GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının 5'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:33
Tarih:15.12.2018

CHP GRUBU ADINA HASAN BALTACI (Kastamonu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ulaştırma Bakanlığının 2017 yılı kesin hesabı ve 2019 yılı bütçesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, 8 Temmuzda Çorlu'da meydana gelen tren kazasında kaybettiğimiz vatandaşlarımızın acısı hâlen tazeyken bu perşembe günü Ankara'da yeni bir faciayla daha karşılaştık, 9 vatandaşımız hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara da acil şifalar diliyorum.

Bilime inanmama, liyakatsizlik ve kaderciliğin doğurduğu ihmaller bir tarafa, sadece daha fazla oy almak için sinyalizasyonu bile tamamlanmamış tren hattını açanlar, çocukları babalarından, anaları evlatlarından ayırmıştır. Bilirkişi raporları ve kazaların meydana geliş nedenleri, açık ihmal olduğunu ortaya koyduğu hâlde, sorumluluk alan olmamıştır.

Bakın, Değerli Bakan, Makedonya'da tekne faciası sonucunda 20 turist hayatını kaybetti, Ulaştırma Bakanı istifa etti, sene 2009. Mısır'da tren kazası sonucunda 49 kişi hayatını kaybetti, Ulaştırma Bakanı istifa etti, sene 2012. Kosta Rika'da köprü çöktü, 5 kişi hayatını kaybetti, Ulaştırma Bakanı istifa etti, sene 2017. Bulgaristan'da bu yaz trafik kazasında 17 turist hayatını kaybetti, aynı anda Ulaştırma Bakanı, Bölgesel Geliştirme Bakanı ve İçişleri Bakanı istifa etti, sene 2018. Ama sizin iktidarınızda yaşanan kazalardan dolayı bugüne kadar tek bir kişi bile istifa etmedi. Bırakın istifa etmeyi, bir Allah'ın kulu bile çıkıp özür dilemedi. (CHP sıralarından alkışlar) Özür dilemeyi bırakın, tek bir kişi bile çıkıp utanmadı.

Açıklamalarınızı okuduk Sayın Bakan, dediniz ki: "Sinyalizasyon sistemi, demir yolu işletmeciliği için olmazsa olmaz bir sistem değil." Ben de hatırlatmak istiyorum Sayın Bakan: Siz de bu ülke için, bizler için olmazsa olmaz değilsiniz. (CHP sıralarından alkışlar) Çünkü siz kendinizi bu halka karşı sorumlu hissetmiyorsunuz ama şunu unutmayın, bugün sorumluluk almayanlar, bugün sorumluluk almayı reddedenler, meşru olamazlar değerli arkadaşlar.

Değerli milletvekilleri, bir başka konu da Ulaştırma Bakanlığının bütçesinden konuşurken Sayıştay raporlarına değinmekte yarar görüyorum. Raporlara baktığımızda, Kamu İhale Kanunu'na uygun şartlar oluşmadığı hâlde yapılan ihaleler, belediyenin yapması gerekirken üstlenilen yatırımlar, maliyetin çok üzerinde bedelle ve gecikmeli olarak tamamlanan projeler, yaklaşık maliyeti 231 milyon lira olan imalat karşılığında firmaya yaklaşık 427 milyon lira daha fazla yapılan ödemeler, ne yazık ki Bakanlığın kamusal hedef ve amaçlarından çok uzak olduğunu göstermektedir. Kamu kaynaklarının uzun yıllar sömürülmesi anlamına gelen ve çocuklarımızın geleceğini şirketlerin çıkarlarına rehin bırakan, yap-işlet-kırışalım projeleriyle vatandaşın sırtına ağır bir yük saran bu Bakanlığın, Kanal İstanbul başta olmak üzere, bu tür benzer projelere devam edeceği ve bu yükü misliyle artıracağı ortadadır. Vatandaşın cebi ve mutfağı yangın yeriyken, sadece 2 köprü ve 1 otoyol için müteahhide geçiş garantisi olarak yani geçmeyen araçların ücreti olarak iki yılda toplam 4,5 milyar lira ödendi. Bu parayla 750 bin üniversite öğrencisine bir yıl boyunca burs verilebilirdi. Garanti yolcu sayısındaki yüzde 96'lık yanılma payıyla, Kütahya Zafer Havalimanı'nı işleten şirkete Hazineden yaklaşık 21 milyon euro aktarıldı değerli arkadaşlar yani 80 bin asgari ücretlinin bir yıllık maaşı kadar. Peki, bunları kim ödedi? Elektrik faturası, doğal gaz faturası bir önceki yıla göre 2 kat artan, pazardan soğanı ve patatesi sayıyla almak zorunda bırakılan vatandaş ödedi. Göreve geldiği günden bugüne yol yapmakla övünenlere hatırlatmak isterim: Cengizin, Makyolun, Kalyonun Kolinin hafriyat kamyonları yatmasın diye projeler ürettiniz. Bu projelere on beş, yirmi yıllık garantiler verdiniz ama asgari ücretliye bir aylık bile garanti veremediniz. Yol yaptınız ama yolun bir ucunu fabrikalara, bir ucunu tarıma, bir ucunu turizme ulaştırmak yerine yandaşlarınızın kasalarına ulaştırdınız. (CHP sıralarından alkışlar)

