| Konu: | Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 21.11.2018 |
MHP GRUBU ADINA METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Zonguldak maden ocağında meydana gelen göçük hadisesinde hayatını kaybeden madencilerimize Allah'tan rahmet, ailelerine ve milletimize sabırlar diliyorum.
24 Kasım Öğretmenler Günü'nün yaklaşması münasebetiyle öğretmenlerimizi de saygı ve sevgilerimle yâd ediyorum. Türk büyüklerimiz der ki: "Hayatta üç şey olmaya bak; ya öğreten ya öğrenen ya da bunlara hizmet eden ol." Bizim de hizmet edenlerden olmamız dileğiyle konuşmama başlıyorum.
Bugün Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 3'üncü maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi adına değerlendirme yapmak üzere bu kürsüde bulunmaktayım. Öncelikle, Türkiye'nin en büyük meslek ve sivil toplum kuruluşu olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin önemini hatırlatarak konuya girmek istiyorum. Türk iş dünyasının çatı kuruluşu olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile odalar ve borsalar, 15 Mart 1950 tarihli Resmî Gazete'de yayınlanan 5590 sayılı Kanun'la kurulmuştur. Ülkemizde 1,5 milyon üyesiyle 81 il ve 160 ilçede yetmiş yıla yakın süredir faaliyet göstermektedir.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin coğrafi ve sektörel olarak iş dünyamızın tamamında asli temsil mekanizmasını üstlendiği, ekonomimizin büyümesi ve üyelerin rekabet güçlerinin artırıldığı, ülkemizin iş ve yatırım ortamının iyileştirildiği kurucu felsefesiyle hareket etme temelinde misyon gösterdiği bilinmektedir. Bu misyon çerçevesinde, kuruluşundan itibaren özel sektörümüzün önünü açan hemen hemen her yasal düzenlemenin çoğunda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin katkısını göz ardı edemeyiz. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, yurt içi yaygın bağlantısı sayesinde farklı hacimlerde ve ülkemizin farklı bölgelerindeki mensuplarının sorunlarını iletebildiği, destek ve çözümlere ortak olup yol gösteren bir kurumdur. Sorunların çözümünde kamu-özel istişare mekanizmalarının işlerliğinde yaptığı ara buluculuk ve yakın takip önemli rol oynamaktadır. İş dünyasının ihtiyacı olan reform ve düzenlemelerde devletle iş birliği içerisinde olarak Türkiye'nin kalkınması ve ekonomik ilerlemedeki katkısı da bir diğer önemli vazifesidir. Bunun dışında, özellikle son dönemlerde ağırlık verdiği eğitim ve sosyal sorumluluk alanlarında, ülkemizin geleceğine yaptığı yatırımlarda ülkemizin geleceği açısından önemli katkılar sunulmuştur. Ülke içi yapmış ve üstlenmiş olduğu bütün bu görevler dışında esas olarak uluslararası alanda Türk iş dünyasının temsiliyetini üstlenmektedir. Küresel iş dünyası kuruluşlarının tama yakın çoğunluğunun yönetiminde yer alarak Türk girişimcilerin sözcülüğünü üstlenmektedir. Türkiye'nin içinde bulunduğu mevcut durumda esas gündemimiz olan millî egemenlik temelindeki tam bağımsızlık ilkesinin ekonomik kalkınma ve bağımsızlık üzerine kurulacağı mutlak gerçeğiyle bu tür kurum ve kuruluşların önem, motivasyon ve tecrübesi bir adım daha öne çıkmaktadır.
Hâlihazırda verilmiş olan ve üzerinde konuşmakta olduğumuz bu kanun değişikliğinin temelinde, demokratik hakların kullanılması amacıyla kanunla yasalaştırılmış her vatandaşın seçme ve seçilme özgürlüğü yatmaktadır. Demokrasinin temelinde siyaset yapmak isteyen yetkin ve uygun nitelikteki her vatandaşın ülkemize yapacağı katkı göz önüne alınarak sisteme dâhil olmasında kolaylık göstermek gerekmektedir.
Bu anlamda, kanun teklifiyle Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu'nda düzenleme yapılarak milletvekili ve mahallî idareler genel ve ara seçimlerinde adaylık için görevinden ayrılan birlik başkanı ve birlik yönetim kurulu üyeleri ile oda ve borsa yönetim kurulu başkan ve üyelerine aday olamamaları veya seçilememeleri hâlinde eski görevlerine dönme imkânı tanımayı içeren düzenlemeyi destekliyoruz.
Demin bahsetmiş olduğum misyonları üstlenen bu kuruluşların üye ve yöneticilerinin bilgi, misyon, beceri ve birikimlerini siyasi arenada kullanmak istemeleri durumunda kolaylık sağlayacak bu teklifi uygun buluyoruz. Seçim döneminde ve sonrasında seçilememeleri hâlinde siyasi kimliklerini bırakıp eski pozisyonlarına seçilerek hak kazandıkları mevkilerdeki çalışmalarını yürütmelerini öngören bu yasa teklifinin, bu pozisyondaki vatandaşlarımızın gerek siyasi arenada gerek kendi kurumları içerisinde yararlı vazifelerinde vakit, konum, menfaat ve işlerliklerini kaybetmeden ülke yararına çalışmalarına devam edeceğini düşünüyoruz.
