| Konu: | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının 1'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 29 |
| Tarih: | 11.12.2018 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; söz konusu kanun teklifi ve kesin hesap kanunu tasarısının birinci tur görüşmelerinde İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Ben de Rize Emniyet Müdürümüze Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılara acil şifalar diliyorum.
Konumuz, Kamu Denetçiliği Kurumu, Savunma Sanayii Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı üzerinde olacaktır. Bu konu üzerine konuşmamı tamamlayacağım.
Değerli milletvekilleri, önce belirtmeliyim ki, içi boşaltılmış kurum ve kuruluşlar, Meclis, kısaca devlet; içi boşaltılmış hak, hukuk, adalet, ahlak, onur, maneviyat; yok edilmiş, lağvedilmiş bir hükûmet, memur hâline getirilmiş bakanlar, sindirilmiş yargı, çökertilmiş hariciye; aç, çaresiz, korkutulan bir halk, bozulan gelir dağılımı, herkesi kasıp kavuran ekonomik kriz, bu arada hırsızlık, soygun, talan, yandaşlara sürekli rant aktarımı, kötü yönetim ve nepotizm; emanete hıyanet, yalancılık, iftira, kibir, din istismarı; başta Atatürk olmak üzere övünç kaynaklarımızı aşağılama ve hakaret, Türklüğe ve onun eşsiz mirasına saldırı, tüm bunlara rağmen kitlelere algı operasyonuyla kamuoyunun ters yüz edilmesi yaşadığımız siyasetin gerçekleridir.
Değerli milletvekilleri, 2019 yılı bütçe görüşmelerini böyle bir ortamda yapıyoruz. On altı yıldan sonra ne AK PARTİ Genel Başkanı Sayın Erdoğan'ın ne de arkadaşlarının halkı ikna edecek bir sözlerinin olacağını zannetmiyorum. Zaten anayasal düzeni tepetaklak ettikten sonra, egemenliğin tek bir şahsa ve onun yetki verdiği bir parti elitine devredilmiş olması düzenin yüz yıl geriye gittiğini gösterir. Bu otokrat ve zümre iktidarı İslam sosuyla dahi artık devam edemez.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'de bilinen anayasal düzen rafa kaldırılmıştır. Biz Türk milleti olarak adalet istiyoruz, güvenlik, huzur istiyoruz, birey ve devlet olarak itibarlı, onurlu, izzetli olmak istiyoruz; çocuklarımızın birilerinin keyfi için ölmesini istemiyoruz, mülteciler yoluyla nüfus yapımızın bozulmasını istemiyoruz, kaos istemiyoruz.
Millî güvenliğimizin zayıfladığı bir ortamda sosyal dağılma ve çözülme hepimizin yaşadığı bir trajedidir. Gençlerde gelecek kaygısı, işsizlik, katledilen binlerce kadın, boşanmalar, uyuşturucu resmin başka bir boyutudur.
Millî ve manevi değerlerden soyutlanmak aslında küreselleşmenin en önemli ilkelerinden biridir. Yıllarca AK PARTİ dış desteklerle önce kültürsüzleştirme ve ardından boşalan dimağlara küreselleşme, yerelleşme, İhvan değerlerini şırınga etmiştir. Biz bugünkü kültürel savrulmaya tesadüfen gelmedik.
Değerli milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz bütçe ve kesin hesap, AK PARTİ'nin tüm kadrolarıyla, teşkilatlarıyla, Avrupa ve Orta Doğu'daki dostlarıyla birlikte gelip Türk milletinin duvarına tosladıklarının itirafıdır. Bozdukları anayasal düzenden sonra hiçbir özgül ağırlığı olmayan, temsil kabiliyeti düşük, egemenlik hakkına sahip olmayan bakanların bütçesi olsa ne olur olmasa ne olur. Bütçe hakkının Türk milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisine ait olması Anayasa'nın amir hükmü olmasına rağmen Meclisin yasama güç ve kudretinin Cumhurbaşkanlığınca kontrol altında tutulması bütçe disiplinini darmadağın etmiştir. Böyle bir bütçe mantığı hangi modern devlette vardır? Bütçe, tasarrufu, üretimi, yatırımı, ihracatı, istihdamı öngörmüyor; sıcak para, faiz, ithalat ve inşaatla yola devam perspektifini öngörüyor.
