GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının 2'nci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:30
Tarih:12.12.2018

İYİ PARTİ GRUBU ADINA DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nde yer alan Türkiye Rekabet Kurumu ile Helal Akreditasyon Kurumunun bütçeleri hakkında söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sözlerime başlamadan önce terörle mücadelede büyük bir özveriyle görev yaparken şehit olan güvenlik güçlerimizi rahmetle, gazilerimizi minnetle anıyorum. Dün yine şehit olan Rize Emniyet Müdürümüzü rahmetle anıyor, ailesine başsağlığı diliyorum.

Görüş ve önerilerimizin pakette pek de dikkate alınmadığı 2019 yılı bütçesinin ülkemize ve yüce Türk milletine hayırlar getirmesini diliyorum. Rekabet Kurumu 5 Kasım 1997 tarihinde faaliyete başlamıştır. 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un uygulamasıyla yükümlüdür. Söz konusu kanunu uygulamakla görevli Rekabet Kurumunun amacı piyasalarda rekabetin sağlanması ve korunmasıdır. Türkiye serbest piyasa ekonomisi Rekabet Kurumunun yürürlüğe girmesiyle denetlenebilir kılınmıştır. Böylelikle ekonomik etkinliğinin piyasalar lehine test edilmesi ve sürdürülmesi yasal bir zorunluluk hâline getirilmiştir. Kurumun 2019 yılı bütçesi 2018 yılına göre yaklaşık yüzde 14 oranında artırılarak 96 milyon 190 bin TL olarak hazırlanmıştır.

Değerli milletvekilleri, Türkiye Rekabet Kurumu idari ve mali açıdan bağımsızdır. Plan ve Bütçe Komisyonundaki bütçe görüşmelerinde 2019 yılı bütçesi Ticaret Bakanlığı tarafından sunulmuştur. İdari yönden bağımsız olan bir kurumun kendi bütçesini kendisinin sunması piyasalara güven vermesi açısından son derece önemlidir. Bu durum, Ticaret Bakanlığının kontrolü altında olduğu izlenimini vermektedir. Böylelikle bağımsızlığı sorgulanmaktadır. Bu bakımdan, kurumun piyasaları tarafsız bir şekilde denetlemesi ve dengelemesi düşünülemez. Rekabet Kurumunun görevleri arasında rekabetin iyi işlemediği alanlara müdahale etmek de olmalıdır. Böylelikle rekabet koşullarını sağlayarak piyasayı dengelemelidir. Uygun rekabet ortamı oluştuğu zaman herhangi bir şirketin çok aşırı büyümesi, piyasa payının büyük bir kısmına sahip olması kolay değildir.

Değerli milletvekilleri, Türkiye Rekabet Kurumunun amaç ve görevleri arasında kamu teşebbüslerinin özelleştirilerek özel sektöre devredilmesi aşamasını incelemek, kamunun özelleştirerek terk ettiği alanlarda tekelleşmeyi önlemek de vardır. Yakın zamanda yapılan özelleştirmelerin sonuçları ortadadır. Kamuoyunun büyük bir kısmı tarafından özelleştirmelerin şaibeli yapıldığı düşünülürken kurum serbest piyasaya gerekli güveni verememiştir. Bakınız, fazla geriye gitmeye gerek yok. TÜRKŞEKER'e ait şeker fabrikalarının özelleştirilmesi sonucunda devirler hâlâ yapılamamıştır. Neden yapılamadığına dair bir açıklama yoktur. Devredilen fabrikalar atıl bırakılmıştır, herhangi bir denetim söz konusu değildir, çiftçilerimiz mağdur olmuştur. Tarımın ülkemizde bitme noktasına geldiği bugünlerde çiftçilerimizin mağduriyetlerini gidermeye yönelik bir çalışma yapılmamıştır, işçilerimiz işsiz kalmıştır, özelleştirmeler sırasında işçilerimizin çalışma garantilerine yönelik bir düzenleme de yapılmamıştır. Ekonomik krizin çok fazla hissedildiği bugünlerde birçoğu kapı dışarı edilmişlerdir. Bu konuda kurumdan ne bir açıklama gelmiştir, ne de ilgili bakanlıkla bir çalışma yapılmıştır.

Değerli milletvekilleri, ilgili kurum son olarak ekonomik krizin en büyük sebeplerinden olan soğan ve patates depocularına el atmıştır. 8 Ağustos 2018 tarihinde bir ön araştırma raporu hazırlıyor, araştırmada 2012-2017 yılları arasındaki soğan ve patates üretim tablolarını inceliyor. Bir önceki yıl ürünlerinin artık, depolarda bulunmadığını ifade ediyor. Patates ve soğan pazarlarında ilgili pazarları etkileyebilecek büyüklükte teşebbüsün olmadığını belirtiyor. Bu kararı oy birliğiyle alıyor, Kasım 2018'de yayınlıyor. Uzun yılları kapsayan bu rapor, sektörün bütününde stokçuluk diye bir şeyin olmadığını resmen ilan ediyor, depoculuğun önemini gözler önüne seriyor.