Siyasetin odalarda, borsalarda ve birliklerde değil, aday olarak siyasi partilerde ve Mecliste yapılması gerekir. Adayların seçilemeyip görevlerinin başına döndüklerinde bulundukları görevin yetki ve sorumluluklarını tarafsız bir şekilde yürütmesi beklenendir. Bulundukları kamu kurumu, oda, borsa ve birliklerin yönetiminde seçildikten sonra bu makamları gelecekteki siyasi yaşamına zemin hazırlayacak tarafgir yaklaşımlar kişilerin şahsiyetleriyle ve ahlaklarıyla ilgili olup kanuni bir engelle sınırlandırılması mümkün değildir. Bunlar tamamen kişiyi bağlayan etik ve insani değerlerdir. Ahlaklı insanlar için yasalara gerek yoktur, ahlaksız insanlar için de zaten yasaların bir anlamı yoktur. İyi insanlar yetiştirmek ve sahiplenmek gayemiz olmalıdır. Ülkemizin bütün kurumlarının yönetiminde, meclis üyeliklerinde, başkanlıklarında tecrübeli ve donanımlı, iş bilen ve devamlılığını sağlayacak vatansever insanlara ihtiyaç vardır ki kalkınma ve millî ekonomide istenilen düzeye ulaşılabilsin. Bu kanun teklifini bu çerçevede ve iyi niyetle değerlendiriyoruz ve esas olarak bir bütün adına atılan ilk adım olarak görmekteyiz. Ülkemiz adına çok önemli olan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği dışında Türk Dişhekimleri Birliği, Türk Eczacıları Birliği, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Türk Tabipleri Birliği, Türk Veteriner Hekimleri Birliği, Türkiye Barolar Birliği, Türkiye Noterler Birliği, Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği gibi diğer sivil toplum kuruluşlarına da bu kanun kapsamında benzer düzenlemeler yapılarak aynı şartların sağlanması gerektiğini benimsemekteyiz.
Bu kanun değişikliğinde eleştiri alan önemli noktalardan biri de bu kurum ve kuruluşların seçilemeyen adaylarının geri döndüğünde kurumda siyasi kimliklerinin ön planda olacağı tezidir. Teoride bu bir gerçek gibi gözükse de önümüzde maalesef ki insan fıtratından kaynaklanan, bozuk düzenle yoğrulan bambaşka bir acı gerçek vardır. Türkiye'de sivil toplum kuruluşları, sendika ve odalar ne yazık ki genellikle siyasi yönelimler ve politika üzerine kurulmuştur. Kurumun en küçük birimi olan üye vatandaş için geçim standartlarında ve iş garantisinde devamlılık sağlamaktan başlayan bu siyasi taraflılık, en üst yönetim aşamasında bulunan vatandaşlar için kişisel mevki kurumudur. Kendi mensubu olduğu siyasal görüşün menfaatlerine göre kullanılmaktadır. Bugün elimde Eskişehir içerisinde sendika savaşlarından dolayı haksız yere işten çıkarılan yüzlerce gariban vatandaşın dosyası vardır. Eminim ki hemen hemen hepimizin elinde bu tür dosyalar mevcuttur. Kim kimin sendikası, kime yakın vakıf vesaire derken misyon ve vizyonu güzel tarif edilen bu sendikaların işleyişinde, amacında, sonucunda ne olduğunu acı bir Türkiye gerçeği olarak görmekteyiz. Temennim odur ki bugün ve bundan sonra gelen kişiler erdem ve faziletiyle zaman içinde düzelecektir. Düşüncem şudur ki, ülkemizde bilgi, beceri ve tecrübe kazanmış insanlara genel ve mahallî seçimlerde seçilme hakkı getiren teklifteki maddeler kanunlaştığı takdirde seçim sahalarında kalifiye rekabeti artıracak ve bu, Türk demokrasisi için bir kazanım olacaktır.
Bu ülkede çeşitli görüşler olsa da tek bir menfaat vardır, o da millî menfaattir. Necip Türk milletinin vatan toprağında yetişen çocuğu da, sivil toplum üyesi de, başkanı da, kamu görevlisi de, belediye başkanı da, milletvekili de bir tek millî menfaatleri ve ülke çıkarlarını her şeyin üstünde tutmayı öğrenmelidir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak ülkemiz için gördüğümüz hayal, arkasında durduğumuz yasa ve kanunları değerlendirirken temellendirdiğimiz noktalar da, ülkümüz de budur. Rabb'im necip Türk milletinin yâr ve yardımcısı olsun.
Saygı ve sevgilerimle selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)