GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü'ne ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:2
Birleşim:21
Tarih:22.11.2018

EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü üzerine söz almış bulunmaktayım. "Şiddet" kelimesinin çokça telaffuzunun bugünü anma amacımızın aksine, negatif bir etki yaptığını düşünüyorum. Bu nedenle ben bugün çocuğa, kadına, erkeğe, yaşlıya velhasıl tüm yaratılmışlara, hatta eşyaya sevgiden, merhametten, insan olmaktan bahsetmek istiyorum.

Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz Veda Hutbesi'nde "..."(x) "Ey insanlar!" diyerek kadın, erkek, cinsiyet, ırk ayrımı yapmaksızın tüm insanlığa hitap eder, üstelik Magna Carta'dan beş yüz seksen üç yıl, Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi'nden bin dört yüz yıl evvel. Batı'da kadının insan olup olmadığı tartışılırken "insan" denilince sadece erkekler, toprak sahipleri, asiller, beyaz ırk kastedilirken yüzyıllar öncesinden Veda Hutbesi'nde kadınların ve erkeklerin birbirleri üzerinde hakları olduğu, kadınların Allah'ın emaneti olduğu vurgulanır.

Ben bugün, AK PARTİ'nin iktidara gelmesiyle birlikte hayata geçirilen kadına pozitif ayrımcılık ilkesi; Türk Medeni Kanunu, İş Kanunu, Türk Ceza Kanunu'ndaki düzenlemeler; ŞÖNİM'ler; yediden yetmişe verilen eğitimler; elektronik takip sistemi; tedbir hükümleri; kadınlarımızın eğitim, bilim, sanat, ekonomi, siyaset, her alanda hak ettikleri yeri almaları için yapılan çalışmalar, eylem planları bunlardan bahsetmeyeceğim. Bunları anlatmak saatler sürebilir. Bugüne kadar atılmamış adımları attığımız, reform niteliğinde düzenlemeleri hayata geçirdiğimiz aşikâr. Ben bugün gönüllere seslenmek istiyorum. Her birimizin üzerine düşen sorumlulukları olduğunu hatırlatmak istiyorum. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyerek, kadın-erkek, Türk-Kürt, Laz-Çerkez, ortak değerlerde birleşip bir ve bütün olmayı amaçlarken, kadınıyla, erkeğiyle daha güçlü bir Türkiye olmayı hedeflerken, çukur siyaseti yapanların, en temel hak yaşam hakkına saldıranların, kız çocuklarını canı bomba olarak kullanan, kadınları, kızları dağa kaçıran terör örgütlerine sırtını dayayanların, şiddetten, terörden beslenenlerin, terör örgütlerinin sözcülüğünü yaparak bu vahşete ortak olanların kadına dair söyleyecek ne sözleri olabilir? Aidiyet ve birey olma arasındaki dengeyi kurmadan annelik vasfını tamamen dışlayan, aile kavramından uzak, bu dünyada varoluş amacına dair değerlerden habersiz -tırnak içinde- özgür, aslında nefsine kul, paraya kul, makama kul bir nesil anlayışında olanların kadına dair nasıl bir umutları olabilir? 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünde vatanı için canını feda etmeyi göze alan kahraman kadınlarımızı, şehitlerimizi, gazilerimizi, milletimizin kendi iradesine kahramanca sahip çıkışını, bu onurlu duruşu anlayamayanların, anlamak istemeyenlerin kadınlarımız için nasıl bir gelecek tasavvurları olabilir? Sığınma hakkının temel bir insan hakkı olduğunu unutup Suriyeli üzerinden sorumsuzca nefret diliyle açıklamalarda bulunanların, daha insanın insan olarak değerli olduğunun bilincine varamamışken kadın haklarına dair söyleyecek ne sözleri olabilir?

Bizim, her birimizin bir annenin karnında fedakârca taşınan, sevgiyle beslenen bir çocuk olarak dünyaya geldiğimizi hatırlamaya ihtiyacımız var. Benim hakkım, senin hakkın diyerek âdeta bir hak çekişmesi içinde değil, hak ve sorumluluk bilinciyle beraber biz olduğumuzu idrak etmeye ihtiyacımız var. Yaratılanı Yaradan'dan dolayı sevdiğimizi hatırlamaya, hiçbir ayrım yapmaksızın tüm insanları dergâhına çağıran Mevlâna'yı "Ben gelmedim kavga için/ Benim işim sevgi için/ Dostun evi gönüllerdir/ Gönüller yapmaya geldim." diyen Yunus Emre'yi, Hacı Bektaş Veli'yi, Hacı Bayram Veli'yi belki bir kez daha anlamaya ihtiyacımız var.

Velhasıl, unutturulmak, koparılmak, uzaklaştırılmak istenen kadim medeniyetimizle bağlarımızı yeniden sağlamlaştırmaya, kuvvetlendirmeye ihtiyacımız var diyor, sözlerime Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın sözleriyle son vermek istiyorum: "Kadın yoksa toplumun yarısı yoktur. Kadının olmadığı bir toplumun kalan yarısı da zaten yok oluşa doğru gidiyor demektir. Eğer kadın mutluysa o toplum mutludur, eğer kadın umut içindeyse o toplum da umut içindedir."

Kadınlarımızla erkeğimizle hep birlikte 2023, 2053, 2071 hedeflerine ulaşacağız diyor, saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)