| Konu: | Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 25 |
| Tarih: | 04.12.2018 |
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri ve bizleri ekranları başında izleyen aziz milletimiz; imza sahiplerinden birisi olduğum, Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun Teklifi için şahsım adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekillerimiz, bu kanun 3 ana alanı düzenliyor. Başlığı, her ne kadar itirazlar gelse de doğru bir mantıkla, bir kod kanun olarak düzenlendi çünkü abonelik sözleşmeleriyle ilgili kısım bir ayrı kanun, diğer 2 kısımdan konkordato İcra ve İflas Kanunu'na gidecek kanun yürürlüğe girdikten sonra, ara buluculuk ise 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'na işlenecek ve abonelik sözleşmelerine dair kanun bir kod kanun olarak müstakilen kalacak. 3 ana başlığı düzenleyen 27 maddelik bir kanunu görüşüyoruz.
Elbette ki ülkemiz 81 milyon nüfusa, 400 milyar dolara yaklaşan bir ihracata, 900 milyar dolara yaklaşan bir gayrisafi millî hasılaya ulaştı. Bu büyüklükteki bir ülkede icra dosyalarının artması da son derece normal. 8 milyon icra dosyamız var. Bu icra dosyalarından 3,5 milyon civarındaki dosya bu kanun çerçevesinde icraya girebilecek yani işin yaklaşık yüzde 40'ına bu çıkardığımız kanun çerçevesinde tahsil imkânını getiriyoruz.
Arkadaşlarımız 20 milyon dosyadan bahsettiler. Avukatlık yapan meslektaşlarımız çok iyi bilirler ki birçok dosyanın esasen borcu biter ancak tahsil harçları nedeniyle, tahsil harcı ödenmediği için açık görünür ve zaman aşımı süresine kadar da bu dosyalar kalır. Bu işin önemli bir kısmı, bu sebeple miktar fazla görünüyor.
Getirdiğimiz MTS nedir? Ben buna bir dijital icra müdürlüğü diyorum. Yetki alanı Türkiye'nin tamamını kapsayan UYAP'ın içinde bir dijital icra müdürlüğü getiriyoruz. 6502 sayılı Tüketici Kanunu ve diğer kanunlarda düzenlenen abonelik sözleşmelerinden kaynaklanan para alacaklarını bu kanun çerçevesinde tahsil edeceğiz. Eğer şirket avukat eliyle takip etmek istiyorsa mutlaka bu kanun çerçevesinde MTS'yle müracaat edecek, manuel yolla takip etmek istiyorsa şirketin yetkilileriyle, temsilcileriyle doğrudan icraya gidecek. Müracaat ettiğinde avukat takip talebini elektronik imzayla dolduracak, ödeme emrini Merkezi Takip Sistemi dediğimiz dijital icra müdürlüğü tanzim edecek ve ilgili kişiye, borçluya gönderecek. Eğer ilgili kişi elektronik imzaya tabi birisiyse 1 Ocaktan itibaren otomatik olarak mail ortamında alacak, değilse PTT memuru bu kişiye tebligatı yapacak ve Türkiye'nin her yerinden bu tebligata, alındığı zaman ödeme imkânı var, itiraz imkânı var.
Bunun vatandaşa ne faydası var? Arkadaşlar, vatandaşa en önemli faydası şu: Bugün tahsil harcı yüzde 4,55. Bu sistemde tahsil harcını yüzde 2'ye indiriyoruz. 2,55 tahsil harcı vatandaşın cebinde kalıyor, borçlu vatandaşın cebinde kalıyor, daha az ödüyor. Bu sistemde mal beyanı yok, gerçeğe aykırı mal beyanıyla ilgili bir suçlamayla da borçlu muhatap olmayacak. İcra müdürlüklerinde 3,5 milyon dosya nedeniyle yapılan takipler azalacağı için icra müdürlüklerinde bir ferahlama olacak ve böylece de diğer sistem daha rahat yürüyecek.
Arkadaşlarımız dediler ki: "Biz burada avukatlara borçlunun mal ve haklarını sorgulama yetkisi veriyoruz." Değerli arkadaşlar, burada verdiğimiz yetki bir var-yok yetkisidir, asla kişisel veriler çerçevesinde, kişisel verileri sorgulayabileceği bir yetki değildir. Takip talebi yapıldı, takip kesinleşti; bu durumda avukat mal, hak ve alacak sorgulaması talebinde bulunacak, icra müdürü kesinleştiğine karar verirse ondan sonra bu sorgulamayı yapacaktır.
Kanun gereğince, inşallah biraz sonra gruplar olarak önergelerimizi verdiğimizde, Komisyon sırasındaki talepleri dikkate alarak en az günde 5 sorguyu ücretsiz hâle getirmiş oluyoruz. Dolayısıyla avukat arkadaşlarımızın ve barolarımızın bu kısımdaki eleştirileri de karşılanmış oluyor.
Bu sistemle takip, EFT olarak banka üzerinden ödendiği an bitmiş olacak ve dosyası kapanmış olacak. Ödenmezse, icra takibine ve cebri icraya devam edilmek istenirse normal icra müdürlüğüne gidecek.
Bunun dışında, genel olarak sistem İcra ve İflas Kanunu'na uygun ve böylece de ciddi manada zamandan, imkândan, masraftan ve vatandaş lehine yüzde 2,55 gibi önemli bir miktarda harçtan kâr etmiş olacağız.
