| Konu: | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının 3'üncü Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 31 |
| Tarih: | 13.12.2018 |
HDP GRUBU ADINA SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Leyla Güven (HDP sıralarından alkışlar) Hakkâri Milletvekilimiz açlık grevinin kritik bir aşamasında, 36'ncı gününde. Bu Parlamento, bugüne kadar sesimizi duymadı fakat on binlerce kilometre öteden, Kolombiya Parlamentosundan Leyla Güven'e selam geldi, hem de bir Kürt kadını olarak Leyla Güven'e Kürtçe selam gönderildi "..."(x) diye. (HDP sıralarından alkışlar) Leyla Güven'i burada selamlıyorum. Barış ve demokrasi için yürüttüğü bu açlık grevinde başarılar diliyorum.
Değerli arkadaşlar, Sevgili Ayşe Sürücü'nün biraz önceki ifadeleri aslında gönül gözüyle, dürüstlükle dinlendiği zaman gayet güzel anlaşılabilirdi. Ortada bir vâkıf olamama durumu yok, dürüst olamamak gibi bir dinleme eksikliği var diye düşünüyorum.
Bakın, burada aslında Türkiye'nin siyasetini konuşuyoruz. AİHM bir karar verdi Demirtaş'la ilgili olarak. Türkiye demokrasisinin ve barışının değerli bir siyasetçisi olan Sevgili Demirtaş'la ilgili "Derhâl serbest bırakılsın." dendi fakat hile yapılarak Demirtaş serbest bırakılmadı, ceza verildi. Tıpkı yıllar önce Orhan Doğan'a, Leyla Zana'ya ne yaptıysanız yine aynısını yapıyorsunuz, demek ki hiçbir şey öğrenememişsiniz.
Değerli arkadaşlar, Demirtaş dün hâkime "90 yaşıma gelsem, ağzımda diş kalmasa da yine sizden tahliye talep etmem. Siz beni kendi iradenizle tutuklamadınız ki tahliye edebilesiniz. Ben burada siyasi rehineyim." dedi ve doğru söylüyor.
Bakın, Özgür Gündem gazetesine bir gün nöbet tuttuğu için Ayşe Düzkan'ı rehin alıyorsunuz, barış bildirisine imza attığı için Sevgili Gencay Gürsoy'u rehin alıyorsunuz. Kim barıştan ve demokrasiden yanaysa onu rehin almak istiyorsunuz ve arkadaşlar, savaştan, şiddetten yorgun olan bu halk inanın ki her şeye rağmen yılmayacak; Demirtaş'ı da tüm siyasi tutsakları da bu halk özgürleştirecektir.
Konuştuğumuz şey aslında tahakküm ilişkileridir değerli arkadaşlar. Bütçe hakkı ta Magna Carta'dan beri, 1215'ten beri vardır. Kral, meclisin kabul etmediği hiçbir vergiyi alamazdı. O günden bugüne, bakın, halkın onaylamadığı bir vergi kabul edilemez. Halk bunu imkân varsa parlamentodaki temsilciler aracılığıyla yapar. Ancak parlamentodaki temsilciler acziyet, yetersizlik içerisindeyse iradesini bilfiil kendi de ortaya koyabilir. Bugün Fransa'daki sarı yeleklilerin yaptığı tam da budur arkadaşlar. Haksız mazot vergisini protesto etmektedirler. Zenginden verginin az alınmasını, yoksuldan direkt vergilerin, dolaylı vergilerin çok alınmasını protesto etmektedirler.
Ancak Fransız halkının bütçe hakkını savunan bu direniş nedense bizim iktidar ve yandaşlarını Fransız zenginlerinden ve Hükûmetinden daha çok korkutuyor. Protesto ile terör arasında bir fark göremiyor, iktidar yandaşları buradan Macron'a ve Fransız zenginlerine akıl verme peşinde oluyorlar. Halkın eşitlik ve özgürlük mücadelesi demokrasinin gerçek kaynağıdır. Onu zorla ezmeye kalkanlar ise diktatörlük yardakçılarıdır, yandaşlarıdır. Zorbalar bütçe hakkının da düşmanıdırlar. Sarı yelekliler terörist olarak görülemez, böyle gören bir kafa bütçe hakkına saygı gösteremez arkadaşlar.
