleri Birliğine siyasetin sokulması doğru değildir. Bundan sonra sırada askeriye mi var? Askeriyeye siyaset girerse ne olacağının cevabını Türk milleti 15 Temmuz 2016'de verdi. İnşallah böyle bir projeniz yoktur. Sizin cepheden bakılırsa falan ordu komutanı, falan kuvvet komutanı neden siyasete girmesin?
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği amacını şöyle anlatır: "Odalar ve borsalar arasında birlik ve dayanışmayı sağlamak, ticaret ve sanayinin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, üyelerinin mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, üyelerin birbiriyle ve halkla olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlakı korumaktır." Başkan ve üyeleri siyasete çekerseniz odalar ve borsalar arasında birlik ve dayanışma kalır mı? Ticaret ve sanayi odaları genel menfaatlere mi uygun gelişir, parti menfaatlerine göre mi çalışır? İktidara yakın olanlar bir kısım üyelere öncelik verirken, o üyeler zenginleşirken iktidara uzak olan üyeler hak kaybına uğrayacaktır. Siz tutuyorsunuz, böylesine birlik, beraberlik ve ülke çıkarlarına örgütlenmiş bir kurumun başkan ve üyelerini siyasete çekmek istiyorsunuz. Siyasetten bu kadar mı tıkandınız ki gözünüzü bunlara diktiniz? Birlik, oda, borsa, başkan ve yönetim kurulu üyelerinin siyasallaştırılmasıyla bu kurumları politikaya sokarak mensuplarının birbiriyle ve halkla olan ilişkilerini bozacaksınız.
Yüksek Seçim Kurulunun 2013'te aldığı karar var. Hiç sizin aleyhinize karar çıkarmamış bir kurumdan bahsediyorum. Bu karar, oda ve borsa başkanları ve yönetim kurulu üyelerinin yerel yönetimlere aday olmamaları için istifalarını zorunlu kılmıştır. Zaten sonuç ortada: Yüksek Seçim Kurulu "istifa" diyor, kararını vermiş. Siz "Yok, ben izinli sayar, tekrar görevine iade ederim." diyorsunuz.
Siz bu kanunu çıkardınız diye Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu Kayseri'den belediye başkan adayı mı olacak? Geminiz su alıyor, kimse sizin geminizde olmak istemez. Ülkesini ve milletini düşünen TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun bu konudaki fikrini benden önceki konuşmacılar anlattılar. "Bu camiada görev üstlenmek ile siyasette yer almak arasındaki kesin çizgi aynen korunmalıdır." diyor. Siz güya insanlara bir kolaylık tanıyorsunuz ama kolaylık sağladığınız insanlar meslek ahlakları gereğince karşı çıkıyorlar.
Kıta Avrupası ve Amerika için yaptığım araştırmada hiçbir meslek kuruluşu ile siyaset arasında bağlantı tespit edemedim. Batı'da durum böyle.
Yaklaşan yerel seçimlerde oyunuzun ne kadar düşeceğini görmek sizde panik yaratıyor. Can havliyle kendinize çare arıyorsunuz.
Sayın Komisyon Başkanı ve AK PARTİ'li konuşmacıların ağzından bal damlıyor. Öyle anlatıyorsunuz ki Türkiye'de demokrasi çok iyi gidiyor... Demokrasinin ve siyasetin önündeki incir çekirdeklerini bile toparlamayı düşünüyorsunuz. Ama gelin görün ki fikir hürriyetinde Türkiye'miz nasıldır? Sayıları ancak 206'yı bulan üniversiteler bizim ülkemiz sorunlarına kör ve sağırdırlar, hiçbiri fikrini açıklamaz. "Biz siyasetin önünü açıyoruz..." Biraz da fikir özgürlüğünün önünü açsak da siyaset daha canlansa, ülkemiz için daha iyi olsa.
Çare nedir? Çare, asgari ücretle ay sonunu getirmek için inim inim inleyen gariban ailelerdir. Çare, Eskişehir'de haftalarca bekleyip pancarını teslim edemeyen pancar üreticileridir. Çare, pancarını tarlada çürüttüğünüz çiftçilerdir. Çare, buğdayını gübresiz ektirdiğiniz Türk çiftçisidir. Yetmiş yıllık cumhuriyet kurumlarını yıpratmak size çare olamaz.
Hepinize saygılar sunarım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)