Değerli milletvekilleri, ikinci konu konkordato. Mart ayında konkordatoyla ilgili bir kanun çıkarmıştık. O kanundaki ana kurgu tamamıyla doğru işliyor. Kurguda ve sistemde kural olarak ciddi bir sorun görülmüyor. Bakın, 1 milyona yakın şirketin olduğu ülkemizde -az önce aldım- konkordatoya 1.401 müracaat olmuş, 509 da karar verilmiş bugün itibarıyla. Yani 1 milyon şirketin olduğu bir yerde 1.400 konkordato müracaatı normal ve sistemin işlediğini gösteriyor. Buradaki sıkıntı, daha önceki kanunda "finansal analiz raporu" dediğimiz raporda bir kısım usul hataları olduğunu ve mahkemelerin yanlış karar vermesine sebebiyet verdiğini, bir kısım kötü niyetli alacaklıların mal kaçırma şeklindeki işlemlerinin bu raporlarda hakkıyla dikkate alınamadığını gördüğümüzden dolayı bu kanun düzenlemesini getiriyoruz. Arkadaşlarımızın eleştirdiği kamu yararına iş yapan şirketlerle ilgili hususta da zannediyorum ki önergelerle bir değişiklik olacak ve bağımsız denetçilerin Türkiye denetim standartlarına uygun güvence veren raporlarıyla bu rapor elde edilecek ve Adalet Bakanlığına vereceğimiz yönetmelik yapma yetkisiyle de bu şirketlere ciddi bir külfet gelmeksizin bir tarife dairesinde bu raporların hazırlanması sağlanacak ve bunun sonucu olarak da şirketlere ilave bir yük gelmeyecek. Az önce eleştirilen "Küçük ölçekli şirketler bundan yararlanamaz." kısmı diğer kanunda da gündeme getirilmiş ve bu nedenle oraya hüküm koymamıştık ancak gördük ki şirketlerin büyük kısmı bu küçük şirketler ve sorun oradan kaynaklanıyor. Bu itibarla konkordatoyla ilgili düzenlemeleri yapma gereği hasıl oldu.
Üçüncü ve ana konu ise ara buluculuk. Ara buluculuk gerçekten modern çağların ve tarihin de en önemli sorun çözme yöntemi. "Sulhte hayır vardır. Hükümlerin en efendisi, en güzeli sulhtur. İnsanları sulhe teşvik edin." diyor. Bizim yargılama felsefemiz, davalarımız genel olarak bir davayı sonuçlandırmak üzerine; o davadaki somut normu en doğru şekilde yapalım ve tarafların hak ve adalet dengesini kuralım. Evet, davayı bitiriyoruz, sonuçlandırıyoruz ama "Gerçekten dava bittikten sonra ihtilaf sonuçlanıyor mu?" derseniz, yıllarca avukatlık yapan, yargının içinde bulunan, davaları olan herkes biliyor ki maalesef birçok zaman bu ihtilaflar giderilemiyor, sorun tam manasıyla çözülemiyor. İşte, bugün ara buluculuk müessesesi tam anlamıyla bu sıkıntıyı karşılıyor. Taraflar bir araya geldiğinde oturup konuşuyorlar, alacak-borç dengesini karşılıklı bir şekilde teati ediyorlar ve ondan sonra da tarafların iradesi kapsamında ihtilaf sonuçlanıyor ve bu ihtilaf, avukatların ve tarafların dördü birden imzaladığında bir mahkeme ilamı hâline geliyor. İşte bugün, bir önceki yaptığımız İş Mahkemeleri Kanunu'ndaki ara buluculukla... Türkiye'de bir yılda 125 bin daha az dava açıldı değerli arkadaşlarımız, 125 bin. İş mahkemelerindeki davalar yüzde 67 ara buluculukla sonuçlandı. Arabuluculuğun bu kadar iş mahkemelerinde başarıyla uygulanması bize yeni bir alana daha gitmemiz gerektiğini gösteriyor. Bu alan da bugün ticari davalardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özkaya, toparlayın. (Uğultular)
Arkadaşlar, yoğun bir uğultu var. Bakın bir konuşmacı arkadaşınız konuşuyor, lütfen arkadaşımızı dinleyelim.
Sayın Özkaya, buyurun siz.
ALİ ÖZKAYA (Devamla) - Ticari davalarda eğer alacak ve tazminat davasıysa bu öncelikle ara bulucuya gitmek zorunda. İş mahkemelerinde bir ay ara buluculuk süresi, üç hafta artı bir hafta. "Önergeyle bunu Komisyondaki talepler doğrultusunda altı hafta artı iki hafta olarak iki aya çıkaralım ki ticari davalar daha niteliklidir ve dolayısıyla daha rahat çözümlensin." diye bir görüş hasıl oldu.
Son olarak da bu davalar sonuçlandığında ihtilafın tamamını bitirmiş olacağız. Taraflar el sıkışacak ve ondan sonra ticari işine devam edecek. Ümit ediyorum ki bu yüce Meclis, bundan sonra tüketici mahkemelerinde de diğer mahkemelerde de ara buluculuğu esas alıp ülkemizde barışı, sulhu, dostane çözüm yöntemlerini geliştirmeli ve milletimiz daha mutlu şekilde, daha güzel bir yöntemle sıkıntılarını gidermeli, ihtilaflarını çözmeli diyorum.
Kanunumuz inşallah Genel Kurulumuzun takdiriyle milletimize hayırlı olur diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özkaya.