GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının 5'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:33
Tarih:15.12.2018

İYİ PARTİ GRUBU ADINA YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; 2019 bütçe görüşmeleri çerçevesinde, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı 2019 bütçesini değerlendirmek için İYİ PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım.

Cumhuriyetimizin kuruluşundan AK PARTİ'nin iktidara geldiği yıl olan 2002 yılına kadar iş başına gelen iktidarlar toplamda 713 milyar dolar para harcayarak değişik alanlarda yatırımlar yapmış. AK PARTİ'nin iktidara geldiği 2002'den bu yana ise, on altı yılda yatırımlara harcanan para tam 2,5 trilyon dolar. Rakamı yanlış duymadınız, AK PARTİ on altı yılda bu ülkenin 2,5 trilyon dolarını "Yatırım yapıyorum." diyerek harcadı. Sahip olduğumuz yatırımlara baktığımızda, 2,5 trilyon doların gerçekten bu yatırımlara harcanıp harcanmadığı ise şüpheli. Yatırımlar dev projeler olarak topluma sunuluyor. Türk milletinin 2,5 trilyon dolarına mal olan bu yatırımların maliyetleri neden yüksek? Niçin emsalleriyle karşılaştırıldığında bu dev projeler bize pahalıya patlıyor? Çünkü AK PARTİ iktidarı Türkiye'ye özgü bir havuz ekonomisi uyguluyor, ihalelerin yandaşlara peşkeş çekilmesi sağlanıyor. Vatandaşın cebindeki parayı ustalıkla, hissettirmeden çekip alan bu havuz ekonomisi nedir, nasıl işler? Havuz ekonomisi, yaratılan rantın yandaş şirketlere yüksek maliyetli projeler üzerinden ihale edilmesi ve ihaleyi alan şirketlerin kârlarının bir kısmının oluşturulan finansal havuza aktarılmasıyla oluyor.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Bir tane örnek versene, öyle havadan konuşma.

BAŞKAN - Sayın Özel...

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Yandaş olanların, rant pastasından pay almasını sağlayan bu yapı...

RECEP ÖZEL (Isparta) - Bir tane örnek ver, öyle havadan konuşuyorsun.

BAŞKAN - Sayın Özel, lütfen...

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Biraz sonra örnek veririm.

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Niye taciz ediyorsun ya, niye taciz ediyorsun hatibi ya? Hatibi niye taciz ediyorsun?

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Doğal olarak her türlü yatırımın da maliyetini yükseltiyor.

BAŞKAN - Hatibi dinleyin değerli arkadaşlar.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Havadan konuşuyor. Bir tane örnek versin.

HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) - Germeyelim, germeyelim, olayı germeyelim, sakin olalım.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Maliyet yükseldikçe milletin cebinden daha çok para çıkarak...

RECEP ÖZEL (Isparta) - Bir tane örnek versin, "şu şu" desin, firma adı söylesin.

BAŞKAN - Sayın Özel...

HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) - Olayı germe, sakin ol, sakin ol.

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, sakin olalım.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - ...milletin yoksullaşmasına sebep oluyor.

BAŞKAN - Bir saniye Sayın Öztürk.

Değerli arkadaşlar...

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Süreme ilave isterim yalnız.

BAŞKAN - Edeceğim ben, merak etmeyin ama yani bir hatip konuşurken söz atılması da hiç hoş değil.

RECEP ÖZEL (Isparta) - Efendim, örnek versin diye...

BAŞKAN - Konuşmak isteyen, sisteme girdiğinde, cevap vermek istediğinizde ben zaten süre veriyorum.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Buyur gel buradan söyle. Beşli... Beş şirketi iyi biliyorsun.

BAŞKAN - Sayın Öztürk, siz lütfen Genel Kurula hitap edin. Değerli arkadaşlar, konuşmacılarımızın insicamını bozmayın.

