GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:21
Tarih:22.11.2018

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 15 sıra sayılı Yasa Teklifi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili olarak söz almış bulunuyorum.

Sayın Başkan, teklif Çevre Komisyonunda görüşülerek Meclisimizin gündemine geldi ancak teklifin içinde 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası, 3194 sayılı İmar Yasası'nda yapılan değişiklikler, kadastro faaliyetleri, ortafotoların kullanılmasıyla ilgili düzenlemeler adı altında aslında eski Bayındırlık Bakanlığını, şimdi Çevre ve Şehircilik Bakanlığını doğrudan doğruya ilgilendiren bu konuların neden Türkiye Büyük Millet Meclisi Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda asıl komisyon olarak görüşülmediğini merak ediyorum. Bırakın asıl komisyon olarak görüşülmesini bu teklif ilgili komisyonda tali komisyon olarak dahi gündeme gelmemiştir. Bu nedenle ben buradan seslenmek istiyorum, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına seslenmek istiyorum: Acaba 6306 sayılı Yasa gibi, 3194 sayılı Yasa gibi doğrudan doğruya kentleri, imarı ve inşaat sektörünü ilgilendiren konuları ilgili komisyona havale ne zaman yapacaksınız?

Şimdi, Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bu teklif, beraberinde 6306 sayılı Yasa'da yapılan değişikliklerle büyük kentlerinin çöküntü alanlarındaki yapıların iyileştirilmesini ve bu bölgelerdeki riskli yapıların ortadan kaldırılmasını söylüyor. Ancak aynı dönemlerde Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki: "Yatay mimariyi esas alacağız ve yatay mimariye göre binalarımızı ve şehirlerimizi geliştireceğiz." Şimdi, kişi başına düşen insan sayısı hektarda 800 kişi üzerinde olan, "riskli alan" diye tarif ettiğimiz kentsel dönüşüm alanlarında düşük yoğunluklu yapılarla buraları yerinde nasıl dönüştüreceksiniz? Bu konuyla ilgili en ufak bir çalışmanız var mı? Olmadığı gözüküyor.

Bu ilgili yasa, bakın, bir torba yasanın içinde geldi fakat, ironidir, torba yasanın içinde de poşet torbalarla ilgili bir düzenleme var. Zaten Türkiye'de imarla ilgili 3194 sayılı Yasa'da ne zaman bir değişiklik yapılmak istense kendi özel yasasında yapılmıyor, mutlaka bir torba yasanın içine giriyor. Bu teklifin içinde de poşet torbalarla ilgili bir düzenleme var.

Bir başka önemli değişiklik, Bakanlığın 2018 yılı itibarıyla mekânsal strateji plan anlayışına geçeceği söyleniyor. Değerli arkadaşlar, mekânsal planlama anlayışına geçmeyi 2018 yılında yani iktidarınızın on altı yılı bitmişken şimdi mi akıl ettiniz?

Türkiye'nin deprem kuşağında olduğunu biliyoruz; su kaynaklarımızın yetersiz olduğunu, Türkiye'nin 104 milyar metreküp su kaynaklarıyla su kaynakları bakımından fakir bir ülke olduğunu biliyoruz; heyelan bölgelerini biliyoruz; tarım alanlarının Türkiye'nin gelecek kuşaklara aktarması gereken stratejik varlıklar olduğunu biliyoruz; demografik eşik değerlerinin korunması gerektiğini biliyoruz ve Türkiye'de stratejik nüfus planlamasının yapılması gerektiğini biliyoruz ama 2018 yılında stratejik mekânsal planlama anlayışı önümüze geliyor.

