| Konu: | 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının 3'üncü Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 31 |
| Tarih: | 13.12.2018 |
CHP GRUBU ADINA BEKİR BAŞEVİRGEN (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesinhesap Kanunu Tasarısı'nda Tarım Bakanlığı bütçesiyle ilgili söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, bugün Ankara'da meydana gelen tren kazasında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
2018 yılında 36 milyar bütçesi olan Tarım Bakanlığına bu yıl sadece 23 milyar 700 milyonluk bir bütçe ayırdınız. Bu da demek oluyor ki geçen sene çiftçi yararına atmadığınız her bir adımı yine atmayacak, yapmadığınız yatırımları yine yapmayacak, ödemediğiniz hiçbir teşviki yine ödemeyeceksiniz. Yani tarıma yine yatırım yok. Bu bütçeyle çiftçiye ve üretime dönük doğru adımları atmamız mümkün değil.
Sayın Bakan, üretmek yerine üretmemeyi seçen ve ithalatı destekleyen bir tarım politikanız var. Maalesef bu politikayla kendi coğrafyamızda yetiştirme olanağımız olan ürünleri bile ithal etmek zorunda kalıyoruz. Avrupa Birliği, bütçesinin yüzde 40'ıyla hâlâ tarımını desteklerken bizde tarıma ayrılan bütçe bu sene yaklaşık yüzde 2,5.
Bundan on altı yıl öncesine kadar "tarım ülkesi" olarak bilinen, kendi kendine yeten beş ülkeden 1'i olarak ders kitaplarında okutulan bir ülkenin tarımı nasıl yok edilir, AKP Hükûmeti döneminde görmüş olduk.
Değerli milletvekilleri, Tarım Kanunu'nun 21'inci maddesi der ki: "Tarımsal destekleme programlarına bütçeden ayrılacak kaynak gayrisafi millî hasılanın yüzde 1'inden az olamaz." Kendi yaptığınız bu değişikliğe rağmen AKP Hükûmetinin hiçbir döneminde bu oran yüzde 1'e ulaşmamıştır. Çiftçilerin AKP hükûmetlerinden alacağı 2006'dan 2019'a kadar 154 milyar 850 milyon lira. Şu an görüşmekte olduğumuz Bakanlık bütçesinden çok daha büyük bir miktarı siz çiftçiye borçlusunuz zaten.
Sayın Bakan, buradan size sesleniyorum: Gübre, mazot ve tohum gibi Bakanlığınızca her yıl çiftçiye ödenen destek bu sene hâlâ ödenmedi ve ne zaman ödeneceği de belli değil. Devlet Su İşlerinin eylül ayında yayımladığı bir tebliğe göre, zaten yetersiz olan devlet desteğinde kesintiye gidilecek, tarımsal destekleme ödemesi alacak çiftçileri ödeyemedikleri sulama, işletme ve bakım ücreti Tarım Bakanlığınca ödenen destekten tahsil edilecek. Bakanlık ödemesi gereken tutardan önce çiftçinin borcunu düşecek, ardından ödemeyi yapacak. Çoğu tarım ürünlerinde destekleme ödemiyorsunuz, ödediklerinizde de çiftçinin borcundan kesiyorsunuz. Çiftçiyi gerçekten zor durumda bırakıyorsunuz.
Sayın Bakan, destek verilen ürün kalemleri de yetersiz. Mesela zeytinyağına destek veriyor ama zeytine vermiyorsunuz. Dünyadaki 900 milyon zeytin ağacının 170 milyonu yani her 6 zeytin ağacından 1'i Türkiye'de bulunuyor. Sofralık zeytinde dünya üretiminin yüzde 16'sını, zeytinyağında ise yaklaşık yüzde 20'sini ülkemiz üretiyor ama ilk kez AKP Hükûmeti döneminde zeytinyağı ithal edildi. Bu hem ülkeye hem de çiftçiye ihanettir. Sonra üzüm... Çiftçilerimizin geçim kaynağı, ekmek kapısı, ekonominin vazgeçilmezi üzüm üreticisi mağdur, maliyetler artıyor, emeğinin karşılığını alamıyor.
Saygıdeğer milletvekilleri, gübre o kadar pahalandı ki çiftçi artık gübresiz ekim yapıyor. Artış döviz kuru bahane edilerek yapıldı ama kur düştü, fiyatlar düşmedi. Hastalık ve zararlılara karşı ilaçlama yapılamıyor. Bu durumda ürün miktarı düşecek, bu da etiketlere yansıyacak, tüketici yine tarımsal ürünleri çok pahalıya tüketecek.
Resmî Gazete'de yayımlanan bir tebliğe göre bazı tarım ürünlerinin ihracatına ithalat yapma şartı getirildi. Yurt dışından ülkeye milyarlarca dolar getiri sağlayan tarım sanayi tesisleri bundan böyle ham maddesini yurt dışından ithal ettiği miktar kadar ihracat yapabilecek. Bu uygulama ekonomik anlamda ülkemizin içinde bulunduğu bu sıkıntılı dönemde ekonomiye ve istihdama can suyu sağlayan tarım sanayisinin milyarlarca dolar ihracat gelirine âdeta darbe vuracaktır. Bu durum yerli üreticimizin üretimine ve millî ekonomiye darbe vururken bir avuç ithalat lobisini zengin etmekten öteye geçmeyecektir.
Sayın milletvekilleri, güçlü ekonomi hızla gelişen modern tarım ve işinin ehli mühendislerle olur. Sayın Fakıbaba'nın bakanlığı döneminde vermiş olduğu 10.551 kişilik atama sözü hâlâ gerçekleştirilmedi. İstihdam politikaları bakanların inisiyatifinde değildir. Ziraat mühendisleri, tekniker ve teknisyenleri, gıda mühendisleri, orman mühendisleri, veteriner hekimler iki yıldır sizin ağzınızdan çıkacak tek bir söz için umutla bekliyor. İstihdam politikaları bakanlığın inisiyatifinde değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Başevirgen.
BEKİR BAŞEVİRGEN (Devamla) - Bakın, sürekli karşılaştığımız toplu zehirlenme vakaları var. Güvenilir gıda için kamuda gıda mühendisi istihdamı şart, verimli tarımsal üretim için ziraat mühendisleri şart, sağlıklı hayvancılık için veteriner hekimleri şart. Tarım politikaları bir bütündür; tarladan ve meradan vatandaşın sofrasına ulaşana kadar her kademede işinin ehli insanlara ihtiyaç vardır. Şimdi sizlere soruyorum: Biz bu bütçeyle bunların hangisini onaralım, hangisini geliştirelim, hangisini yeniden yapılandıralım? Mümkün mü? Kesinlikle değil ama bildiğimiz ve mutlaka yapmamız gereken tek bir şey var o da beli bükülmüş olan çiftçiyi ve lokomotif sektörümüz olan tarım sektörünü yeniden ayağa kaldırmaktır.
Hepinize teşekkür ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Başevirgen.