Sayın Öztürk, elbette ki hakkınız baki, buyurun.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Yatırımlar dev projeler olarak topluma sunuluyor ama maliyetler devasa oluyor. Aslında "Yol yapıyoruz." derken milletimizi yoluyorlar.

Değerli milletvekilleri, bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de en önemli ulaşım aracı yollardır. Bir yandan "Kriz yok." derken bir yandan da kriz bütçede kabullenilmiş durumda. AK PARTİ'nin artık bütçe ayırmaktan vazgeçtiği yollarımız AK PARTİ tarafından birçok seçimde propaganda malzemesi olarak kullanıldı. Bizlerin ulaşım aracı olarak kullandığı yollar AK PARTİ için bir yoldan daha fazla anlam taşıyor aslında çünkü AK PARTİ uzun süre en büyük vergi kalemlerini bu yollar üzerinden sağladı. Otoyol geçiş ücretleri, köprü geçiş ücretleri planlanan bütçelerde önemli gelir kalemlerini oluşturdu. Yol mesafeleri uzatıldı. Daha çok benzin, daha çok mazot tüketildi. Örneğin, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden geçen bir otobüs 120 kilometre daha fazla yol yapıp fazladan 250 lirayı bulan mazot harcıyor. Mazot, benzin tüketildikçe benzine konan yüzde 65 dolaylı vergiyle devlet bütçesine kaynak oluşturuldu. Bu mazot, benzin ülkemizden çıkmıyor, dışarıdan geliyor. Millî servet bile bile ülkemize, milletimize harcatılıyor.

Şimdi, otobüs denilince değinmeden geçemeyeceğim bir husus var çünkü yıllarca içinde bulunduğum bir sektör kan ağlıyor, yaşam savaşı veriyor. Sektörün yıllanmış marka firmalarından konkordato ilan eden otobüs şirketleri var. Son beş yılda D1 Yetki Belgesi sahibi şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapan otobüs sayısı tam 12 binden 5 binlere düştü.

Bakın, beyler, yolcu taşımacılığı, yük taşımacılığı, lojistik sektörü, bu sektörler çökerse altından kalkamazsınız. Devletin ne uçağı ne treni bu yolcuyu, bu yükü taşımaya yetmez. Demir yolları, hava yollarına yıllardır sübvanse yapılırken bu sektörler ilgi ve himayeye muhtaçlar. Bu gidişle yıllarca övünerek bahsettiğiniz "Yol yaptık." "Köprü yaptık." dediğiniz yatırımlardan geçecek ne otobüs ne de kamyon bulacaksınız. Haksız rekabetle mücadele ediyorlar, buna da devlet bir şekilde göz yumuyor. Bir yandan A1 belgesiyle sadece il sınırları içinde taşımacılık yapma yetkisine sahip olan esnafla şehirlerarası taşımacılık yapan firmaları birbirine kırdırıyorsunuz, bir yandan belediyeler marifetiyle yolcu kapasitelerini düşürüyorsunuz. Örneğin -örnekler geliyor- İzmit'te iki yol var; belediye kararı marifetiyle alt yola sadece bir firma giriyor, diğer firmaları ise kuş uçmaz kervan geçmez üst yoldan geçmeye zorluyorsunuz. Bursa'da BURULAŞ marifetiyle belediye, şehirlerarası taşımacılık yapıyor. Artan mazot giderlerini diğer hatipler defaatle burada söyledi. Bunlar yetmezmiş gibi "Enflasyon rakamları yüzde 21'lere düştü." diye açıkladığınız hâlde Ankara AŞTİ'de kiralara yüzde 100 zam yapılıyor. Esnaf kan ağlarken bu reva mı? AŞTİ yetkilileri bu zamları yaptı da yıllanmış garajın sıkıntılarını mı çözüyor, eksikliklerini mi gideriyor?

