GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının 6'ncı Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:34
Tarih:16.12.2018

AK PARTİ GRUBU ADINA KADİR AYDIN (Giresun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İçişleri Bakanlığı bünyesinde bulunan Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı bütçeleri üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Öncelikle, yüce heyetinizi ve milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Ülkemizin özgür, milletimizin bağımsız olarak bugünlere gelmesine canları ve kanlarıyla vesile olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile bütçesini görüştüğümüz Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlıklarında görev yapanlar başta olmak üzere, bütün şehitlerimizi rahmet ve minnetle, kahraman gazilerimizi şükranla yâd ediyorum.

Jandarma Genel Komutanlığı ülke topraklarımızın yüzde 93'ünde, Sahil Güvenlik Komutanlığı ülke topraklarımızın yaklaşık yarısı büyüklüğündeki mavi vatan kara sularımızın tamamında denetim ve gözetim faaliyetlerini özveriyle sürdürmektedir. Dünyanın en dirayetli ve en yüksek muharebe yeteneğine sahip güvenlik kuvvetlerimize her daim devletimizin bütün imkânları seferber edilmiştir. Ancak yüreği yerli olan ordumuzun kullandığı araç, gereç ve mühimmatların neredeyse tamamını başka ülkelerden satın almak zorunda kalıyorduk ve bunları yerli ve millî kılmak için çok ciddi çalışmalar yaptık.

Özetle, ATAK helikopterinden Altay tankına, Millî Piyade Tüfeği'nden silahlı insansız hava araçlarına, her türlü akıllı mühimmatlardan füze sistemlerine, savaş gemilerinden yerli ve millî radar sistemlerine kadar her alanda yaptığımız inanılmaz yatırımlarla dosta güven, düşmana korku ve kaygı veren bir güce ulaştık.

Dün, 15 Temmuz ve benzeri hain kalkışmalarda devletimizi yok etmeye, milletimize diz çöktürmeye ve gücümüzü teste çalışanlar bilsinler ki dün yoksulluğunda yenemedikleri milletimizi, bugün asla yenemezler. Gücümüz ve kudretimiz nerede ve kime karşı olursa olsun, haksızlığı haykırmaya fazlasıyla yetmektedir. Onun içindir ki Birleşmiş Milletler çatısı altında dahi "Dünya 5'ten büyüktür." diyoruz. Onun içindir ki dün sesimiz kısık olarak "Diyarbakır" "Hakkâri" bile diyemez iken şimdi bağıra bağıra "Afrin" diyoruz, "Münbiç" diyoruz, "Kandil" diyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

On altı yıllık AK PARTİ iktidarı, sadece yerli ve millî üretimle yetinmemiş Jandarma ve Sahil Güvenlik birimlerinin tamamını İçişleri Bakanlığına bağlayarak âdeta sivil bir devrim gerçekleştirmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; elbette, biliyorum ki hepimiz milletimizi temsilen bu çatı altında görev yapıyor ve sahibi millet olan bu kürsüden düşünce, öneri ve şikâyetlerimizi dile getiriyoruz. Her bir milletvekilimizin ve her bir siyasi parti grubunun milletten aldığı güçle bu kürsüden yaptığı konuşmada, her partinin aldığı oylardan çok daha fazlasını alarak Cumhurbaşkanı seçilen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'la ilgili ifadeler ne Sayın Cumhurbaşkanımıza yakıştırdığımız sıfatlar ne de milletvekillerimize yakışan ifadelerdir. Hiç kimsenin önemine ve değerine dil uzatmak haddimiz olmadığı gibi, bizim de önem ve değerlerimize dil uzatmak hiç kimsenin haddi değildir. İktidara dil uzatmayı siyaset yapma biçimi olarak gören anlayışın ne milletimize ne de sahiplerine hiçbir faydası olmayacaktır. On altı yıldır iktidarda olan, girdiği 13 seçimden zaferle ve artan halk desteğiyle çıkan bu ülkenin Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı sevmeseniz de 26 milyon 330 bin 823 seçmenimizin oy verdiği ve milletimizin yarısından fazlasının desteğini alan Cumhurbaşkanımıza katlanmasını bileceksiniz çünkü demokrasi, katılmayı ve katlanmayı bilenlerin rejimidir.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Bir partinin genel başkanına "şerefsiz" dediniz ya, ayıptır ya!