Değerli milletvekilleri, burası çok önemli, aradan sadece üç ay geçmesine rağmen Rekabet Kurumu soğan konusunda güncel bir kararın olmadığını, söz konusu kararda yer alan inceleme, tespit ve değerlendirmelerin ilgili kararın alındığı tarihten önceki döneme yönelik olduğunu ve sektörü yakından takip ettiklerini söylüyorlar.

Acaba kısacık, üç ay gibi bir sürede soğan, patates piyasası tekellerin eline mi geçti? Soğan, patates piyasasında üç ayda ne değişti? Rekabet Kurumu, basılan depolar karşısında oy birliğiyle aldığı kendi raporunu mu yok saydı, yoksa iktidar karşısında bağımsızlığını mı yok saydı? Bir kurumumuz daha baskıya dayanamayıp dün söylediğini bugün inkâr ediyor.

Ekonomik krizin etkisini yoğun olarak gösterdiği bugünlerde bağımsız kurumlarımız her türlü baskıya rağmen cesur kararlar almalıdır, serbest piyasaya güven veren tutarlı açıklamalar yapmalıdır.

Değerli milletvekilleri, Türkiye Rekabet Kurumu son zamanlarda yaptığı açıklamalarla ve izlediği yollarla Hükûmetin doğrudan veya dolaylı olarak gerçekleştirdiği ekonomik faaliyetler konusunda gerekli denetimi gerçekleştirememiştir. Piyasalarda rekabeti oluşturacak adımlar atamamıştır. Tekelleşmenin önüne geçememiştir. Basının ve medyanın tekelleşmesine göz yumarak havuz medyası oluşturulmasına seyirci kalmıştır. İthal et alımı ve piyasaya sürülmesi konusunda gerekli müdahaleleri yapamamıştır. İhalelerin belirli şirketlere verilmesini engelleyememiştir. Yani kurum olarak siyasi baskıdan nasiplerini almışlardır. Kurum, tarafsızlığını ve bağımsızlığını kaybetmiştir.

Değerli milletvekilleri, Helal Akreditasyon Kurumu ise, yeni kurulmuş olup 2019 yılı için 3 milyon 876 bin TL bütçe ayrılmıştır. Kurumun amacı, helal uygunluk değerlendirme kurumlarını akredite etmektir. Bu kuruluşların ulusal veya uluslararası standartlara göre faaliyette bulunmalarını ve bu suretle düzenledikleri belgelerin ulusal ve uluslararası alanda kabulünü temin etmektir. Kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahip, Ticaret Bakanlığıyla ilgili tutulmuş bir kurumdur. Kurumda pek çok bakanlıktan temsilci bulunmaktadır. Bu temsilcilerin hangi İslami yeterliliğe göre seçileceği ise başlı başına bir soru işaretidir. Bakalım ne kadar özerk olabileceklerdir. Umarız ki iktidar karşısında özerkliğini, bağımsızlığını kaybetmiş, biraz önce bahsettiğimiz Rekabet Kurumu gibi bir kurum hâline gelmezler. Bu kuruma ehil ve liyakat sahibi olmayan yöneticilerin atanması hâlinde bu kurumun faaliyetlerinin ne bir yararı görülebilir ne de bu konuda olan büyük boşluk giderilebilir. Bu yüzden kurumun faaliyetlerini yakından takip edeceğiz.

Ancak, bu noktada değinilmesi gereken bir konu daha var. Bu zamana kadar helal sertifikası verilen kurumlar nasıl ve kim tarafından denetlenmiştir? Verilen sertifikalar ne kadar güvenlidir? Nitekim, Brezilya'dan gelen tavuğun helal akreditasyonunu yapan kurumlar nasıl ve hangi standartlara göre denetlemiştir? Mesela, et ithalatında, yabancı ülkelerden gelen karkas etlerin sıhhati ve helal olup olmadığı tartışmalıdır, helal olduğunun garantisi yoktur. Hâlbuki, ülkemizde 1999 yılında kurulan ve tüm uygunluk değerlendirme alanlarında uluslararası tanınırlığa sahip olan bir kurumumuz mevcuttur, adı da Türk Akreditasyon Kurumudur. 2013 senesinde Haliç Kongre Merkezi'nde Müslüman ülkelerden yabancı uzmanların da katıldığı, zamanın Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış'ın şovuna dönüştürdüğü, Türk Akreditasyon Kurumunun Helal Akreditasyon Komitesi Başkanlığını yürüttüğü görkemli bir organizasyon düzenlenmiştir. Sonuç ortada: "Bakara makara" zihniyetiyle bir kurumumuz daha işlevini kaybetmiş durumda. Mevcut kurumumuzun ismi içerisinde "Türk" geçmesinden dolayı mı bir kurumumuza yine işlevini kaybettirip yerine başka bir kurum kuruluyor? Yine, yerine kurulan, yeni oluşturulan kurumun kısa ismi ise iktidara çok uzak olan bir kavram olan "HAK"tır. Nasıl "AK" demekle ak olunmuyorsa bu alanda da bu anlayışınız devam ettiği sürece "HAK" demekle haklı olamayacaksınız.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)