Bu anlayışla birlikte 6306 sayılı Yasa'yla başaramadıkları binlerce kent mağdurunun sorununa nasıl çözüm bulacaklarını araştırıyorlar. Bakın, Fikirtepe örneği; 50 binden fazla insan mağdur edilmiş durumda. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının önce riskli alana, sonra kentsel dönüşüm alanına aldığı, sonra bütün plan onama ve ruhsat verme yetkilerini kendi üzerinde topladığı Fikirtepe'de Adalet ve Kalkınma Partisi kentsel dönüşüm alanında sınıfta kalmıştır ve Fikirtepe'de, o Kurbağalıdere'nin yanındaki alanlarda yarattığı dönüşüm mağdurlarıyla ciddi bir sorun oluşturmuştur ve bu politikaları da iflas etmiştir.

Gaziosmanpaşa'da iflas etmiş, Üsküdar'da, Kirazlıtepe'de iflas etmiş, Fikirtepe'de iflas etmiş, Büyük Armutlu'da, Küçük Armutlu'da iflas etmiş bir siyasal hareket şimdi Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle birlikte diyor ki: "Biz ilave maddelerle birlikte kent mağdurlarının sorununu çözeceğiz."

Bakın, bütçe şu anda görüşülüyor, Plan ve Bütçe Komisyonunda bugün son gün görüşmeleri yapılıyor. Türkiye'deki 1.370 belediyeye 60 milyar lira kaynak aktaran Adalet ve Kalkınma Partisi, yalnızca 2019 bütçesinde faize 117 milyar liralık bir ödemeyi planlamıştır. 2019 bütçesi tek kelimeyle bir faiz bütçesidir. Sosyal Güvenlik Kurumuna 460 milyar lira vereceksiniz, 117 milyar lira da faize ödeyeceksiniz, sonrasında kalkacaksınız "6306 sayılı Yasa'yla kentsel dönüşüm mağdurlarının sorunlarını çözeceğim." diyeceksiniz.

Siz eğer bir şey çözmek istiyorsanız, bugün buradan söylüyorum, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, 2981 sayılı imar affı yasasıyla hak sahibi olmuş olan yurttaşlarımızın, otuz yıllık süre içinde almaları gereken tapu hakları hâlâ yerine getirilemedi, onu çözün. Önce üç yıl, sonra beş yıl, Türkiye Büyük Millet Meclisinde 2981 sayılı Yasa'nın süresi uzatıldı.

Şimdi buradan iktidar partisine çağrı yapıyorum: Mülksüz insanları, elli yıldır, altmış yıldır gecekondularda yaşayan insanları tapu sahibi yapmak için, Turgut Özal döneminde çıkmış olan 2981 sayılı Yasa'ya göre hak sahibi olan, hazine ve belediye arazisi üzerindeki yurttaşların tapularını sokak rayiçleri üzerinden vermek için ne bekliyorsunuz? Ama sizin "kentsel dönüşüm" adı altında oluşturduğunuz alanların ortak özelliği İstanbul'da Boğaz'ın iki yakasını görmüş olmalarıdır.

Kirazlıtepe'yi dönüştüreceksiniz çünkü Kirazlıtepe, İstanbul Boğazı'nı girişinden çıkışına, Karadeniz'den Marmara'ya kadar, Beyoğlu yakasından Beşiktaş'ın bütün o tarihî yapılarını gören nadide bir mahalle. Burada tabii, yoksulların oturmasından, burada fakirlerin oturmasından, burada Anadolu'dan gelmiş garibanların hem de tapu sahiplerinin oturmasından ciddi rahatsızlık duyuyorsunuz ve Kirazlıtepe'yi dönüşüm alanına alıyorsunuz. Kirazlıtepe'de yaşayan yurttaşlar "Siz bize imza atın, biz sizin hakkınızı koruyacağız." noktasında size inanmıyorlar, size güvenmiyorlar, iktidarınıza güven sıfıra düşmüş durumda. Kirazlıtepe'de yaşayan insanları ikna etmek için hiçbir yöntem geliştiremeyince de bir hafta sonu gidiyorsunuz, mahallenin camisini hem de içinde Mushaflarla birlikte yerle bir ediyorsunuz.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sabah dörtte camiyi yıktılar.