Sayın milletvekilleri, bölgelerinize giderken hep o çakarlı araçlarınızı kullanmayın, arada bir otobüs garajına gidin de otobüsle yolculuk yapın. Vatandaşın, yolcunun, işletmecinin hâlini görün. Kışın yanmayan, yeterli olmayan ısıtıcılar, yağmur yağdığında akan tavanlar, toplanmayan pislikler, çöpler, yeterli olmayan araç otoparkı, yatacak yeri olmayan evsizler, garibanlar; bunların hepsini Ankara'da AŞTİ'de görürsün.

Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri, bunları söylerken yol yapılmasına karşı olduğumuzu düşünmeyin. Bizler yol kalitesini bir çağdaşlık simgesi olarak görmekteyiz fakat yol yapımı ranta dönüştürülmüşse, bu rant milletimize vergi olarak dönüşüyorsa biz buna itiraz ediyoruz.

Araştırmalar, yapılan duble yolların sadece beşte 1'nin uzun ömürlü asfaltla yapıldığını, geri kalan kısmının yüzeysel kaplamayla, sathi kaplama kullanılarak kısa ömürlü olduğunu gösteriyor.

Yaptığımız yolu bir daha tamir ederek "mükerrer" yazarak kâğıt üzerinde yapmış gibi gösteriyorsunuz. Bu yolları yapan yandaş şirketler kasasını doldururken kısa ömürlü duble yollar yine milletimizin cebinden çıkan paralarla üç beş ayda bir yenilenmek zorunda kalıyor. 2017 Sayıştay Raporu'nda Bakanlığa bağlı bazı projelerin maliyetlerinin çok üzerinde bedel ve gecikmeyle tamamlandığına, bazılarının da hâlen tamamlanamadığına yer verilmiştir. Bakanlık Sayıştayın yaptığı bu tespiti idarenin yetkisi olarak geçiştirmiştir. Hepimizin bildiği gibi idare yetkisi ancak ve ancak kamu yararı söz konusu olduğunda kullanılabilir. Kamu yararı, ihale sözleşmesine aykırı işlerin, taahhütlerine uymayan şirketlerin, bir türlü tamamlanamayan projeler için ödenek almaya devam eden firmaların neresindedir? Bakanlık tarafından 230 milyon maliyetle yapılan bir işe 660 milyon ödeme yapılmış. Kamu yararı bunun neresindedir? Kamu cebinden alıp yandaş bir firmaya işin maliyetinden 430 milyon fazla ödeme yapmışsınız. Kamu yararı bunun neresindedir?

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ekonomik dar boğaza girene kadar dev projeler olarak sunulan köprü, tünel, otoyolların yüksek maliyetleri de dikkat çekici. Her meselede yerliliğe ve millîliğe vurgu yapan iktidar partisinin iş köprü, otoyol ve tünel yapımına gelince maliyetleri ve geçiş ücretlerini dolar kuruna bağlaması yerlilik ve millîlik ölçüsünü ortaya koymaktadır. Yüksek tutulan araç geçiş ücretleri, geçiş garantisi verilen rakamları karşılamıyor. Alınmayan hizmet karşılığı adı verilen ucube bir uygulamayla köprü ve otoyolları kullanmayan araçlar için ödeme yapılıyor. Geçiş ücreti kullanım payı gibi uygulamalarla dolaylı vergilere maruz kalan vatandaşlarımız nasıl bir borç yükünün altına sokulduğunun farkında bile değil.

Değerli milletvekilleri, yap-işlet-devret modeli kapsamında kamuoyuna dev projeler olarak sunulan yüksek maliyetli yatırımlar, aslında kamu kaynaklarının yandaş şirketlere aktarılmasına dönüşmüştür. Artık kamu özel iş birliği adını alan bu projelerde yandaşlar bu büyüklükte kredi bulmakta zorlandıkları için kredi temininde hazine devreye girmekte, bütün kredilere garanti vermekle kalmayıp gelir garantisi de taahhüt etmektedir. Yani şirketler projeyi tamamlayamadığında ya da iflası söz konusu olduğunda tüm yükümlülükleri devlet üstlenmektedir. Osman Gazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Avrasya Tüneli gibi dev yatırımların zarar faturaları millete yüklenerek yatırımcı yandaşlara aktarılıyor. Bununla birlikte, tünel, köprü ve otoyolların fiyat tarifesini diğer ülkelerle kıyasladığımızda vatandaşlarımız bu yollara diğer ülkelere göre daha yüksek ücretler ödüyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Öztürk, ilave ediyorum.

