GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İstanbul Milletvekili Mehmet Muş'un yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:29
Tarih:11.12.2018

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şöyle bir istifhama sebep olmak istemem: Kapıya gelen adam, can havliyle gelmişse ona asla kimliği sorulmaz. Bu Türk yurdu, bin küsur yıldır başı dara giren herkesin dini, dili, mezhebi, meşrebi ne olursa olsun sığınacağı bir limandır. Bununla ilgili hiçbir itirazımız yoktur. Sadece, değişen siyasi konjonktürün size, bize ödettiği bedelleri görmek zorundayız. Ben bedelin şöylesine razıyım, Aziz Mehmet Bey, bedelin şöylesine razıyız biz: 15 Temmuz direnişimizin bu kadar çetin mukabele, mukavemet hattında olmasının sebeplerinden bir tanesi de şudur: Biz, Suriye'de, devletsizliğin ne demek olduğunu gördük onlarda. O yüzden biz devletimizi sokaklardan toplayıp tekrar siyasete hediye ettik. Yani aslında devletsizliği gördük biz, daha önce yaşadık. Asla, devletsiz kalmış, vatansız kalmış, izzeti, iffeti ayaklar altında olmuş birilerinin yurdumuza gelmesine bariyer koyalım gibi bir şey demedim, asla demedim. Böyle bir şey diyecek kadar bu topraklarda aklı, kalbi kararmış bir insan yaşadığına da inanmam. Lakin, devlet yönetmek maharet işidir. Biz bugün sınırımızda bir PKK devleti kuruluyor önceliğini yeni gördüğümüz için bu hâldeyiz. Altını çizerek söylüyorum Aziz Mehmet Bey: Biz, bugün, "stratejik müttefik" diye bildiğimiz bir devletin 6 bin tır malzeme vererek sınırımızda bir PKK devleti kurma teşebbüsünü yeni fark ettiğimiz için bu 5 milyon Suriyeliyi stratejik olarak ağırlamak zorunda kaldık, Türk devleti başka hamleler yaparak bunu bloke edebilirdi diyorum. Yani, yönetim maharetsizliği siyasi ferasetsizlikle böyle bir bedel ödetti bize. Yoksa, denebilir mi ki kapımıza gelmiş, canı, izzeti, iffeti ayaklar altına alınma tehlikesi olan insanlar gelmesin? Gelsinler, şerefimizle bakarız, ekmeğimizi bölüştük, bölüşürüz.

Lakin, ensar-muhacir değerlendirmenize küçük bir sitem Başkanım: Ensar ve muhacir korelasyonu bizim Efendimiz'in bizi çok özendirdiği bir şeydir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Tamamlayayım Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Birbirlerine mirasçı olacak kadar birbirlerine kardeş oldular. Onların birbirlerine mirasçı olacak kadar kardeş olmaları üzerine miras ayeti geldi, Efendimiz bizi uyardı "O kadar kardeş oldular ki korktum ki ayet gelecek." diye. Dolayısıyla, şöyle bir şeyi hatırlatıyorum size: Ensar ve muhacir her savaşta beraberdi, ensar ve muhacir her bedelde beraberdi, ensar ve muhacir medeniyeti beraber inşa ettiler, beraberdiler, ihyada da, inşada da beraberdiler. Ben Türk devletinin sığınana niye sığındınız demesini değil, sığınana sığınacağı yeri gösterirken, sığınanın kendisini yaşam alanlarında muhafaza ederken, sığınanların yeniden yurda dönmesine nezaret ederken büyüklüğünü göstermesi gerektiğini savunuyorum. Yoksa, gelene gelme denir mi? Asla denmez. Böyle bir nezaketsizlik etmedim.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.