GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:26
Tarih:05.12.2018

TAMER AKKAL (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama başlarken, Seçim Kanunu'nda değişiklikle bundan tam seksen dört yıl önce Türk kadını seçme ve seçilme hakkına kavuşmuştur; Türkiye Cumhuriyeti Fransa ve İtalya'dan on bir yıl, Belçika'dan on dört yıl önce, İsviçre'den ise tam otuz altı yıl önce kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkı tanımıştır; "Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın." diyen cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmetle minnetle anıyor, tüm kadınlarımızın Dünya Kadın Hakları Günü'nü kutluyorum.

Değerli milletvekilleri, yasa teklifindeki önemli hususlardan biri konkordato talebine eklenecek belgeler arasındaki "finansal analiz raporu"nun "güvence veren denetim raporu" olarak değiştirilmesiyle ilgilidir. Bu raporu hazırlayacak bağımsız denetim firmalarının sayısı azaltılmış ve raporlama fiyatları asgari ve makul bir miktara getirilmemiştir. Dolayısıyla, yapılmak istenen değişiklikle birlikte küçük işletmeler konkordato hakkından mahrum bırakılacak ve mağdur edilecektir. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan bugüne kadar 356 firmanın konkordato ilan ettiğini açıklamıştı. Tek başına bu rakam bile AK PARTİ Hükûmetinin Türk ekonomisini getirdiği noktayı göstermektedir. Bu yasa teklifinin bir yönüyle son derece önemli olduğunu düşünüyorum çünkü bu yasa teklifi, aynı zamanda, Hükûmet tarafından yapılmış bir itiraf niteliği taşımaktadır. Yasa teklifini veren AK PARTİ'li milletvekilleri ne diyor? "İcra dairelerinde çok sayıda dosya bulunmakta, ödeme emri tanzimi ve tebliği gibi çok sayıda işlem yapılmaktadır." Devamında ise şunu söylüyorlar: "Teklifle kanun kapsamındaki alacakların haciz safhasına kadar olan takip işlemi elektronik ortamda yapılacak, icra dairelerinin iş yükünün azaltılması sağlanacaktır." Bu gerekçede AK PARTİ açıkça şunu söylemektedir: "Biz bu milleti öyle bir borç bataklığına sürükledik ki devletin memurları artık icra dosyalarının iş yükünü kaldıramıyor." İşte, bu kanun teklifinin özeti sadece budur.

Adliye koridorlarını kaplamış milyonlarca icra dosyasını elektronik sisteme atarak bu milleti düştüğü borç bataklığından kurtaramazsanız. 2002 yılında hane halkının borcunun gelirine oranı yüzde 4 iken şimdi hane halkının borcunun gelirine oranı tam yüzde 53'e ulaştı. Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu verilerine göre, Mart 2018 itibarıyla tüketici kredileri ve kredi kartı borçlarının 17 milyar liralık kısmı ödenemediği için yasal takip başlatıldı. 4,5 milyondan fazla vatandaşımız borcundan dolayı yasal takipte ve mahkeme dosyalarıyla boğuşuyor. 7 milyon vatandaş icrada, icra dosyaları 25 milyona yaklaştı. Millet bu sorunlarla mücadele etmeye çalışırken maalesef biz milletin vekilleri olarak burada AK PARTİ'nin getirmiş olduğu icra dosyalarını elektronik sisteme aktarmakla ilgili teklifi tartışıyoruz. Bu Meclisin görevi, buradaki milletvekillerinin görevi vekili oldukları milletin, vekili oldukları vatandaşın borç yükünden kurtulmasını sağlayacak tedbirleri almak değil midir? Vekili oldukları halkın sosyal, ekonomik ve yaşamsal sorunlarını bu Meclis çatısı altında çözmek değil midir? On altı yıl içinde bankalara olan borcu 6 milyar liradan tam 425 milyar liraya çıkmış, kredi yükünün altında ezilmiş, enflasyonun altında ezilmiş, evlerine yağmur gibi icra dosyaları yağan vatandaşlarımızın sorunlarını çözmek değil midir? Burada Meclis kürsüsünde elektriğe, doğal gaza, akaryakıta gelen zamlar altında ezilen milleti, geçim sıkıntısı had safhalara ulaşan milleti hangi ekonomik tedbirlerle düzlüğe çıkarırız, bunu konuşmamız gerekirken 25 milyon icra dosyası nasıl daha az yer kaplar, biz şu an maalesef bu teklifi konuşuyoruz. Milyonlarca icra dosyası halkın içinde bulunduğu durumun bin tezahürüdür. Çektiği sıkıntıların göstergelerinden yalnızca bir tanesidir. Bugün esnafımızın da çiftçimizin de hâli perişandır. Biz kendi kendine yeten bir tarım ülkesiyken saman ithal edecek bir cenderenin içine düştük. Cefanın büyüğünü çeken üretici tükenmiş ve tarlasını, traktörünü kaybetme noktasına gelmiştir. Özel bankalar tarım şubeleriyle çiftçimizi borçlandırmakta ve borcunu ödeyemeyen çiftçimizin mallarını da haciz yoluyla ucuza kapatmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TAMER AKKAL (Devamla) - Toparlıyorum.

BAŞKAN - Toparlayın.

TAMER AKKAL (Devamla) - Bu insanlara dünyanın en pahalı mazotunu satıyorsunuz, en pahalı gübresini ve en pahalı ilacını satıyorsunuz, hepsinden verginizi de alıyorsunuz ve tabii ki seçim zamanı köylere gidip oy istemesini de biliyorsunuz. Peki, buradan soruyorum: Niye siz çiftçiye sahip çıkmıyorsunuz? AK PARTİ'ye buradan tekrar sesleniyorum: Niye çiftçiye sahip çıkmıyorsunuz? Önceleri elektrik faturaları hasattan hasada ödenir, çiftçinin eli rahatlatılırdı, şimdiyse elektrik faturaları her ay gönderilmeye başlanarak çiftçi âdeta bilinçli olarak tefecilerin, kredi verenlerin kurtlar sofrasına oturtturuluyor.

Daha fazla borç, daha fazla icra... Vatandaşın daha fazla mağdur olmaması için şu anda temerrüt faizleriyle beraber çığ gibi büyümüş olan elektrik borçlarının hasat zamanlarına göre yeniden yapılandırılmasını ve zamana yayılmasını talep ediyoruz. Ve teklifin geneli itibarıyla icra dosyalarının daha az yer kaplamasıyla ilgili bir çalışma değil, vatandaşlara icra daha az nasıl gelir, bununla ilgili tekliflerin Meclis gündemine getirilmesini bekliyoruz.

Saygılarımı sunuyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)