Buyurun.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Osman Gazi Köprüsü'nden günlük ortalama 25 bin araç geçiyor ancak köprünün yapımı için verilen garanti araç sayısı günlük 40 bin. 2018'in ilk dokuz ayında bu köprüden toplam 7 milyon 104 bin araç geçmiş ama verilen garantiye göre, bu dokuz ayda 10 milyon 800 bin aracın geçmesi gerektiğidir. Arada 3 milyon 696 bin araçlık fark var. Bu fark hazine tarafından yani milletimiz tarafından ödenecek.

Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden 2018'in ilk dokuz ayında garanti nedeniyle 36 milyon 450 bin araç geçişinin sağlanması gereken bu köprüden 23 milyon 656 bin araç geçişi sağlandı. Hazinemiz bu nedenle işletmeci firmaya tam 166 milyon yani eski parayla 166 trilyon ödemek zorunda kaldı.

Norveçli Avrasya Tüneli'nin benzeri olan tünelden bedavaya geçerken siz kendi vatandaşlarımızı Avrasya'dan 23 liraya geçiyorsunuz ve bunu hizmet olarak sunuyorsunuz. 5,4 kilometre uzunluğundaki Avrasya Tüneli'nin maliyeti...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Öztürk, bir dakika daha ilave ediyorum.

Buyurun.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - ...1,3 milyar doları bulurken 7,7 kilometrelik Eiksund Tüneli ise 92 milyon dolara yapıldı.

Değerli milletvekilleri, bakın bir havalimanı adı üzerine yapılan tartışmalara girmeyeceğim ama yaptığınız havalimanı daha açılmadan dünyanın en pahalı havalimanı hâline geldi. Sizin "150 milyon yolcu kapasiteli" dediğiniz, 25,6 milyar euroya mal ettiğiniz havalimanının benzeri Birleşik Arap Emirlikleri'nde 160 milyon yolcuya hizmet veren havalimanı 10,6 milyar dolara mal olmuş.

Bir de Zafer Havalimanı var ki fıkra gibi. Bu havalimanımız için verilen yolcu garanti sayısının ancak yüzde 4'üne ulaşmışsınız, devletimiz garanti verdiği yolcu sayısına ulaşmadığından şirkete beş yılda 26 milyon euro ödendi. Dikkatinizi çekiyorum, hâlâ döviz üzerinden ödeme yapıyorsunuz ve süre bittiğinde 200 milyon euro ödeyeceksiniz. Bakanlığınızın ve iktidar partisinin büyük zaferini anlatıyor herhâlde havalimanının adı.

Şimdi Sayın Bakan, Kanal İstanbul Projesi kapsamında 10 tane daha köprü yapılacağından bahsediyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Öztürk, bir kez daha uzatıyorum, toparlayalım.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Devamlı araya girdikleri için...

BAŞKAN - Ben o süreyi verdim size, şimdi üçüncü dakika oldu, ona göre.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Bir ay önce yaptığınız bir açıklamada "İnşallah 2019'da başlarız." diye 10 tane daha köprü yapılacağından bahsediliyor. Bundan önce yaptığınız köprülerin akıbetine bakınca, biz de ancak "Allah esirgesin." diyoruz. Çünkü vatandaşın cebinde geçmediği köprüye, gitmediği havalimanına ödeyecek para kalmadı.

Ekonomik kuşatma altındaki ülkemizde dilerim ki 2019 bütçesi sadece saray harcamaları ve dev maliyetli yeni projeler için değil, Türk insanının refahını artırmak için kullanılır. Tüketme üzerine kurulu bir yapı değil, üretimin öncelik hâline geldiği bir zihniyete kavuşmanız temennisiyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.