KADİR AYDIN (Devamla) - Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne ısrarla "kaçak saray" ve Cumhurbaşkanımıza "diktatör" diyenler, yaşadığımız her kazayı cinayet olarak tanımlayanlar, her tutuklamayı bir savaş dili gibi "tutsaklık" olarak değerlendirenler, alkış tutanlara "yandaş" ve "iktidar beslemesi", oy verenlere "makarnacı" yakıştırması yapanlar ve sabah kalktıklarında âdeta "İnşallah -iktidarı dövmek için- milletimizin başına bir felaket gelir." diye dua edenler bilsinler ki bu dil, doğru bir dil değildir ve bu dua asla kabul olmayacaktır.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Parti eş başkanlarını tehdit etmek doğru dil mi? Bir partinin genel başkanına "şerefsiz" demek doğru dil mi? Onları da eleştirin, beraber eleştirelim.

SALİH CORA (Trabzon) - Sakin, sakin.

KADİR AYDIN (Devamla) - Ayrıca, terör ve toplumsal olayları milletin kürsüsünden paylaşırken olaya müdahale eden güvenlik güçlerimizin çalışmalarını "halka saldırı", teröre karşı verilen mücadeleyi "savaş" olarak ifade edenlerin dillerini de düzeltmesi gerektiğine yürekten inanıyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - İçişleri Bakanınız da önce dilini düzeltsin.

KADİR AYDIN (Devamla) - Dağa çıkınca ihanet oyunu oynayanların Meclis kürsüsünden barış şarkıları söylemeleri de son derece anlamsız ve inandırıcılıktan yoksundur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Size barış anlamsız gelir, doğru.

BAŞKAN - Ek süre mi istiyorsunuz?

KADİR AYDIN (Devamla) - Evet.

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

Buyurun.

KADİR AYDIN (Devamla) - Bu tavrın Meclisimiz ve milletimiz katında hiçbir değeri yoktur. Her ne kadar bazı partilerde siyaset, parti ve delege yönetmek için yapılsa da başta milletimiz olmak üzere cümle âlem bilir ki AK PARTİ'de siyaset, ülkeyi yönetmek ve millete hizmet etmek için yapılır.

Sayın Başkan, değerli milletvekillerimiz; siyasi görüşlerimiz, hayata ve olaylara bakış açımız ve inançlarımız farklı olabilir ancak bu durum, hiçbir zaman milletimize olan ödevlerimizi ve devletimize olan borçlarımızı ertelemenin gerekçesi olamaz. Yalanı yazanı, iftirayı atanı çok gördük; ancak yazdığı yalana, attığı iftiraya inananı da maalesef burada tanımış olduk.

AK PARTİ'nin on altı yıldır tökezlemeden, devrilmeden yoluna devam etmesinin sırrı iki cümlede gizlidir; ileriye bakmak ve çok çalışmak. Emin olun ki siz koştukça bizim de hızımız artacaktır. Böylece, iktidarda olmasanız da milletimizin daha fazla hizmet almasında sizin de bir katkınız ve emeğiniz bulunacaktır. Millet ve devlet olarak yedi düvele karşı vermiş olduğumuz bu amansız mücadelede bedelsiz ve beklentisiz olarak...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KADİR AYDIN (Devamla) - Sayın Başkanım...

BAŞKAN - Bir daha da vermiyorum, bir kere veriyorum, bir dakika sadece. Süreniz bitti.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bir şey olmaz Başkanım, bir daha verin, ne olacak? Ver Başkan, demokratız biz.

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Diğer başkanlar veriyor, siz niye vermiyorsunuz Başkanım?

BAŞKAN - Onların zamanında denersiniz Tanal.

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Zaten hikâye okuyor yani bir şey olmaz.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yani ne kaybınız olacak ki? Oturan biz, bekleyen biz, öğrenmek isteyen biz. Öğrenme hakkımız var, hatipten öğrenilecek şeylerimiz var, onun için dinliyoruz.

BAŞKAN - Dışarıda dinlersiniz devamını, size anlatsın.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - E, olur mu? Kamuoyu dinliyor. Bu, anayasal bir hak, 74'üncü madde.

BAŞKAN - Tam anlayamıyorum söylediklerini de çok önemli değil zaten.

KADİR AYDIN (Devamla) - Terörle mücadele konusunda milletimizin duygu ve düşüncelerine tercüman olan ve bunu her türlü terör gruplarına onların anlayabileceği bir dilde izah eden, başta Cumhurbaşkanımıza, İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu'ya, bu konuda canlarını veren bütün Emniyet güçlerimize şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle, bütçemiz hayırlı olsun, Allah yâr ve yardımcımız olsun diyor, yüce heyetinizi ve Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)