| Konu: | Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 28.11.2018 |
METİN ERGUN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
Muhterem milletvekilleri, sizlere Türkiye'nin cenneti niteliğinde olan bir beldede yaşanan çevre katliamlarından birkaç örnek vererek başlamak istiyorum. Tabii, bu beldeyi tahmin etmişsinizdir; Muğla. Türkiye'nin cenneti niteliğindeki bu Muğla'mızda istisnasız her sene orman yangını olur. Bunların bir kısmı doğal yangınlardır, bir kısmı doğal olmayan yangınlar. Fakat size bir şey söyleyeyim, son yıllardaki Muğla'daki yangınlar akıllı yangınlar yani ne kadar yanması gerekiyor ise o kadar yanan yangınlar. Size bir fotoğraf göstermek istiyorum. Bu Pina Yarımadası, Bodrum'a giderken Güvercinlik'i geçince... 2007 seçimlerinde propaganda faaliyeti için Bodrum'a giderken -buradan Bodrum yolu geçer, karşısından- orada bir yangın gördüm, yangını ihbar edenlerden biri benim. Bütün yetkililer -ondan sonra soru önergesi de verdim, buradadır İbrahim Bey- Başbakanlıktan orman bölge müdürüne kadar bütün yetkililer dediler ki: "Burası ağaçlandırılacak, tekrar ağaç dikilecek çünkü orada koruma altında olan Halep çamları var." Ağaçlandırılmış hâli bu muhterem milletvekilleri. Yani otellerin sığacağı yer kadar yer yandıktan sonra orası söndürüldü. Buraya şimdilik 4 tane otel sığdı. Gelecek yangınlarda muhtemelen şu tepeleri de yakarak yeni oteller yapacağız gibi duruyor.
Muhterem milletvekilleri, bunun hemen yakınında, birkaç kilometre ileride, özellikle Milas'ın Avşar ve Yaşyer köylerini ilgilendiren bir çevre felaketi daha yaşanıyor. İki köyün arasındaki bir tepede yıllardır işletilen bir taş ocağı söz konusu. Hemen hemen bütün evler, iki köydeki bütün evler çatlamış durumda. Köylüler eylem yaptılar, köylüler dilekçe verdiler ama bir türlü sonuç alamadılar.
Bir diğeri Milas Ovası'nda Sarıçay dediğimiz çaydaki kum ocakları. Yüzlerce dönüm arazi yok oldu, verimli arazi yok oldu muhterem milletvekilleri. Yine orada da vatandaşlar -özellikle Kafaca, Kırcağız, Kızılcayıkık, Bahçeburun köylerini ilgilendiren bir husus bu- mücadele etmelerine rağmen sonuç alamadılar.
Bir diğeri, Muğla'nın en büyük problemlerinden biri sintine yani teknelerin bırakmış olduğu sintine. Muhterem milletvekilleri, Muğla, İspanya'nın sahillerinden daha uzun sahili olan bir şehrimiz. Şu anda koylarımızın tamamına yakını kirlenmiş durumda. Bu sintinelerle ilgili bir ceza getiriliyor, kanun teklifinde var, destekliyoruz. Bunun artırılması lazım. Ben defalarca ihbar ettim, bir vatandaş olarak sintine bırakan tekneleri ihbar ettim fakat bir türlü ceza yazdıramadık çünkü kamerayla görüntülememiz gerekiyormuş. Bununla ilgili bir tedbir geliştirmemiz gerekir. Belki bir uçak olabilir yani bu bölgeyi denetleyecek, havadan denetleyecek, yatları denetleyecek bir uçak olabilir. Dolayısıyla vatandaşın kamerayla görüntü almasına gerek yok, devlet o görüntüyü alır, gerekli cezayı verir ve bu cezanın biz artırılmasını istiyoruz. Kanun teklifindeki cezanın yetersiz olduğu düşüncesindeyiz.
Bu vesileyle hepinize saygılarımı sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.