GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının 4'üncü Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:32
Tarih:14.12.2018

AK PARTİ GRUBU ADINA RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gazi Meclisimizi ve milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün sizlere Devlet Opera ve Balesinin kuruluşundan, tarihçesinden, bütçesinin detaylarından bahsetmeyeceğim, bugün sizlere "Çocuklar şarkı söyleyemez." diyerek çocuk korolarına karşı çıkan zihniyetten ve her türlü zorluğa rağmen yılmadan mücadele eden 2 kıymetli sanatkârdan, 2 kıymetli hocadan bahsedeceğim. Yoğun üniversite tempolarına rağmen, haftanın yoğunluğuna rağmen her hafta sonunu ilkokul çocuklarına ayıran ve onları yetiştirmek için büyük özveri ve fedakârlıkla çalışan Sevim Ünal Hoca ve Profesör Doktor Saadettin Ünal Hocadan bahsetmeye çalışacağım.

Sevim Hoca ve Saadettin Hoca, büyük mücadeleler sonunda 1983'te Devlet Operası Çocuk Korosu'nu kurdular. 3 Temmuz 1983'te giriş imtihanını yaptıktan sonra birkaç ay hazırlık yaptılar, Devlet Opera ve Balesi Binası'nı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü çatısı altında kullanmaya başladılar ve öğrenci yetiştirmeye başladılar.

Sevim ve Saadettin Hocalar, sabırla her hafta sonu Ulus'ta Atatürk Bulvarı'nda yer alan Opera Binası'nda anne babaları tarafından getirilen öğrencileri nota bilgisi, nefes alma teknikleri, ses egzersizlerinden başlayarak sabırla yetiştirdiler. Koro kurulduktan kısa bir süre sonra Devlet Operası Çocuk Korosu öğrencileri, Rengim Gökmen Beyefendi'nin şefliğinde ve Cüneyt Gökçer yönetiminde meşhur La Boheme Operası'nda yer aldılar, dünyaca tanınan opera sanatçılarıyla beraber olmanın gururunu yaşadılar. Ardından, başta çocuk şarkıları olmak üzere, Türk sanat musikisi eserlerini, Türk halk musikisi eserlerini ve zengin müzik kültürümüze ait birçok farklı eseri Ankaralıların beğenisine sundular.

1983'te faaliyete başlayan Devlet Operası Çocuk Korosu, 1990'da merhum Turgut Özal'ın da onay ve teşvikleriyle Amerika'da Türk Günü Yürüyüşü'ne katıldı, sonra 11 ayrı şehirde konserler verdi, onun arkasından da yurt içinde ve dışında birçok temsillere katıldı.

1988 yılında "İncigül" ismiyle Türkçeye uyarlanan Florinda Operası'nın tamamını sadece çocuklar tarafından oluşan Opera Çocuk Korosu canlandırdı. Bir süre sonra Sevim Hoca üniversiteden ayrıldı, zamanının tamamını öğrenci yetiştirmeye, TRT Çocuk ve Genç Korosu'nu kurup yetiştirmeye ayırdı. Hocaların emekleri boşa çıkmadı, "Çocuklar şarkı söyleyemez, opera ve tiyatroyu asla beceremez." diyen zihniyeti yerle bir ettiler.

Dün akşam bu 2 güzel hocamızla telefonda konuşma imkânı buldum. Önce Saadettin Hoca, sonra da Sevim Hocayla konuşurken otuz beş sene evveline gittim. Baba teşvikiyle girilen imtihandan sonra, her hafta sonu sabırla ilkokul öğrencisi kızını Opera Binası'na götüren anneyi hatırladım. Sevim Hocanın diyaframdan nefes alma hususunda öğrencilere ders verirken, teknikleri öğretirken Saadettin Hocanın ses egzersizleri yapan çocukları yönlendirdiğini hatırladım. Bazı farklı okullardan ve aile çevrelerinden gelen farklı farklı çocukların bir arada, kardeşçe müzik çatısı altında birleşmelerini hatırladım. "La Boheme Operası" için özel hazırlanan kostümleri hatırladım. Elbiseleri, şapkaları, aksesuarları, her kişiye özel hazırlanan ayakkabıları hatırladım ve sahne alındığı gün, temsil esnasında La Bohem Operası'nda oyuncakçı olan Parpignol'un etrafında toplanıp söylenen şarkıları hatırladım. Bir süre sonra öğrencilerinin bir kısmı, sesleri çocuk sesinden yetişkin sesine dönüşünce mecburen mezun edildiler ama onlar sadece şarkı söylemeyi öğrenmediler, aynı zamanda disiplinli ve öz güvenli olmayı öğrendiler hocalarından.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Milletvekili.

RAVZA KAVAKCI KAN (Devamla) - Hemen bitiriyorum Başkanım. Teşekkür ederim.

Devlet Operası Çocuk Korosu mezunları için bu kıymetli tecrübenin sanatsal çalışmaları sonradan devam etse de etmese de hayatlarının birçok alanında onlara değer kattığını düşündüm.

Bugün siz kıymetli milletvekillerimize 2019'da tamamlanacak olan Atatürk Kültür Merkezinin 2.500 kişilik opera salonundan, 800 kişilik konser ve tiyatro salonlarından, kütüphanelerinden bahsetmedim; bugün sizlere çocuklara sanatı, müziği, özellikle operayı sevdiren güzel hocalardan ve evlatlarını teşvik eden güzel anne ve babalardan bahsetmek istedim. Onlara hepimiz şükran borçluyuz. Bu vesileyle, bu güzel çalışmaların devamı için başta iş dünyamızın değerli mensupları olmak üzere, bütün sanatseverleri çocuk korolarına destek olmaya davet ediyorum.

Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğünün ve Bakanlığımızın bütçesinin hayırlara vesile olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)