GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Çevre Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:24
Tarih:29.11.2018

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Divan, değerli milletvekilleri; yürürlük maddesi konusunu iki açıdan ele alacağım: Birincisi teknik açıdan, ikincisi genel olarak.

Teknik açıdan, çünkü bu yasa teklifinin niteliği gereği, torba kanun olması ve alelacele görüşülmesi nedeniyle yol arızaları ortaya çıktı. Onları telafi edebilmek için bir aylık süre önemli görünüyor. Bu yol kazasında AK PARTİ Grubuyla iş birliği yaparak yeni düzenlemeyi yapabileceğimizi düşünüyoruz. Bu bakımdan, bir aylık süre tutarlılık açısından da önem taşımaktadır.

Şimdi, tabii, bu, teknik yönü ancak bu vesileyle bu yasanın bu kadar önemli bir konuda torba yasa olarak getirilmesinin başkaca sakıncaları var. Ama ben bu vesileyle -hep burada değinildiği gibi- Aladağ'dan Gebze'ye kadar kazaların aslında tam konumuzla ilgili olduğunu, düzenlemek, denetlemek ve yaptırım uygulama amacıyla görev, yetki ve sorumluluk zincirindeki aksaklıklardan kaynaklandığını ve bunların kaza değil aslında iş cinayeti olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle, bu düzenlemeleri ciddiye almamız gerekiyor. Bu düzenleme ülkemizle ilgili bir düzenlemedir. İnsanın üzerinde yaşadığı toprak parçası, ülke, insan, devlet sıralamasında bunun anayasal boyutlarını ayrıntılı olarak ele aldık ama almadığımız bir husus özellikle 18'inci madde açısından Karadeniz'in Kirlenmeye Karşı Korunması Sözleşmesi ile Akdeniz'in Kirlenmeye Karşı Korunması Sözleşmesi, Bükreş ve Barselona sözleşmeleri. Biz bu tür düzenlemelerde bu sözleşmeleri dikkate aldığımız ölçüde aslında kıyıdaş devletlerden de benzeri yükümlülükleri yerine getirmelerini isteyebiliriz.

Şimdi, bu, aslında kentli olma hakkı, çevre hakkı ya da alt başlık olarak, su hakkı gibi, gerçekten, yaşam alanlarını düzenlemesi bakımından Anayasa'mızda bir başka hak yoktur ki hak ve ödev diyalektiğini yansıtsın çünkü bütün haklar hak olarak, özgürlük olarak düzenleniyor ama çevre hem hak ve ödev birlikteliğiyle düzenleniyor. Bu nedenle, ülkemizde sıkça yapılan yanlıştan kaçınmak gerekir. Zira, çevresel gösteriler, toplantılar, örgütlenmeler aslında kamu yararı adına Anayasa'nın 33'üncü ve 34'üncü maddesinin kullanılmasını ifade eder ancak ülkemizde kamu makamlarından en çok gördüğümüz itibarsızlaştırma faaliyetleri bu yöndeki toplu özgürlükler kullanımına gelmektedir. Bu, sorumlu yurttaş olmanın bir gereğidir, aslında kamu yararı ereğinde toplu özgürlüklerin kullanılması, gelecek kuşaklara karşı sorumlu yurttaşların bir sorumluluğudur, ödevidir. Bu vesileyle tekrar belirtmek istiyorum, bütün bu kıyalar, dereler, göller; bunların kullanımı veyahut da iktisadi amaçla kullanımı kuşkusuz tümüyle yasaklanamaz, kalkınmaya da ihtiyacımız var ama burada uluslararası bir ilke olarak sürdürülebilir gelişmenin temel kurallarını, temel ilkelerini mutlaka gözetmemiz gerekir. Bu, hangi amaçla? Nitelikli bir ülke için. Eğer nitelikli bir ülkeyi gözetmiyorsak nitelikli bir toplum yaratamayız. Nitelikli toplumumuz yoksa nitelikli bir yönetim ihdas edemeyiz. Şu hâlde, burada görüştüğümüz kanun çerçevesinde yaptığımız tartışmalarda dile getirdiğimiz "nitelikli sürdürülebilir gelişme" kavramı nitelikli ülke için, nitelikli toplum için ve nitelikli devlet içindir. Bunu hiçbir zaman gözden uzak tutmamamız gerekir. Bu çerçevede, muhafazakâr olmak durumundayız. Partiler açısından söylemiyorum, siyasal açıdan söylemiyorum; ülkemizin doğal değerleri açısından olumlu olanları korumak durumundayız, olumlu olanların bozulmasını önlemek durumundayız. Biz ne yapabiliriz? Olumlu olanları ileriye götürmek için daha iyisini eklemek anlamında inisiyatif almalıyız ama olumlu olan değerleri muhafaza etmek her yurttaşın bir görevi olsa gerek. İşte, bu ülkesel muhafazakârlık aslında yurtseverlik görevidir ve burada bitki, hayvan ve insan dengesini de çok iyi korumamız gerekir, gözetmemiz gerekir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Bu vesileyle, bozulmayı önlemek, çevresel değerleri korumak ve geliştirmek devletin yükümlülüğü olduğu kadar yurttaşların da görevidir. Bu Meclis hukuk toplumunun ve hukuk devletinin gelişmesini sağlayan düzenlemelere imzasını atmak durumundadır.

Sonuç olarak, mademki AK PARTİ'yle bazı teknik konularda mutabakat sağladık -Yapı Denetimi Kanunu'nda mesela, 13'üncü madde bununla çelişmektedir ve mutlaka hemen düzenleme yapılması gerekiyor- o zaman tutarlı olmamız adına bu teknik düzenlemeyle bu torba kanunu biraz serinletelim. Evet, bugün oylanacak, bir aylık süre içeresinde ortaya çıkan, dünden bugüne gördüğümüz zaafları kâğıda dökmek açısından, kanuna dökmek açısından ve ortaya çıkabilecek diğer olumsuzlukları yine düzenlemek adına bir aylık serinleme süresini partim adına öneriyorum ve hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)