| Konu: | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının 1'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 29 |
| Tarih: | 11.12.2018 |
CHP GRUBU ADINA İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Divan, milletvekilleri; Anayasa Mahkemesi 2019 bütçesi vesilesiyle CHP Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Konu Anayasa Mahkemesi olduğuna göre, birinci olarak Anayasa'ya, Anayasa sorununa değineceğim, daha sonra Anayasa Mahkemesinin dünü, bugünü ve yarınına ilişkin bazı saptamalar yapacağım.
Anayasa'nın dününe bugününe baktığımız zaman, "Anayasa hükümleri yasama, yürütme ve yargı organlarını bağlayan temel hukuk kurallarıdır." biçimindeki 11'inci madde dün de geçerliydi, bugün de geçerli, yarın da geçerli olacak.
Dün açısından, 15 Temmuz hain darbe girişimine gelinme sürecinde, maalesef, Anayasa'nın üstün hükümlerinin uygulanması yerine, bunların ihmal edilmesinin önemli bir rolü var. Yani Anayasasızlaştırma ile 15 Temmuz darbe girişimi arasında doğrudan bir ilişki bulunmaktadır.
Bugün ise, eğer 15 Temmuzdan sonra Anayasa ve hukuk dışı OHAL uygulaması yerine adil yargılanma hakkı geçerli kılınsaydı; bugün, hukuk umudu yerine, hukuktan söz etme olanağımız olurdu. Nihayet, yarın açısından ise, yarına bakarken yine önümüze hukuk ve Anayasa'nın üstünlüğü çıkıyor. Anayasa ve hukuka dönüş için yasama, yürütme ve yargı üçlüsünde iki Anayasal kurum kilit konumunda; Yüce Meclis ve Anayasa Mahkemesi. Yüce Meclis, Anayasa Mahkemesi olduğu için Anayasa'ya aykırılık sorununa dikkat etmemeli, Anayasa Mahkemesi olduğu için, tam tersine, Anayasa'ya aykırılıktan kaçınmalı. Zira, bilindiği gibi, Yüce Meclis son iki yılda, OHAL döneminde, özellikle görevi daha çok istismarcı Anayasa değişikliğine yönlendirildi ve OHAL kanun hükmünde kararnamelerini denetleyemedi. Bu süreçte yapılan Anayasa değişikliği Türkiye'yi ulusal Anayasal kimliğinden uzaklaştırdı. Belki de bu yabancılaşma nedeniyledir ki 6771 sayılı Kanun'la getirilen düzenlemeye toplumu alıştırmak için "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" adı verildi. Oysa "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" kavramı Anayasa'da yer almamaktadır. Bu bakımdan Anayasa Mahkemesi anayasallık denetiminde insan haklarına dayanan demokratik hukuk devletini madde 2'ye göre ölçüt almalıdır.
Bu açıdan, Anayasa Mahkemesinin tarihsel işlevine bakacak olursak, dönecek olursak, Anayasa Mahkemesi özellikle OHAL döneminde üç alanda bağışlanmaz ihmalde bulundu: Birincisi, OHAL tanımında; ikincisi, kanun hükmünde kararnamelerin denetiminde; üçüncüsü ise Olağanüstü Hâl İşlemlerini İnceleme Komisyonu lehine 70 bin dosyayı reddederken vermesi gereken pilot kararı vermekten kaçınması. Bu bakımdan, bugün Anayasa Mahkemesinin önemli iki mazereti ortadan kalkmış bulunuyor: Birincisi, artık olağan üstü hâl rejimi geçerli değildir, Anayasa madde 148 engeli bulunmamakta; ikincisi ise 7145 sayılı Yasa'yla tazminat komisyonuna, Anayasa Mahkemesi önünde bulunan binlerce bireysel başvuru tazminat komisyonuna yönlendirildi, iş yükü bakımından da Anayasa Mahkemesinin önceki mazereti artık kalmamış bulunuyor. Bu itibarla özellikle Anayasa Mahkemesinin önünde bulunan soyut norm denetimi yoluyla yapmış olduğu denetimler çerçevesinde somut ve bireysel başvuru üzerine denetime değinmeyeceğim.
Dört kategori işlem acildir Anayasa Mahkemesi önünde.
Birincisi: Kanun hükmünde kararnameler. Özellikle 703 no.lu Kanun Hükmünde Kararname'yle hukuk sistemi, normlar hiyerarşisi altüst edildi, bunlar.
