GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Siyasetin hatıralardan ve aidiyetten bağımsız yapılamayacağına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:2
Birleşim:32
Tarih:14.12.2018

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Meclisin genel insicamını bozmamaya gayret etmemiz lazım galiba, biz de ihtimam göstereceğiz ama genel olarak siyaset üslubumuzu biz şöyle inşa etmeye çalışacağız. Sayın Başkan biliyor, biz daha evvel de ayrıldık; bizim ayrıldığımız yapıda, mesuliyetimizin, vatan mesuliyetimizin çok ağır olduğu zamanlarda disipline olmak, sadakat duymak, bu yapıdan ayrılmayı "ihanet" telakki etmek...

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL

(Sakarya) - Siz, Milliyetçi Hareket Partili oldunuz mu?

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Oldum, oldum efendim. Benim dedem...

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL

(Sakarya) - Ne zaman oldunuz?

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Muhammed Başkan, yani istirham ederim...

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL

(Sakarya) - Ne zaman oldunuz? Nereden ayrıldınız? Hiç ondan bahsetmiyorsunuz.

BAŞKAN - Bir dakika... Sayın grup başkan vekili konuşsun.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Muhammed Başkan, gözüne kurban olayım. Bak, bizim, hiç...

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL

(Sakarya) - Ya, ben senin gözüne kurban olayım da doğruyu söyle yani.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Muhammed Başkan, bir şey söylemiyorum, istirham ediyorum...

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL

(Sakarya) - Doğruyu söyleyin.

BAŞKAN - Genel Kurula hitap edin Sayın Grup Başkan Vekili.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL

(Sakarya) - "Ayrıldığım yapı" deme, Allah'ını seversen.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Ya, aziz dostum, bir şey söyleyeceğim yani istirham ederim ya.

BAŞKAN - Sayın Yavuz Bey, Genel Kurula hitap edin.

Buyurun.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Evet, Genel Kurula hitap edeyim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Şöyle: Siyaset, bir şekilde, hatıralarınızdan bağımsız, aidiyetlerinizden bağımsız, daha önceki hayatınızdan bağımsız yapabileceğiniz bir şey değildir yani milletler gibidir hareketi, insanlar da öyle. Biz, benim dedem, arkadaşlarımızın "Ne zaman oldun?" dediği yere alın teri döktü, babam cezaevi gördü. Ben hem orayı gördüm hem rahmetli Başkanla beraber oldum. Dolayısıyla hayatın kırk senesinde...

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Başkanla mı?

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Rahmetli Muhsin Başkanla.

Ben o zaman ayrıldım bak.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Muhsin Başkanla Büyük Birlik Partisinde beraberliğini MHP olarak anlatma ya!

BAŞKAN - Sayın Grup Başkan Vekili, bırakın, düşüncelerini ifade etsin; söz isteyin, söz vereyim size ya.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Başkanım, kusura bakmayın ya!

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Ya, bir şey demiyorum Muhammed Başkan!

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Kusura bakmayın!

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Bir şey diyeceğim arkadaşlar, istirham ediyorum ya.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Ya, söyleme Yavuz Başkan, Allah'ını seversen.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Söylemeyeyim ağabey, tamam.

Hayatımızın...

BAŞKAN - Yavuz Bey, Genel Kurula hitap edin.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Evet.

BAŞKAN - Sayın Grup Başkan Vekili...

Söz istesin, söz veririm.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - İktidar...

Siyaset vizyonu şudur, Erkan Bey'e atıf yapayım ben de rahatlayalım...

ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep) - Bizim partimizde olmadı hiçbir zaman.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Yahu, arkadaşlar... (MHP ve İYİ PARTİ sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)

BAŞKAN - Erkan Bey, Sayın Grup Başkan Vekili; Yavuz Bey'i dinleyelim. Söz isteyin, söz vereyim kardeşim.

Buyurun Sayın Ağıralioğlu...

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Ya, kardeşim, milliyetçiliği bize anlatmayın, anlatmayın milliyetçiliği bize!

