GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:24
Tarih:29.11.2018

HÜDA KAYA (İstanbul) - Tekrar saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, 23'üncü madde hakkında söz almış bulunuyorum. Öncelikle günlerdir tabii ki farklı konu ve gündemlere yoğunlaşmaktan ancak bu maddeyle ilgili bana söz geldiğinden, geçtiğimiz hafta İstanbul'da Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde kadınların yürüyüşüne yapılan saldırıyı kınayarak başlamak istiyorum.

Dünyada pek çok yerde tüm kadınların, her ne düşünce, ırk, inanç olursa olsun yeryüzünün tüm kadınlarının bu etkinliği farklı şekillerle kutlayıp etkinliklerle anması, yürüyüşlerle, panellerle gündem ettiği böyle bir zamanda kadına şiddete karşı mücadele yürüyüşüne bu iktidar saldırarak, polisle kadınları karşı karşıya getirerek yine kirli bir tarih yazdı; tepkiler gelince de "Efendim, kadınların arasına teröristler girmiş, teröristler kadınları da istismar ediyormuş." gibi söylemler gerçekleştirdi bazı zatımuhteremler yine.

Cumartesi Anneleri yıllardır Galatasaray Meydanı'nda -alkış yok, slogan yok, ses yok- sadece kendi dertlerini yarım saat içerisinde ifade edip dile getirirlerken, yıllardır hiç kimse onları istismar etmiyorken topu topuna 50-60 tane cumartesi insanı, kadınlar, babalar, evlatlar, çocuklar orada dertlerini, acılarını ifade ediyorlarken ne hikmetse 700'üncü haftada iktidarın aklı başına geldi, on altı yıldır iktidar olan bu iktidar döneminde... Geçen sene biz 600'üncü haftasında da aynı büyük etkinliği gerçekleştirmiştik, ondan önceki sene 500'üncü hafta etkinliğini yine gerçekleştirmiştik, hiçbir şey olmamıştı. Ne hikmetse 700'üncü haftada teröristleri keşfettiler, teröristler Cumartesi Annelerini de, anneleri de istismar ediyorlarmış. İşinize gelmeyen her konuda terörizmi kılıf hâline getirdiniz arkadaşlar. Hiç kimse kusura bakmasın, kadınların aklı, bilinci, vicdanı yerinde; cumartesi insanlarının aklı, vicdanı, bilinci yerinde; kim nerede ne konuşuyor, nerede nasıl yürümesi gerektiğinin farkında, ne yaptığını biliyor. Bizim aklımız, vicdanımız başkalarının istismarına açık değil arkadaşlar. Biz, attığımız adımların farkındayız.

Evet, bu vesileyle yine kadınlardan konu açılmışken "Ülkemizde, toplumumuzda artık barış olsun, kan dökülmesin -ne genci ne sivili ne askeri ne polisi- huzur olsun, eşitlik, onurlu bir yaşam içerisinde 80 milyon birlikte yaşamanın önü açılsın." diye açlık grevine başlayan Sevgili Vekilimiz Leyla Güven'e ve şu anda zindanlarda bulunan, her bir yanda zindanlarda olan, Türkiye'nin her bir tarafında... Hani "Demir ağlarla ördük ülkemizin her bir yanını." denirdi bir zamanlar, siz ise tarihe "Ülkenin her bir yanını cezaevleriyle ördük." diye geçeceksiniz.

AHMET UZER (Gaziantep) - Çevreyle ne alakası var?

HÜDA KAYA (Devamla) - Ve bu vesileyle Kandıra'nın kahraman kadınlarını, direnen kadınlarını, bütün kadınlarımızı saygıyla selamlıyorum arkadaşlar.

Biz asker de ölmesin diyoruz, polis de ölmesin, insanlarımız ölmesin diyoruz. Bakın, son dakika, biraz önce Bursa İnegöl'de yine bir konteyner kazasında yine 2 işçimizin, 2 emekçi, 2 gariban, 2 yoksul insanımızın ölüm haberi geldi. Allah'tan korkun ya, her gün kadınlar katlediliyor, her gün emekçiler bir yerde can veriyor, her gün bir yerde çocuklar tacize uğruyor, her gün bir yerde insanlar intihar için tepelere çıkıyor. Daha dün İstiklal Caddesi'nde bir pasajın üzerine -okuyayım- Elhamra Pasajı'nın tepesine intihara çıkıyor bir vatandaşımız. Bir insan, bir vatandaş oradaki görevliye soruyor: "İşsizlikten mi intihar ediyor acaba?" diyor. Verilen cevap ne? "Ya, bunlar alışmışlar ya, alışkanlıktan yapıyorlar." diyorlar. İntiharın alışkanlığı mı olur ha? Nasıl bir çevre duyarlılığı, nasıl bir insan duyarlılığı, nasıl bir doğa duyarlılığı bu? Nasıl bir vicdan, nasıl bir ahlak, hangi din, hangi iman ya? İnsan krize giriyor, cinnet geçiriyor, çaresiz kalıyor, yaşamını sürdüremeyeceğini görüyor, intihara tepeye çıkıyor, "Alışkanlık hâline getirdiniz." diyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

HÜDA KAYA (Devamla) - Teşekkür ediyorum.

Allah'ın yarattıklarını, doğayı, doğal olanı talan etmek, altüst etmek medeniyet, kalkınma, ilericilik, vatanseverlik, dine bağlılık, dindarlık olacak ama devletin, kapitalizmin, sermayenin yapay ilahçılık eserlerine, çağdaş putlarına karşı olmak Vandallık olacak, marjinallik olacak, çapulculuk, din düşmanlığı, vatan hainliği ve teröristlik olacak öyle mi? Böyle bir din yok, böyle bir Allah'ın dini yok. Bu din Kur'an'ın dini değil, Muhammed'in dini değil ancak Ebu Leheb'lerin dinidir arkadaşlar. (HDP sıralarından alkışlar)