| Konu: | Denizli Milletvekili Cahit Özkan'ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 21.11.2018 |
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Devletin yönetimini elinde bulunduran siyasi iktidarın vazifesi milletinin, devletinin başına bir şey gelmeden feraset göstermek, önleyici istihbarat gibi başa gelecek felaketi önceden hissedip o ferasetle başa gelmeden mevzuyu engellemektir. Bu iktidar olduğunuz on altı yıl içerisinde muhalefetin onca ikazına rağmen muhalefetin tenkitlerine kulak kabartıp bu memlekette öğrenme maliyetlerinizi devletin, milletin şahit olmadığı kadar ağır bedellerle buluşturan iktidar döneminizin hissenize mahcubiyet düşürmesi lazım. Öyle cümleler kuruyorsunuz ki, memleketi FETÖ'cülere, memleketi çözüm süreci altında PKK'lılara sanki biz teslim etmişiz gibi cümleler kuruyorsunuz. İstirham ederim, bari... Yani biz size "Beraber oldunuz." falan derken sadece siyasi ferasetsizliğinizi kastederek cümle kuruyoruz. Ama siyasi ferasetsizlik belli bir marjdan sonra devlet adamının mahcubiyet sebebidir, istifa sebebidir, görev bırakma sebebidir. Hissenize bunlardan hiçbir şey düşmemiş olmasını gerçekten yadırgıyorum, ne olursa olsun. Yani on altı yıldır iktidarda olmanızın memlekete kazandırdığı pek çok şey olabilir ama kaybettirdiklerine cümle kurunca sanki iktidarda Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener varmış gibi konuşuyor olmanızı gerçekten yadırgıyorum, ne olursa olsun. Kamer Genç'in -Allah rahmet eylesin- o ikazları yaptığı zaman o ikazları yapabilen ortalama bizim mahalleden herhangi bir adama evliya muamelesi yapacağımız zeminlerden geliyoruz, biliyorsunuz. Yani ortalama bir mahalle imamı Kamer Genç'in söylediklerini söyleyebilseydi şu anda 300-500 bin müridi olurdu. (İYİ PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar) Dolayısıyla bizim bu ferasetsizliğimizin bize ödettiği bedelleri konuşurken, istirham ediyorum, sadece şöyle bir hassasiyet taşıyalım: Biz bu mevzuda henüz FETÖ meselesini -konuşacağız inşallah ilerleyen zamanlarda- sağlıklı bir zeminde konuşabilme imkânı bulmadan bu devlet yönetim itibarıyla normalleşemeyecek arkadaşlar, bakın, normalleşemeyecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Bir tane politbürodan adam alamadık, bir tane; komuta kademesinden bir tane adam alamadık. Bizim Hükûmetimizin bütün yetkilileri Amerika Birleşik Devletleri'nden Fetullah Gülen'i istemekten bir hâl oldular. Sizi gören de zanneder ki, elinizdeki teröristbaşının birine ettiğiniz muameleden canını çıkardınız, ikincisi gelsin, bunun da canını çıkaracaksınız. Birincisine ne ettiniz ki ikincisine ne edeceksiniz? (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar) Dolayısıyla, usulen, en azından usulen bu meselelerin konuşulma şeklini belirlememiz lazım.
Benim, lüzumsuz münazara olmasın, münakaşa olmasın diye, FETÖ'cülüğü isimler üzerinden değil de sıfatlar üzerinden konuşalım diye ısrarla mevzuyu buraya çekmemin sebebi şu: Bizim mahallenin ayıplarını da konuşuyor olmak, dolayısıyla mevzuyu kendi mesuliyetlerimizi ihbar etmek anlamında ciddiyetle konuşabilmek imkânına dönüşsün diye söylüyorum. Mesele burada bilek güreşine dönüp CHP'den... Ki CHP'nin bu mevzuda hassasiyeti, muhalefetin bazen katıldığı hassasiyetleri, daha önce MHP'nin katıldığı hassasiyetleri hep şundandır: Eski ortaklarınızdan -Sayın Cumhurbaşkanının ifadesiyle söylüyorum; şirket gibi yönetildiği için devlet, bunlar da sizin eski ortaklarınız olduğu için- ayrılmanızdan sonra eski ortaklık dönemlerinizden kaynaklanan birtakım unsurları sizin başınıza atabilir miyiz hevesinden başka bir şey değildir muhalefetin hissesine düşen. Ama ısrarla muhalefetten bir FETÖ'cü çıkarmak hevesiniz bu meseleyi konuşamaz hâle getiriyor bizi. Dolayısıyla, bu meseleyi, inanın buna -çünkü bu siyaseti normalleştiremeyeceğiz- biz bu FETÖ'cülük meselesini, bizim mahallenin ayıplarıyla beraber, mesuliyetlerimizle beraber, bu mevzuda sorumluluklarımızı zamanında yerine getiremememizin devlete ve millete ödettiği bedellerle beraber konuşamadan biz bu meseleyi çözemeyeceğiz ve Allah izin verirse, inanın -ben size kardeşim- bu meseleyi nasıl konuşulması gerektiği yere taşıdığımı göreceksiniz. Hep beraber konuşacağız.