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Arkadaşlar, gözünüze kurban olayım.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Siz milliyetçi olun, bize milliyetçiliği anlatmayın. (MHP ve İYİ PARTİ sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)

BAŞKAN - Genel Kurula hitap edin, buyurun.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Muhammed Bey, bir müsaade et ağabey, gözüne kurban olayım. Bir şey dediğim yok ya!

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - "Hatırlatma yapıyoruz." diyorsunuz. Allah'ınızı severseniz ya!

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Yahu, on altı sene Tayyip Bey size ağır cümleler kurdu; siz memleket, millet bekasına Tayyip Bey'e katlanıyorsunuz, kendi kardeşlerinize de katlanırsınız. Katlanın ya, katlanın. Yahu, katlan. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Ya, sen bir şey öğretmeye kalkma, biz size katlanırız.

BAŞKAN - Laf atma ya!

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Ben katlanacağınızı da biliyorum ya, problem yok, önemli değil; biz de öyle.

Ya, siyaset böyle dediğiniz gibi bir şey değil, ben sitem de etmiyorum size de. Size de asla bir şey diyecek durumda değiliz ama ya arkadaşlar, on beş, on altı sene -daha evveli de var- biz hükûmet etme, siyaset etme vazifesini elinde bulunduran partilere dedik ki: "Devlet böyle yönetiliyor." Siz de dediniz, biz de diyoruz; bundan sonra da diyeceğiz. Yani bize şöyle mukabele edilir mi? Sizin için demiyorum. Biz siyasete, AK PARTİ'ye demiyor muyuz: "Devlet böyle yönetilir mi?"

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayın Sayın Ağıralioğlu.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Cumhuriyet Halk Partisine iktidarda, iktidar ortağı olduğu zamanlarda "Devlet, böyle yönetilir mi?" demiyor muyuz? Diyoruz.

Dolayısıyla, siyasetin tabiatında şu vardır: "Arkadaşlar sizden şunu umuyoruz." demek yerine, bazen "Sizden de şunu ümit ediyoruz. Sizin, bunu yaptığınız için çok makbul davranmadığınızı düşünüyoruz." demekte ne var? Siyaseti nasıl yapacağız, meditasyon yöntemiyle mi yapacağız? Ne yapacağız siyaseti, nasıl yapacağız Muhammed Başkan?

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Yavuz Başkan, tamam ben de bir söz alayım da bir toparlayalım.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Bizim ne yapacağımızdan size ne?

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Ya, sizin ne yapacağınızı söylemiyoruz size.

BAŞKAN - Yavuz Bey, Genel Kurula hitap edin.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Genel Kurula hitaben söylüyorum efendim.

BAŞKAN - Toparlayın.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Türkiye'de siyasetin terminolojisi "Bizden ayrıldınız." "Ayrılmadınız." üzerine. Biz çok şeyini çektiğimiz için bu işlerin... Bir hareketin -tırnak içinde- iktidara gelebilmesi için başka partilerden, kendi partilerinden ayrılıp teveccüh ettikleri yeni partide birikmeleri gerekir. Dolayısıyla -tırnak içinde söylüyorum- "dönme" diye tabir edilen iş, bir seçmen davranışıdır aslında.

MUHAMMED LEVENT BÜLBÜL (Sakarya) - Güzel.

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Yani fikirleriyle, siyasi istikamet ve vatan tasavvurunda bir oynama olmayan her siyasi cazibe, kendi partilerinden ayrılıp iddiasının taşıyıcısı partiye gelmesi için insanları davet eder.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YAVUZ AĞIRALİOĞLU (İstanbul) - Dolayısıyla, siyaset zaten bundan ibarettir. Yani MHP'nin de iktidara gelmesi için partilerinden ayrılıp MHP'ye teveccüh edecek vatandaşa ihtiyacı vardır. Gelen vatandaşa "Sen niye partinden dönüyorsun?" diyemeyeceğine göre, normalde, usul budur. Her parti, iddiasıyla mütenasip millet buluşmaları tertip eder. Şu anda, diyelim, oyunuz 15, 50 olmanız için 35 oranında, 40 oranında -diyelim, 60'la iktidar olacaksınız- partiden dönen adama ihtiyacınız var.