Bütçe hakkı elinden alınmış bir halkın siyasi temsilcileri olarak "bütçe görüşmeleri" adı altındaki bu bazen kavgalı, dövüşlü olan gösteriye tanık oluyoruz. Başkanlık sisteminin ülkemize OHAL koşullarında, baskı altında YSK marifetiyle dayatıldığı bir dönemden geçiyoruz. Başkanlık sisteminin bu biçimiyle halkın egemenliği gasbedilmiştir. Bugün egemenlik milletin değil sarayındır. Bütçe hakkı Türkiye halkları açısından tamamen kaybedilmiştir arkadaşlar, yeniden kazanılması gereklidir.
Evet, eleştirilerimizi esastan yapmak zorundayız. Halk ancak bütçesinin sınırlanmasıyla hareket eden yöneticiye vergileme ve bütçe hakkı verir. Türkiye'de ise kurallara itaat sürecinden kişilere itaat sürecine giden bir yoldayız. Türkiye bir anayasasızlaşma süreci içindedir; hukuk sisteminin, yapılan hamlelere mazeret üreticisi hâline getirilmesinin tanıklığını yapıyoruz hep beraber. Meclis sarayda hazırlanan bir bütçenin "hık" deyicisi rolünü üstlenmiştir değerli arkadaşlar. Biz bu saçma oyunu teşhir etmek zorundayız.
Halkın bütçe hakkı gasbedilmiş, hakkın gerçek sahibine, halka verilmesi gerekiyor. Bunun için demokratik bir anayasayla güçler ayrılığını yeniden inşa etmeliyiz değerli arkadaşlar.
Bakan "Aldığımız tedbirlerle olumsuzlukları en aza indirdik." diyor ekonomiyle ilgili olarak arkadaşlar. Emekçiler evlerinde donmalarına rağmen doğal gaz yakamıyorlar. Alınan önlemler bu mudur diye sormak istiyoruz. Bizim sosyal devlet anlayışımıza göre, asgari ücretliye bedava su ve elektrik vermek devletin görevi olmalıdır. Emeğinden başka geçinecek hiçbir şeyi olmayan insanlara iş güvencesi sağlamak devletin görevidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Kemalbay.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Asgari ücretliyi vergi dışı bırakmak, dolaylı vergiler yerine zenginlerden, holdinglerden daha çok vergi almak devletin görevi olmalıdır değerli arkadaşlar. Asgari ücret bu koşullarda en azından 2.850 lira olmalıdır. Kamunun her vatandaşına güvenceli bir yaşam sunması, çocuğunun eğitiminin, sağlığının güvencesi olması bir zorunluluk olmalıdır değerli arkadaşlar.
Evet, Türkiye Su Enstitüsü özel bütçesi, Meteoroloji Genel Müdürlüğü bütçesi gerçekten de kabul edilebilir bir bütçe değildir. Sayıştay zaten söylenmesi gerekenleri söylüyor fakat söylenmesi gerekenleri söyleyenlere bu tek adam rejiminin ne yaptığı da ortadadır. Biz su hakkının bütün halklar için eşit bir şekilde hak olduğunu düşünüyoruz. Sadece halklar için değil; aynı zamanda, bütün canlılar için suyun bir hak olduğunu düşünüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Açalım mikrofonu.
Bağlayın sözlerinizi lütfen Sayın Kemalbay.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Piyasa güçleri ve devlet suya kâr endeksli ve güvenlik anlayışıyla bakıyor, biz bu anlayışa karşıyız. Bu hem su rezervlerimizi tahrip ediyor hem de toplumu, barışı, insanlık arasındaki uzlaşmayı tahrip ediyor. Sağlıklı bir çevrede yaşam hakkı, sağlıklı gıdaya erişim hakkı, sağlıklı yaşam sürdürme hakkı herkesin hakkıdır, bu hak sadece zenginlerin hakkı olamaz değerli arkadaşlar. Bizler ırmaklarımızı kirleten sanayinin de karşısında yer almalıyız. Bakın, Yeşilırmak, Kızılırmak sanayi tesisleri tarafından kirletiliyor ve bu iktidar, bunu seyrediyor. Aynı zamanda, Kınık Ovası tarım alanları tamamen kirlenmiş ve tahrip edilmiş durumdadır. Bu Parlamento, bu iktidar bunları seyredemez diyoruz. Su hakkını hep beraber korumalıyız, savunmalıyız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Bu bütçeye esastan itiraz etmeliyiz. Bu bütçe zenginlerin, sarayın bütçesidir.
SEMİHA EKİNCİ (Sivas) - İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Biz halkın bütçesini savunmalıyız diyorum.
Çok teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kemalbay.