| Konu: | Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 23 |
| Tarih: | 28.11.2018 |
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri "18'inci madde bir yana bütün bu kanun teklifi bir yana." denebilir çünkü 18'inci madde çok önemli bir düzenlemeyi beraberinde getiriyor. Keşke bu düzenleme olumlu bir düzenleme olsaydı. Bir ferahlatıcı diyelim, teselli edici bir şeyimiz var, o da AK PARTİ Grubunun da bu maddeye sıcak bakmıyor olması, bu bir umut kaynağı olabilir. Ancak şu andaki durum itibarıyla bu maddenin tehlikelerine dikkat çekmekle yetineceğim.
Tabii ki bu madde çok önemli dedim. Çünkü bir yasanın maddesinin savunulabilirliği iki ana ölçütle test edilebilir: Birincisi "Üst normlara uygun mu?" İkincisi "Uygulamada yol açabileceği sakıncalar nelerdir?" sorularının yanıtlanmasıyla. Bu açıdan bakıldığı zaman tabii ki burada 18'inci maddeyle getirilen biraz önceki hatiplerin değindiği sakıncalara girmeksizin hem Türkiye bütünü hem de Türkiye'yi çevreleyen denizler alanını kapsamına alıyor ve doğrudan baktığımız zaman tabii ki çevrenin tanımını oluşturan bileşenler açısından çok yönlü ihlaller zincirini beraberine getirdiği gibi Anayasa'nın madde 56 ve 43 başta -43,kıyıların korunması; 56, çevre ve sağlığın korunması- 63, kültür, doğal ve tarihsel mirasın korunması ve 168, doğal kaynaklar olmak üzere çok yönlü bir aykırılık göstermektedir. Bu aykırılığın beraberinde getireceği sakıncalar ortaya çıkacaktır. Fakat burada esasen dikkatinizi çekmek istediğim husus, çevre hukukunun ilkelerinden çok sürdürülebilirlik gelişme üzerinde duruldu, sürdürülebilir gelişmeyle burada ekonomik kalkınma dengesi yerine esasen ekonomik kalkınmaya öncelik veriliyor. Fakat esasen burada dile getirmek istediğim husus "geriye götürülmezlik" ilkesi. "Geriye götürülmezlik" ilkesi, çevre hukuku alanında son on-on beş yıldır gelişen, yani 21'inci yüzyılın bir kavramı olup dünya çapında gelişmektedir. "Geriye götürülmezlik" ilkesi, var olan kazanımların zedelenmesine yol açacak düzenlemelerin yapılamaması, kazanımların geriye düşmesinin önünü açacak düzenlemelerin yapılamaması; ikincisi ise var olan olumlu durumu olumsuz hâle getirmeme. Bir de belki bizde olmayan -biraz önce değindim, değinildi de- 56'ncı maddede devletin önleme yükümlülüğü, koruma yükümlülüğü ve geliştirme yükümlülüğünün yanı sıra, eski hâle getirme yükümlülüğü. Bizde olmasa da esasen Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler bunu güvence altına alıyor. Benim burada dikkat çekmek istediğim husus "geriye götürülmezlik" ilkesidir ve bu "geriye götürülmezlik" ilkesi bütün bu Türkiye'de doğa ve çevre talanına rağmen daha da kötüleştirecektir ve bir daha onarılması mümkün olmayan sonuçlara neden olacaktır. Bu bakımdan, bu 18'inci madde gerçekten çok önemli bir maddedir, yani sakıncalı sonuçları açısından önemli bir maddedir ve 18'inci madde hem çevrenin üç mekânını ilgilendirdiği gibi -kırsal, kentsel ve kültürel çevre- hem de çevrenin tanımını oluşturan bütün ögelerini ilgilendirmektedir ve "sürdürülebilir gelişme" kavramına yabancıdır. İşte, bu nedenle, bu değindiğim ilkeler çerçevesinde aslında "yenilenebilir enerji" kavramıyla, kullanılan bu kavramla yapılacak düzenleme esasen "sürdürülebilir gelişme" kavramını da ihlal etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen Sayın Kaboğlu.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Teşekkürler.
Şimdi, bu çerçevede, "geriye götürülmezlik" ilkesi, kazanımların geriye götürülmemesi, bir; ikincisi, var olan durumdan daha geriye gidilmesinin önlenmesi. Bu açıdan, bir önceki konuşmamda Validebağ Korusu'nu... Canlısıyla, bitkisiyle, hayvanıyla doğal denge alanını temsil eden, bütün halkın girişine açık olan Validebağ Korusu'na millet bahçesinin yapılması esasen flora ve faunayı ortadan kaldırması bakımından olumsuz bir uygulama olacaktır çünkü esasen millet bahçesi her yerde yapılabilir ama bozmak anlamında yapılamaz. İşte, bu bakımdan bu yasa şunun testidir: Acaba daha geri düzenleme uygulamasına gidiyor muyuz? Gidiyorsak, bu yasanın getirilmesi konusunda samimi değiliz demektir, ikinci boyutu budur.
Teşekkür ederim. (CHP, HDP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.