| Konu: | Kastamonu ilinin sorunlarına sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 28.11.2018 |
HASAN BALTACI (Kastamonu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir millî mücadele şehri olan Kastamonu'nun sağlıktan eğitime, tarımdan hayvancılığa, ulaşımdan turizme yaşadığı sorunlara dikkat çekmek için burada bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Elindeki fabrikaların bir bir özelleştirildiği, istihdama yönelik yeni yatırım alamadığı yetmezmiş gibi, sağlık ve eğitim hizmetlerinden yeteri kadar faydalanamayan Kastamonu'nun, bu sebeplerden ötürü nüfusunun 2 katı bugün metropollerdedir.
Geçtiğimiz hafta Plan ve Bütçe Komisyonunda Sağlık Bakanlığının bütçesi görüşülürken, eksik olmasın, Sağlık Bakanı da sorduğumuz sorulara cevap vermiş. Kastamonu'nun 19 ilçesi 372 bin nüfusu olduğunu unutmuş olacak ki şöyle bir cevap vermiş: "Kastamonu ili sağlık tesislerimizde 7 çocuk sağlığı hastalıkları uzmanı, 6 kadın hastalıkları ve doğum uzmanı, 3 göğüs hastalıkları uzmanı görev yapmaktadır." Bu cevap, Kastamonu'nun Sağlık Bakanlığı nezdinde yok hükmünde olduğunun bir ifadesidir. Baypas yapılamayan Kastamonu'da, öğrencilerinin yaklaşık on iki senedir başka şehirde okuduğu tıp fakültesi, FETÖ kumpasıyla kapatılan Özel Uğurlu Hastanesi ile kaderine terk edilen Daday Ballıdağ Hastanesinin durumu hâlâ belirsiz.
Bakın, 2018-2019 eğitim öğretim döneminde 815 öğretmen açığı hâlâ kapatılmamış durumda. İl genelindeki okul ve öğretmen açığı nedeniyle bugün Kastamonu'da 10.200 öğrenci taşımalı olarak eğitim yapıyor. On iki yıllık zorunlu eğitimini tamamladıktan sonra örgün eğitimden uzaklaşan, açık liseye kayıt yaptıran öğrenci sayımız yeni dönemle birlikte 5.525'e yükseldi. İktidar her öğrencinin istediği okula gidebileceğini söylemişti. Yeni eğitim öğretim dönemi öncesinde Kastamonu'da sınavla öğrenci alan liselere 1.785 öğrenci müracaat etti ama sadece 681'i yerleştirilebildi. Sınavsız öğrenci alan liselere ilk tercihinde yerleşemeyen öğrenci sayımız 974, imam-hatip liselerine ilk tercihinde yerleşen öğrenci sayısı ise sadece 259'dur. Bu arada, Millî Eğitimin de aralarında bulunduğu 22 kurum Kastamonu'da vekâleten idare ediliyor. Böyle bir durumda hiç kimse görevini layıkıyla yapamaz.
Eğitimdeki kaosun bir nedeni de inşaat politikalarıdır. Depreme dayanıklı olmadığı için il genelinde 21 okul yıkıldı. Yıkılan okulların öğrencileri kamudan bozma binalarda, 40 ve üzeri mevcutlu sınıflarda eğitim görüyor. Bu kaosun yıllarca süreceği şimdiden belli. Çocuklarımızın yine mağdur edileceğini şimdiden söyleyebiliriz.
Ayrıca, Kastamonu'da toplam tarım alanının sadece yüzde 44'ünü işleyebilen çiftçiler artık ekemiyor. Onların ifadesiyle "Hayat televizyonda farklı, köyde çok farklı." Bankaya, kooperatife borcu olmayan çiftçi neredeyse kalmamış durumda. Raflardaki gıda fiyatlarının artışına rağmen çiftçimiz yüzde 50 fakirleşti, her 100 çiftçiden 5'i artık üretmiyor. Kastamonu en çok çiftçisi azalan ilk 15 ilin arasındadır. Ağlı'da, Devrekâni'de, Seydiler'de insanlar hayvancılık yapmıyor, hayvanlarını mecburen satıyorlar. Bundan dört ay önce 6 bin lira yapan büyükbaş hayvanı, bugün 4 bin liraya satamıyor. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, Kastamonu Şeker Fabrikasında özelleştirme süreci hâlâ devam ediyor. Özelleşen fabrikalara üretim yapan çiftçilerin tarlalarda kar altında kalan pancarları, Kastamonu Şeker Fabrikası önünde küspe kuyruğu oluşturan Çorumlu hayvan besicileri Kastamonu Şeker Fabrikasının neden satılmaması gerektiğinin cevabını bizlere veriyor.
Ayrıca, Kastamonu özelleştirmenin ne olduğunu Küre Eti Bakır'dan, Taşköprü SEKA Fabrikası'ndan çok iyi biliyor. SEKA, MOPAK'a satıldı, bugün, fabrika çürüyor. Kâğıt fabrikalarını satanlar Türkiye'yi gazete basacak kâğıda muhtaç etmiştir. Bir asırlık basın geleneğini sürdürmeye gayret eden, İstiklal Marşı'nı ilk kez Kastamonu'da gazetesinde yayımlayan Hüsnü Açıksöz'ün yol arkadaşları bugün, gazetelerini günlükten haftalığa, renkliden renksize, 8 sayfadan 6 sayfaya düşürmek zorunda kaldılar.
Ayrıca, bu millete küfür eden Cengiz, yok pahasına, kasasındaki parasıyla birlikte Küre Eti Bakır'ın sahibi oldu. Bugün, Kastamonu'yu otomobil farikasıyla uyutmaya çalışanlar, Cengiz Holding'in, Küre Eti Bakır'dan çıkardığı bir pirit ve kobaltı yine aynı holdingin Mardin Mazıdağı'ndaki fabrikasına götürüldüğünü bilmek zorundalar. Yine, aynı holdinge, Küre'deki fabrika yetmezmiş gibi, 1 milyar 380 milyonluk ihalesi olan İnebolu Limanı da peşkeş çekilmiş durumda.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.
Buyurun.
HASAN BALTACI (Devamla) - Kastamonu turizm cenneti olacaktı ama ilgisizlik nedeniyle o yıldızı da bir türlü parlayamadı. Sınırları içerisinde 2 milli parka, 170 kilometre sahile, 1.400'ün üzerinde tescilli konağa, kış sporları için eşsiz sayılabilecek Ilgaz Dağı'na sahip olmasına rağmen Kastamonu'ya üvey evlat muamelesi yapılıyor.
Bakın, bir dönem Abana, Çatalzeytin, İnebolu ve Doğanyurt deniz turizminin gözdesiydi. Sadece kendi topraklarında yetişen 29 endemik bitkiye sahip olan Loç Vadisi HES'le hançerlenmeye çalışılıyor. Gelin görün ki derdi doğasını, toprağını savunmak olan Şerife bacıların, "Çanakkale" türküsünü yazanların karşısına bu hafta jandarmayla çıktınız. Yine, Ilgaz telesiyej ve teleski tesisleri çürümeye mahkûm edildi.
Kastamonu can çekişiyor, Kastamonu sahipsiz değildir, bunun da bilinmesini istiyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)