AHMET KILIÇ (Bursa) - İnsaf... İnsaf...

HASAN BALTACI (Devamla) - Değerli milletvekilleri, şu gerçeği ortaya koymamız gerekiyor: Bu yaşadığımız krizin en önemli nedeni, AKP Hükûmetinin bilerek ve isteyerek kurduğu düzenin ta kendisidir. Bakın, 10 Kasımdan 12 Aralığa konkordato ilan eden şirket sayısı 356'dan 856'ya çıkmışken, büyük dediğimiz şirketler kimleri işten atacaklarını şimdiden belirlemişken, Cumhurbaşkanı Erdoğan isterse eğer, bu yıl, 2019'da, sadece örtülü ödenekten 284 bin BAĞ-KUR emeklisinin bir yıllık maaşı kadar yani toplam 4 milyar 800 milyon lira harcayabilecek.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Baltacı, bir dakika ilave ediyorum.

HASAN BALTACI (Devamla) - Teşekkürler Başkan.

Bu bütçeyle vatandaşın sırtındaki vergi yükü 2018 yılına göre yüzde 20 artmıştır değerli milletvekilleri. Sadece 2019'da 117 milyar lira faiz ödeyeceğiz.

Bugün hukuk ve demokrasi kriziyle birlikte konuşulması gereken, aslında ekonomik yıkımın nedenlerinden birisi de meşruluk krizidir. Yapılan seçimler de bu meşruluk krizini aşmaya yetmiyor, yetmeyecek. Çünkü meşru olmak, Hazine garantisiyle yapılan yol, köprü, tünel, havalimanı ve demir yolları ihalelerinin sözleşmelerini kamuoyuyla paylaşmayı gerektirir; çünkü meşru olmak aynı zamanda kimin yanında olduğunuzla ilişkilidir. Siz bilimden yana değilsiniz, siz akıldan yana değilsiniz, siz halktan yana değilsiniz, siz maaşının dörtte 1'ini ulaşıma ödeyen asgari ücretliden yana değilsiniz, siz prim gün sayısını doldurmuş olmasına rağmen emekli olmak için...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Süreyi bile ayarlayamadınız yani. Neyi anlatacaksınız bitince? (CHP sıralarından "Devam et." sesleri)

HASAN BALTACI (Devamla) - Ben size anlatıyorum Sayın Turan. Anlayan zaten anlıyor.

BAŞKAN - Sayın Baltacı, cevap vermeyin karşıya.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Anladık Başkanım, anladık.

BAŞKAN - Ben mikrofonu açıyorum, hemen selamlayıp bitirelim.

HASAN BALTACI (Devamla) - Siz yıllardır çalışıp da kadro alamayan Karayolları işçilerinin yanında değilsiniz.

Sayın Turan, bir kez daha hatırlatmak istiyorum: Bu bütçe meşru da değildir, halkın yanında da değildir.

YUSUF BAŞER (Yozgat) - Öyle bir şey yok.

BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Sokağa mı çıkacaksın? Nedir bu ya?

HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) - Niye?

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Nasıl meşru değil ya? Meclis kabul ediyor.

HASAN BALTACI (Devamla) - Bir de şu notu söyleyeyim; tarih şunu göstermiştir: Meşruluk krizi yaşayan iktidarlar, siyaset eğer meşruluk krizini aşamazsa ve siyaset bu Parlamentoda çözüm üretemezse toplumlar kendi yollarını bulacaktır ve dengeyi yeniden kuracaktır, emin olun. Yapamadığınızı vatandaş yapacak, merak etmeyin. (CHP sıralarından alkışlar)