| Konu: | İYİ PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 25 |
| Tarih: | 04.12.2018 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri, yüce Türk milleti; partimizin vermiş olduğu grup önerisi hakkında söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sizlere bugün Türk tarımının mevcut durumunu çiftçilerimizden ve hayvancılıkla uğraşan üreticilerimizden aldığımız bilgilere devletin resmî istatistikleri üzerinden kısa sürede paylaşmaya çalışacağım.
Arz tarafıyla tarımın sadece iktisadi bir sektör olarak değil, talep tarafında ülkemizin gıda güvenliğini korumak, tarım politikalarında yapılan yanlışlar nedeniyle gıda enflasyonuyla tüketicinin geçim sıkıntısı çekmesine neden olan hususları özetleyeceğim.
Türkiye, 2010 yılında yaklaşık 69 milyar dolarlık tarımsal gayri safi yurtiçi hasıla üretirken 2017 yılında bu değer 51 milyar dolara, tarımın gayri safi yurtiçi hasıla içindeki payıysa yüzde 6'ya gerilemiştir. 2010 yılında tarımın gayri safi yurtiçi hasıla içindeki payı yüzde 9'ken, 2018'in ikinci çeyreği itibarıyla bu oran yaklaşık yüzde 5,7'ye düşmüştür. Aradaki fark, yaklaşık 18 milyar dolardır. Bu fark, Türk çiftçisinin kaybıdır.
Tarımdan ekmek yiyenlerin, tarımdan geçinenlerin sayısı, maalesef her geçen gün azalmaktadır. 2018 yılı içinde toplam 14,8 milyar TL destek verilmesi öngörülmekteydi. 2017 yılına göre sadece 2 milyar TL artış vardır. Bu değer, çiftçimizin alması gereken desteğin oldukça altındadır. Hükûmet, eğer Türk çiftçisine 2017 yılında gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 1'i oranında destek vermiş olsaydı 31 milyar TL, 2018 yılındaysa 37 milyar TL, 2019 yılındaysa 44 milyar TL ödenek tahsis etmesi gerekirdi. Fakat, Hükûmet, bütçelerinde Türk çiftçisine 2017 yılında 12,8 milyar TL, 2018 yılında 14,5 milyar TL, 2019 yılında da 16 milyar TL destek vereceğini açıklamıştır.
Devlet, 2017-2019 döneminde Türk çiftçisine 119 milyar TL destek vermesi gerekirken sadece 43 milyar TL destek vermiştir. Elleri nasırlı, yürekleri yaralı, gözleri yaşlı Türk çiftçisinin yaklaşık 70 milyar TL desteğini keserek yandaş müteahhitlere, yolcu garantili havaalanlarına, araç garantili köprülere, hasta garantili hastanelere vermiştir. Her kime haksız yere verildiyse haram olsun, zıkkım olsun, burunlarından fitil fitil gelsin.
Önümüzdeki 2019-2021 döneminde Hükûmetin tarımsal destekler kapsamında çiftçiden kestiği toplam tutar 100 milyar TL'yi bulmaktadır, 153 milyar TL destek vermesi gerekirken sadece 53 milyar TL vermeyi öngörmektedir. Çiftçinin 100 milyara yakın desteği kesintiye uğramaktadır. Bu kesinti nereye gidecektir, bu kesinti kime gidecektir, bu kesinti nasıl gidecektir? Bunu ben sormuyorum, bunu Aksaray'ın, Eskil'in Taşkesik Yaylası'ndan Nevzat Bey soruyor, Gaziantep'in Nizip ilçesinden Ökkeş amca soruyor, Giresun'un Tirebolu'sundan Fadime abla soruyor, Çukurova'dan Cabbar dayı soruyor, Aydın'dan Mehmet enişte soruyor. Varsa da haklarını yiyenlere ve bu haklarının yenilmesine sebep olanlara haklarını helal etmediklerini beyan ediyorlar.
Bu desteğin kesilmesi, gıda arz güvenliğinin yanı sıra, gıda enflasyonunu ve cari açığı da olumsuz yönde etkilemiştir. Türkiye, tarım dış ticaretinde 2007 yılından bu tarafa büyük açıklar vermektedir. İktidara geldiklerinde Türkiye tarımda ihracatçı bir ülke iken bugün 2017 verilerine göre 6 milyar ihracata karşılık, 9 milyar ithalat yapar hâle gelmiştir. Bu 9 milyar TL Türk çiftçisinin değil; Avrupalı, Amerikalı, Brezilyalı çiftçilerin cebine gitmiştir. Tarımsal üretime baktığımızda, 2002 yılında yüzde 10,3'ten cumhuriyetin en düşük seviyesi olan yüzde 5,7'ye gerilemiştir. Bu sektörde toplam dış ticaret açığı 54 milyar TL olmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edin.
Toparlayalım Sayın Erel.
AYHAN EREL (Devamla) - Türkiye, bugün kendi kendine yeten bir ülke olma özelliğini kaybetmiştir. Kendi etini, samanını üretemez hâle gelmiştir. Birçok tarım ürününde gümrük vergilerinin düşürülmesiyle birlikte çiftçilerimiz perişan hâle gelmiştir. Tarım ve hayvancılık ürünlerinde ithalatın artması, üretimde kullanılan ithal girdilerin; mazot, gübre, tohum, ilaç ve yem fiyatlarının TL'deki zayıflamaya paralel olarak artması sonucunda gıda enflasyonu, en yüksek seviyelerde seyretmektedir.
Kısaca, Türk tarımı on altı yıldır uygulanan yanlış politikalar nedeniyle çöküş aşamasına gelmiştir. Bu çöküş, tarımsal üretim, istihdam, dış ticarette tarımsal enflasyon göstergelerine de yansımıştır. Türkiye, bugün tarımsal arz ve gıda güvenliği bakımından riskli ülkeler arasına girmiştir. Türk tarımının sorunları bütüncül bir anlayışla ele alınmalı, Türk çiftçisi sadece bir bakanlığın uyguladığı yanlış politikalara kurban ve mahkûm edilmemelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Selamlayın Genel Kurulu Sayın Erel.
AYHAN EREL (Devamla) - Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Erel.