| Konu: | Kimsenin kimseyi ikna etmek zorunda olmadığına, değerlendirecek olanın millet olduğuna, müzakerelere ilişkin kimi kavramları kullanmama konusunda ortak bir hassasiyet gösterilecekse AK PARTİ Grubunun destekleyeceğine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 32 |
| Tarih: | 14.12.2018 |
MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Burada, Meclisteki müzakerelerde zaman zaman kürsüden konuşan hatibe yönelik bütün partilerin gruplarından laf atmalar oluyor, bazen de çok ateşli bir şekilde belli bir kesimde, belli bir grupta bu laf atma daha fazla olabiliyor.
FATMA KURTULAN (Mersin) - Bu, zaman zaman değil, bu bir meslek. Verdiğiniz görev bu Naci Başkan. Bunun görevi buymuş, bunu vermişsiniz.
BAŞKAN - Fatma Hanım, dinleyelim.
MEHMET NACİ BOSTANCI (Ankara) - Burada dilin nasıl kullanılacağına ilişkin bir hassasiyet gerektiği şeklinde anladığım ve kesinlikle katıldığım bir yaklaşım ortak bir anlayışla ancak hayata geçebilir. Mesela, burada "yalan" kelimesine ilişkin bir itiraz var. Şüphesiz, herkes kendi kanaatini söylüyor. Yani kürsüye çıkan hatipler kendi politik görüşleri istikametinde bir Türkiye tasviri sunuyorlar. Neticede, kimse kimseyi ikna etmek zorunda değil. Asıl bunları değerlendirecek olan millettir ve millet nihai hükmünü de verir. Eğer, biz buradaki müzakerelere ilişkin kimi kavramları kullanmama konusunda ortak bir hassasiyet göstereceksek grubumuz kesinlikle böyle bir çalışmayı destekleyecektir, katılırız. Kimi kelimelerin, elbette, bunların kullanılmaması gerektiği kanaatindeyiz.
Ayrıca, hiçbir gruba hiç kimse şamar oğlanı muamelesi yapamaz, böyle bir yaklaşımımız söz konusu değildir. Herkes kanaatini ve siyasetini söylüyor.
Teşekkürler. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)