GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:24
Tarih:29.11.2018

BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bahse konu kanun teklifinin 28'inci maddesi üzerinde önergemiz uyarınca İYİ PARTİ Grubu adına görüşlerimi arz etmek üzere söz aldım. Yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.

Bu arada, birkaç gün içerisinde, Batman, Sancaktepe, Gebze, Kırıkkale ve İnegöl'de şehitlerimiz ve can kayıplarımız oldu. Bütün kayıplarımıza Allah'tan rahmet niyaz ediyorum, yaralılara acil şifalar diliyorum; milletimizin başı sağ olsun.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, bu kanun teklifiyle birçok kanunda ayıklama yapılıyor. Çevre Kanunu ve devamı olan, uzantısı olan hükümlerde, örneğin İçişleri çıkarılıyor yerine Çevre ve Şehircilik konuluyor ve bu şekilde ayıklamayla bazı bakanlıkların yetkileri doğruca, bütünüyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığına transfer ediliyor.

Bunun yanında, on altı yıllık süre zarfında neredeyse üç yılda bir bakanlıkların isimleri değiştirildi, yetkileri, görevleri, sorumlulukları değiştirildi ve bu hercümerç içerisinde bakanlıkların hafızalarını yok ettiler, bu çok önemlidir.

Teamüller ortadan kalktı, devlette değerler silsilesi ortadan kalktı ve bunun yanında, yasalar dışında devleti yöneten, yine yasal olan -yönetmelik gibi, tüzük gibi- birtakım düzenlemeler var, bunlar karmakarışık hâle geldi ve bakanlıkların isimleri birleştirilerek bazı bölümler, departmanlar bir yerden alındı, başka bir yere taşındı. Böylece bütün kurumsal gelenekler ve teamüller yıkıldı.

İçişleri Bakanlığının içerisinden mahallî idareleri aldılar. Şimdi, bu alma ne demek biliyor musunuz? İçişleri Bakanlığı neredeyse iki yüz yıl önce, yüz elli yıl önce "Zaptiye Nezareti" diye kurulmuştu, o hâle getirdiler yani iki yüz yıl neredeyse geriye gittik.

İçişleri Bakanlığında Emniyet var, Jandarma var, Sahil Güvenlik var; Göç İdaresi geldi, AFAD geldi ama ne oldu? Mahallî idareler gitti. Sivil Savunma vardı, onu da ortadan kaldırdılar. Böylece Zaptiye Nezaretine giden bir yol açılmış oldu. 2004 yılında AK PARTİ iktidarı "kamu yönetimi reformu" adı altında bir yasa çıkardı. Geçmiş Cumhurbaşkanı bunu veto etti, uygulayamadı ama tümevarım yöntemiyle bu reformu çoğunlukla hayata geçirmeyi başardınız. Bunun yanında "yerel yönetim reformu" adı altında 2004 yılında yasalar çıktı; Özel İdare Yasası, Belediye Yasası, Büyükşehir Belediye Yasası ve böylece 1930 yılında çıkarılmış olan 1580 sayılı Belediye Yasası'nın da gerisine gidildi ve daha sonra kanun hükmünde kararnameyle tuttular, kayyumluk şeklinde yeni bir müessese getirdiler. Hâlbuki 1580'de bu hüküm "mansup reislik" olarak düzenlenmişti.

Ne diyorlar? "İstanbul'a ihanet ettik." "Ankara'yı parsel parsel sattık." Sonuçta bu sözler bize neyi hatırlatıyor? Bu, AK PARTİ belediyeciliğinin sicilini net bir şekilde ortaya koyuyor. Onun için İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün tekrar İçişleri Bakanlığına verilmesi zorunludur diyorum.

Çevre felaketi olarak Türkiye'de en fazla rahatsız olan başka bir il de Mersin'dir. Mersin Tarsus'tan Anamur'a kadar bütünüyle çok büyük çevre felaketleriyle karşı karşıyadır. Bu ile iktidarın, Hükûmetin el atması zorunludur çünkü ne yatırımlarıyla ne üretimiyle ne mevcut şirketleriyle ayakta durur hâlde değildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çelik, tamamlayın lütfen.

BEHİÇ ÇELİK (Devamla) - Üstüne üstlük balık çiftlikleri kurulması yönünde çalışmalar var. Kuşkusuz balık çiftlikleri denizde çevre felaketine yol açmaktadır. Bunun da önüne geçilmelidir. Dolayısıyla ulus devlet yapısına yönelik sistematik saldırılar ve yoğun ve sistemli yolsuzluk karşısında hepimizin duyarlı olmamız zorunluluğu ortadadır. Bu itibarla her şeye rağmen bu Çevre Kanunu düzenlemesinin ülkemize ve milletimize yararlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)