Değerli milletvekilleri, Türkiye basit bir devlet değildir. Türk milleti de eşi benzeri olmayan kadim bir millettir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonunda bütçe görüşmelerinin başlangıcında Hazine ve Maliye Bakanının sunumu içerik ağırlığı olmayan, yasak savma kabilinden bir sunum olarak değerlendiriliyor. Zira daha önce açıklanan OVP mali disiplin kararları da fos çıkmış, Batı kapılarında pazarlıklara girişilmiştir.
Sayın Albayrak'ın Varlık Fonu ve Yatırım Kredi Bankası üzerinden bütçe dışı operasyonlarla makroekonomiye yön ve şekil verme girişimleri açıkça Türkiye Büyük Millet Meclisinin saf dışı edilmesinin bir diğer emaresidir. Sayın Bakan, Türk ekonomisine ve Türk lirasına yönelik saldırılar neticesinde ülke risk priminin yükseldiğini belirtmektedir. Böyle bir anlatım olabilir mi? Hiç enflasyondan, işsizlikten, hayat pahalılığından, yüksek faizden, devalüasyondan, durgunluktan bahsetmiyor. Açık açık demeli ki: Biz Türkiye Cumhuriyeti'ni her anlamda yönetemedik, yalpaladık. Bu ekonomik kriz, adı üstünde, krizdir ve yapısal bir krizdir. İtiraf edemedikleri budur. Bunlar topu dış güçlere atıyor, dış güçler her zaman olacaktır. Teflon siyasetinin ekonomiye kuşkusuz hiçbir yararı olmayacaktır.
Açık veren, dengesi olmayan bir bütçe ortaya çıkmıştır. Gider olarak 960 milyar düzeyine bağlanan bir bütçeyle karşı karşıyayız. Fiyat istikrarının olmadığı, bütçe açığının tahminlerin üzerinde seyretme istidadı gösterdiği, bütçe disiplininden eser görülmeyen bu tablo, dar ve sabit gelirlilerin durumlarının iyileştirilmesinde bir perspektif de sunmamaktadır. Ayrıca maliye politikasına değinilmemekte, sıkı para politikasından bahsedilmektedir.
Değerli milletvekilleri, Kamu Denetçiliği Kurumuna gelirsek, Anayasa'nın 74'üncü maddesine ek getirmek suretiyle mevzuatımıza girmiştir, tümüyle Türkiye Büyük Millet Meclisine bağlıdır. Tüm bunlara rağmen kurumun partizanlığa teslim edilmesi izaha muhtaç bir durumdur. Kurum mevcut çalışma yeterliliği açısından verimli görülmemektedir, daha aktif hâle getirilmesi uygun olur.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı olarak kurulmuş, bilahare müsteşarlık ve nihayet Savunma Sanayii Başkanlığı olarak Cumhurbaşkanı kararnamesiyle yeni teşkilatlanmaya gidilmiştir. Savunma sanayisi doğrudan bağımsızlığımızı ve egemenliğimizi ilgilendirmektedir. Savunma sanayisi daha da yoğun olarak desteklenmelidir. Savunma harcamalarının bütçe içindeki payı son on iki yılda yüzde 6,51'den yüzde 5,09'a gerilemiştir. Bu oran tedricen yüzde 10'a kadar çıkarılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı yeni genel bütçeli bir kuruluş olarak oluşturulmuştur 13 no.lu Kararname'yle. Planlamanın ve bütçenin üzerinde yetkili olması öngörülmüştür. Bu teşkilatın gelişmesi bizim de ortak düşüncemizdir.
Dolayısıyla sayın milletvekilleri, içinden çıkılmaz hâle gelen devlet idaresinin başında bulunanlar, yorgun, bıkkın, zihinler muğlak, millî değerlere şaşı, müsrif ve tavizkârlar. Her şeye rağmen, biz İYİ PARTİ olarak, elbette bu bütçenin ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olması dileklerimizi muhafaza etmek istiyoruz. Ancak, artık bu yönetim devlete ve millete yük hâline gelmiştir, taşımaya mecalimiz kalmadı.
Bu duygu ve düşüncelerle, bütçenin mantığına katılmayacağımızı bildirir, yüce heyetinizi tekrar saygılarımla selamlarım. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Çelik.