GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:26
Tarih:05.12.2018

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; partim ve grubum adına, görüşülmekte olan 16 sıra sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun Teklifi'nin 3'üncü maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Sizleri ve kamuoyunu saygıyla selamlarım.

Değerli milletvekilleri, sözlerime başlamadan önce, bugün Kadın Hakları Günü dolayısıyla bütün kadınların bu gününü kutluyorum. Dün de Madenciler Günü'ydü. Yüz karalığı, vicdan karalığı yerine kömür karalığını tercih eden onurlu emekçi kardeşlerimi buradan saygıyla selamlıyorum. İki gün önce de Dünya Engelliler Günü'ydü. Engelli kardeşlerimiz bizleri arayarak elektrik faturalarında engellilere pozitif ayrımcılık yapılması talebini ilettiler. Bilindiği gibi, şehit ve gazi yakınlarına bu indirim uygulanıyor. Engellilere yönelik olarak böyle bir çalışmanın yapılması sosyal devlet olgusunun gelişmesine katkı sağlayacaktır.

Değerli milletvekilleri, söz konusu kanunun 3'üncü maddesi Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi olan UYAP bünyesinde merkezî takip sisteminin kurulmasını öngörmektedir. UYAP takip sisteminin varlığına rağmen yeni bir sistem getirilerek abonelik sözleşmelerine ilişkin takiplerin haciz aşamasına kadar merkezî takip sistemi aracılığıyla yapılmasının icra dairelerinin iş yükünü azaltacağı gerekçesi ifade edilmiştir. Ödeme emirlerinin kanunen yetkili bir makamın hukuki denetiminden geçmeden bir sistem marifetiyle şeklen kesinleşmesinin tüketicilerin haksız icra takipleriyle karşılaşmasına neden olacak olması, iktidarın teklifi hazırlatırken hiçbir şekilde düşünmediği anlaşılıyor. Çünkü amaçlanan elektrik, doğal gaz, su, telefon, internet ve daha pek çok temel ihtiyacın yandaş şirketlere ihaleler karşılığında devredilmiş olması ve bu şirketlerin alacaklarının her ne pahasına olursa olsun tahsilatının kolaylaştırması işidir.

İcra, iflas, konkordato söylemleri ekonomik hastalık sinyalleridir. Bu söylemlerin artması ve sıklaşması alarm zillerinin çaldığının göstergesidir. Bakın, nereden nereye geldik. Kırk, elli sene önce insanlarımız arasında söz senetti, bugün senet çaput olmuş durumda. Bu durumu, literatüre "Estonya sendromu" olarak geçen, yakın tarihimizde vuku bulmuş olan kazada feribot batmasına benzetiyorum. Hani son zamanlarda çok gemi muhabbeti de yapılıyor ya.

Hikâye şöyledir: Estonya Feribotu kıyıya yakın bir mesafede su almaya başlar; 1000 küsur yolcudan sadece 200 kadarı denize atlayarak yüzer ve canını kurtarır, geriye kalan 800 küsur yolcu gemi batıp hayatını kaybeder.

Tabii, onların sisteminde yayın yasağı getirip olayın üstünü örtme geleneği olmadığından, daha doğrusu, yaptıkları hatalardan ders almaya çalıştıklarından araştırma ve analiz yaparlar. Bilahare yapılan araştırmalarda "Acaba diğerleri yüzme bilmiyor muydu?" diye bir araştırma yapılır. Anket neticesinde, hayatını kaybeden ailelerin çoğu, yakınlarının çok iyi yüzme bildiğini hatta bu sporda derecelerinin olduğunu ifade etmiştir. Daha sonra da anlaşılır ki kaptanın, yolcuları bu feribotun batma şansının binde 1 dahi olmadığına ve imkânsız olduğuna ikna ettiği ortaya çıkmıştır.

Ekonomik savaş, hamaset nutukları, algı operasyonuyla kazanılmaz; çalışarak, üreterek bu savaştan zaferle çıkılır. Ekonominin de adalet temelleri üzerine oturması şarttır; aksi takdirde bu, buz tabakaları üzerine yapılan yapıya benzer.

Değerli milletvekilleri, her hazırladığınız kanun tasarısı bir yasayı daha bağrından koparıp atıyor, her kanun teklifiniz yeni bir hukuksuzluğun nişanesi hâline geldi.

Bu kadar gözaltı ve tutuklamalara itiraz ettiğimizde "Hukuk bağımsız" diyordunuz fakat Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Sayın Selahattin Demirtaş için bir karar açıklayınca tanımıyorsunuz. İşte, üstünlerin hukuku tam da budur. Adalet sarayları sadece sarayın adaletini dağıtıyor, demokratik tüm eylemler bizzat AKP tarafından terörize ediliyor. Kısacası, AKP Genel Başkanının siyah gözlükle baktığı bir dünyada beyaz giyinen herkes vatan haini oluyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Devam edin...

MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) - Milletvekili dokunulmazlığına rağmen şu anda tutuklu bulunan Meclisin tek üyesi Sayın Leyla Güven'in onurlu duruşu ve ona destek veren tüm arkadaşlarımı saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)