GÖKAN ZEYBEK (Devamla) - Bu uygulamayı biz tabii ki dünyanın başka yerlerinde gördük; İsrail'de gördük ama şimdi Boğaz'ın iki yakasında, Kirazlıtepe'de iktidarınız camiyi, hem de hiçbir tebligat yapmadan yıkmayı başarmıştır.

Değerli arkadaşlar, şimdi, Yapı Denetimi Yasası'nda bir değişikliğe gidiyorsunuz. Bu Yapı Denetimi Yasası 1999 sonrası dönemde sizin iktidarlarınız tarafından geliştirildi. Yapı Denetimi Yasası'nın amacı neydi? Yapılacak olan yapıların; bir, topoğrafik açıdan uygun yerde; iki, mühendislik açısından projesinin şartlarına uygun yapılıp yapılmadığını denetlemekti. Ama siz iktidarlarınızda öyle bir sistem kurdunuz ki belediye başkanlarınız, yapı denetimi şirketleriniz ve müteahhitlerinizle üçlü bir sacayağı oluşturdunuz. Yapı denetimi şirketleri belediyenin izin verdiği firmalar oldu, müteahhitler o firmalardan başka hiçbir firmaya inşaatlarını denetlettiremediler ve bugün imar barışı yasasıyla milyonlarca metrekare kaçak inşaat nasıl yapıldı biliyorsunuz. Nasıl yapıldı? Eğer siz yapı denetimi firmasına, belediyenin yönlendirdiği firmaya giderseniz, 30 bin metrekarelik emsal hakkınızı 130 bin metrekare yaparsınız, 10 bin metrekare inşaatınızı 50 bin metrekare yaparsınız, sonuçta ne yapan ne de yaptıran...

İstanbul'da kanayan bir yara var; Esenyurt. 1994 yılında 50 bin kişinin yaşadığı Esenyurt iktidarınız döneminde tam 1 milyon nüfusa ulaştı. Hiçbir çağdaş ülkede bir kent yılda 50 bin kişi artar mı arkadaşlar, kendi nüfusu kadar artar mı? On binlerce Esenyurt mağduru var, Esenyurt mağdurlarının sorununu çözmek, bu sorunlardan beslenenlerle olmaz. Esenyurt'ta kaçak inşaatlara göz yuman, binlerce kaçak inşaatın yapılmasına, yeşil alanlara, emsal dışı alanlara inşaat yapılmasına göz yuman Belediye Başkanınızı görevden alırsınız ama onu yargıya teslim etmeyi başaramazsınız.

Şimdi buradan soruyorum: Esenyurt Belediye Başkanının yaptırdığı kaçak inşaatlarla ilgili bugüne kadar hangi yasal müracaatı yaptınız?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın Sayın Milletvekili.

GÖKAN ZEYBEK (Devamla) - On binlerce Esenyurt mağduru, Türkiye Büyük Millet Meclisini ziyaret ediyor. Şimdi yeni bir düzenlemeyle sigorta yasasını getirerek yarım kalmış inşaatların bitirilmesini düşünüyorsunuz. Yeni bir Düyun-ı Umumiyedir bu, yarım kalmış inşaatları uluslararası fonlara teslim ederek oradaki yurttaşları yeniden fonlara ve yabancı sermayeye borçlandırarak satın almış oldukları, parasını tümüyle ödedikleri mülkleri yeniden satın almak zorunda bırakacaksınız.

6306 sayılı Yasa, Adalet ve Kalkınma Partisinin getirdiği ve başaramadığı ama kentte on binlerce mağdur yaratan bir yasa olarak da hayata geçecektir. İmar barışıyla meraları katlettiniz, kentsel dönüşümle de kentlerde yaşayan yoksulları evinden, barkından ettiniz. Bunlarla sözlerimi tamamlıyorum.

Teşekkür ederim Sayın Başkanım. (CHP sıralarından alkışlar)