İkincisi: Yasalaştırılan olağanüstü hâl kanun hükmünde kararnameleri. Bunlar aslında yasa niteliği taşımayan, on binlerce kişinin adını içeren, bu kararnameleri yapanlar ile altında imzası bulunanlar ile ek listeler sahiplerinin farklı olduğu, içerisinde birçok anayasal yanlışın bulunduğu metinler olarak Meclis tarafından yasalaştırıldı ama bunlar Anayasa Mahkemesinin önünde olduğundan mutlaka Anayasa Mahkemesi tarafından ayıklanmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kaboğlu, devam edin.
Buyurun.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Üçüncü kategori işlem ise 27'nci Dönem yasama faaliyetleri çerçevesinde yer alan, başta OHAL'i üç yıl daha fiilen uzatan 7145 sayılı Yasa olmak üzere, burada oylanan, kabul edilen ve açıkça Anayasa'ya aykırı olan birçok yasadır.
Dördüncü kategori ise "Cumhurbaşkanlığı kararnamesi" adını taşıyan ama gerekçesi olmayan, saydam olmayan, Anayasa'nın 6771 sayılı Yasa'yla kabul edilen Anayasa değişikliğinin münhasır kanun ilkesine ve açıkça yasayla düzenleme ilkesine bile aykırı olan düzenlemelerin, bir bakıma yetki fetişizmine vardırılan düzenlemelerin mutlaka hukuk güvenliği adına hukuk sistemimizden ayıklanmasıdır. Burada önemli bir husus Anayasa Mahkemesinin denetimi açısından...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, bir dakika daha lütfen, Anayasa Mahkemesi söz konusu.
BAŞKAN - Toparlayalım.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Nasıl ki kanun hükmünde kararnameleri yazanlarla, altında imzası bulunanlarla listeyi hazırlayanlar farklı makamlar idiyse burada görüşülen yasa önerileri de burada hazırlanmıyor. Böyle olunca tabii ki Anayasa Mahkemesinin işlevi de artmaktadır. Bu itibarla, CHP'nin Anayasa Mahkemesine anayasal denge ve denetim düzeneği bağlamında götürdüğü denetim işlemleri çok önem taşımaktadır ve tarihsel bir görevi ifa anlamına gelmektedir. Anayasa Mahkemesi bu çerçevede üç kategori normu referans norm olarak almalıdır. Bir, Anayasa; iki, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler; üç, hukukun genel ilkeleridir. Eğer Anayasa bunu yapmaz ise, bugün meşruiyetini tartıştığımız ama bu uygulamayla meriyeti bile tartışmalı olan bu Anayasa, aslında tek kişinin iradesinde somutlaşan, kişi ve parti devletine indirgeyecektir Türkiye Cumhuriyeti'ni. Bu itibarla Anayasa Mahkemesi, Avrupa'nın 4'üncü mahkemesi olarak...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Selamlayın, toparlayın. Söz vermiyorum, toparlayın.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Toparlıyorum.
Anayasa Mahkemesi, Avrupa'nın Avusturya, İtalya, Almanya ve Fransa'dan sonra 4'üncü mahkemesi olarak... Şimdi Avrupa'da en az 40 anayasa mahkemesi var, kadın üyesi olmayan tek Avrupa mahkemesi Anayasa Mahkemesi. Tek Anayasa Mahkemesi ve bunu beklerken, ehliyet ve nitelik ve saydamlık ilkesini beklerken atama konusunda, esasen Anayasa Mahkemesi kararlarının işlevselliği için, Anayasa Mahkemesinin Türkiye'nin taraf olduğu Avrupa hukuk düzeni içerisinde yer aldığını ve Anayasa Mahkemesi kararlarına uyma mecburiyeti kadar Avrupa Mahkemesi kararlarına da uyma zorunda bulunduğumuzu burada Anayasa'mız gereği beyan etmek isterim.
Bu vesileyle, son yıllarda tanık olduğumuz, özellikle kanun hükmünde kararnameler yoluyla tanık olduğumuz büyük kıyım...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - ...kırım ve kıtlığın yol açtığı hukukta bunalım, bilimde bunalım ve toplumsal barışta bunalımın aşılması için Anayasa Mahkemesine tarihsel bir görev düşmektedir.
Teşekkür ederim beni dinlediğiniz için. (CHP ve İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.