| Konu: | Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 21.11.2018 |
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli üyeler; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bitmeyen davalar, haksız tutuklamalar, uzun tutukluluk süreleri ve en önemlisi gerçekleşmeyen adalet. Hepimiz biliyoruz ki Türkiye ciddi hukuk sorunlarıyla boğuşuyor. Bu durum uluslararası endekslere de yansıyor. Dünya Adalet Projesi'nin Küresel Hukukun Üstünlüğü Endeksi genel sıralamasında 99 ülke içinde 59'uncu sırada yer alan Türkiye, temel haklar kategorisinde 78'inci, açık devlette 69'uncu, düzen ve güvenlikte 67'nci, sivil adalet sisteminde 47'nci sırada yer aldı. Bu vahim tablonun temelindeyse Türkiye'deki temel hukuk ve hukukçu sorunları yer almaktadır. Adaletin sadece bir kadın adı olarak kaldığı ülkemde, vatandaşın elinde kalan tek sığınağı olan savunma hakkını temsil eden avukatların sorunlarından bahsedeceğim, itibarsızlaştırılmak istenen avukatlardan.
Avukatlık mesleğinde başlayan kaos sürüyor. Ülkenin hukuk devleti olabilirliği konusunda fiilî ve fikrî sorunlar avukatların dünyasını doğrudan etkiliyor. AKP iktidara geldiği günden bugüne üniversite ve fakülte açmayı bir seçim şovu hâline getirmiştir. Gençleri meslek sahibi değil sadece diploma sahibi yaparak işsizler ordusuna katmış, tüm meslek dallarında olduğu gibi avukatlık mesleğinde de kalitenin düşmesine neden olmuştur. Avukatların iş alanları günden güne daralıyor ve avukatlar gittikçe yoksullaşıyor. İşçi ve genç avukatlar ekonomik zorluklarla boğuşuyor. Parası olmayan avukat sağlık yardımı alamıyor. Avukat sayısındaki hızlı artış ve hukuk eğitiminin kalitesizleşmesi de avukatların saygınlığını ve niteliğini her geçen gün azaltıyor. Avukat, haklarını kaybediyor. Bu durumda, avukatların dışında yapılan hukuki iş ve işlemlerin avukatların alanına kaydırılması ya da yeni iş olanakları geliştirilmesi gerekmekteyken ortada hukuksuzluklar var. Avukatlık dünyasının maddi olarak daraltılması çabası var. Avukatlara saldırılar var. Bağlı oldukları baroları itibarsızlaştırma çabaları var.
Avukatlık stajına kabul ve avukatlık sıfatını kazanmanın sınava bağlanması şarttır. Hukuk fakültelerinin kontenjanlarının düşürülmesi, eğitim kalitesinin artırılması gerekmekte olup yeni fakültelerin açılması engellenmelidir. Sayılar sorunun büyüklüğünü göstermek için yeterlidir. Yaklaşık 110 bin kayıtlı, 15 bin stajyer avukat, fakültelerde 70 bin civarı hukuk öğrencisi vardır. Beş yıl içinde avukat sayısı 200 bini aşacaktır. Mahkeme kalemlerinde, noterlik dairelerinde, banka şubelerinde, tapu dairelerinde hukuk fakültesi mezunları için belirli sayıda kadronun ayrılması gerekmektedir. Böylece, işsiz mezunlara iş imkânı tanınmış olacaktır.
Ayrıca, derece hâkimlerinin kıdem ortalamaları son derece düşükken ceza uyuşmazlıklarında hukukçu olmayanların uzlaştırmacı yapılmasının, avukatsız ara buluculuğu teşvik eden yaklaşımın ve avukatları bilirkişilik yapmaktan alıkoyan uygulamanın yanlışlığından da bir an evvel dönülmelidir çünkü hizmetin kalitesi olumsuz etkilenmektedir.
İdare mahkemesi hâkimlerinin herhangi bir fakülte mezunu olmasına izin veren düzenleme, hem mesleğin hem de vatandaşlarımızın hukuki güvenliği açısından sakıncalıdır, hukuk devletinin temeline dinamit koymaktır. Bu hatadan derhâl ama derhâl dönülmelidir. CMK avukatlığında öngörülen ücretlerin düşüklüğü, avukatlık ücretlerine uygulanan KDV'nin yüksek olması, yabancı avukatlık bürolarının faaliyet yasaklarını dolanarak neden oldukları vergi kayıpları da haksız rekabete yol açarak hukukçuların temel sorunu hâline gelmiştir.
CMK ücretleri en az asgari ücrete çıkarılmalı, avukatların CMK ücretlerinden KDV alınmamalı, diğerlerinde de KDV oranı yüzde 18'in altına düşürülmelidir.
Kamu hizmeti sunmakta olan avukatlara yeşil pasaport hakkı verilmelidir.
Yine, kamuda görev yapan avukatların ek göstergeleri hâkimlerle eşitlenmeli, emeklilik şartları da yine hâkimlerle aynı olmalıdır.
Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı mücadelesinin avukatlığa, savunmanın bağımsızlığına, hukuka, hukukun ve ülkenin demokratikleşmesine katkı sağlayacağı mutlak bir gerçektir.
İşçi avukatların sorunlarına hamasi söylemlerin ardına sığınmadan, sorumluluk alarak çözüm bulmak, avukat sayısındaki devasa artışa, meslek tekelinin daralmasına "Dur" diyebilmek, genç avukatların sorunlarının hâlli için vergi muafiyeti ve mikro kredi uygulamaları gibi acil önlemleri devreye sokmak, sağlık hizmeti ve sosyal yardımların paraya tahvil edilmesinin önünü kesmek, mesleki dayanışmayı en üst seviyeye taşıyıp yargı görevi içinde en iyi koşulları avukatlara sağlayarak mesleki saygınlığı yeniden kazanmak avukatların öncelikli talepleridir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın Sayın Milletvekili.
SUZAN ŞAHİN (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkan.
Bu sorunların giderilmesi için ivedilikle iyileştirmeye, avukatlık mesleğini itibarlı hâle dönüştürmeye yönelik adımlar atılmalıdır. Avukatların ekonomik sorunları ile saygınlıklarının doğrudan bağlantılı olduğunun bilinciyle avukatlara yeni iş alanları yaratmak ve giderlerini azaltmak yani sorunlarını ortadan kaldırmak Adalet Bakanlığının görevidir. Bugün sayıları 110 bine ulaşmış olan avukatların sorunlarının çözümü konusunda Adalet Bakanlığı eylem planı oluşturarak gerekli çalışmaları derhâl yapmalıdır. Unutulmamalıdır ki savunma yoksa yargı da yoktur.
Bu arada, Odalar ve Borsalar Birliğine tanımlanan hak neden diğer odalara tanımlanmıyor? Bu da adaletsiz. Kişiye özel hak tanımlamalarını asla kabul etmiyoruz, ya herkese ya hiç kimseye.
Saygılarımı sunuyorum. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)