| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 26 |
| Tarih: | 05.12.2018 |
AK PARTİ GRUBU ADINA ABDULLAH GÜLER (İstanbul)- Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; HDP'nin grup önerisi üzerine AK PARTİ adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Biraz önce değerli hatipler Genel Kurulumuzu bilgilendirme adına kendi yorumlarını da katarak bazı ifadelerde bulundular ama mevcut mahkeme kararlarının içeriğinin neler olduğunu, orada geçen ifadelerin, başvurucunun, yargılanan kişilerin neler dediğini keşke Genel Kurulda daha geniş bir şekilde ifade etmiş olsalardı da gerçekten bu mahkeme kararlarının nasıl yürüdüğüne dair bir bilgi sahibi olsaydık. Ancak şu da gözden kaçtı: Şu anda Türkiye Cumhuriyeti bu yargı sürecini bağımsız mahkemeler tarafından ve Türk milleti adına mevcut mahkemelerimiz vasıtasıyla yürütüyor; yüksek yargıdan diğer yerel mahkemelere kadar. Yaklaşık 17 bin hâkim ve savcımız görev yapıyor. Bunların tamamına çok haksız ve bana göre de saygısızca diyelim, ithamlarda bulunuyor. Samimiyetle gece gündüz çalışan, dosyalarını bir an önce karara bağlamaya çalışan tüm hâkimlerimizi ve savcılarımızı burada itham ediyorlar. Keşke onları daha nazik, daha ince bir üslupla ve sadece mahkeme kararı çerçevesinde eleştirebilselerdi de bu manada biz de bilgilenmiş olsaydık.
Değerli milletvekilleri, mevcut gerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin başvurucu Selahattin Demirtaş hakkında verdiği karar gerekse de son Anadolu Bölge Adliye Mahkemesinin Selahattin Demirtaş ve Süreyya Önder hakkında onama kararının içeriğiyle ilgili Genel Kurulu biraz bilgilendirmek istiyorum.
Bir terör tanımı kapsamı içerisinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvurucu Selahattin Demirtaş'ın mevcut, şu andaki tutukluluğuyla ilgili elde bulunan kanaatlerin ve delillerin yeterli olduğuna karar vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin meşru olarak verdiği bu kararı toplam 7 madde kapsamı içeresinde haklı görmüş, sadece 3 husus içerisinde de mevcut yükümlülükleri açısından bazı hatırlatmalarda bulunmuştur. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin verdiği bu karar 7 üyeli daire tarafından verilmiştir ve henüz şu anda da yasal süreç devam etmektedir; üç aylık itiraz süreci vardır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 20 Şubat 2017 tarihinde başvurucunun ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurduğu tarihten çok sonra, 17 Nisandaki referandumu ve 24 Haziran 2018 tarihindeki seçimleri de katarak sözleşmenin 18'inci maddesinin ihlal edildiğine dair verdiği kararın çok çelişkiler içerdiğini de sizlerin takdirine sunuyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayın.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Değerli milletvekilleri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 1987 yılı itibarıyla Diyarbakır eski Belediye Başkanı Mehdi Zana'nın Cumhuriyet gazetesine vermiş olduğu mülakatta PKK'nın ulusal kurtuluş hareketini desteklediği ancak katliamlarını desteklemediği, herkesin hata yapabileceği, öldürülen kadın ve çocukların da kazara öldürüldüğü beyanı nedeniyle kendisine verilen cezanın ifade hürriyeti ihlaline neden olmadığını belirtmiştir. Şu anda mevcut başvurucu olan Selahattin Demirtaş ve Sırrı Süreyya Önder'in Nevruz kutlaması kapsamında İstanbul'da katıldıkları bir programda eli kanlı terör örgütü PKK'yı övmelerinin, Kandil'e atıf yapmalarının, bunların mevcut siyasi konumları gereğince o anda orada toplanan halkı kışkırtmaya yönelik ve terör hareketini meşrulaştırmaya yönelik olduğunu da ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)