GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2017 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısının 6'ncı Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:34
Tarih:16.12.2018

CHP GRUBU ADINA BURHANETTİN BULUT (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütçede sağlık üzerine konuşuyoruz ancak her ne kadar konu sağlık olsa da, çevre, hukuk, adalet gibi, güvenlik gibi vatandaş imtiyazında bir konu olsa da maalesef, bütçeyi hazırlayan anlayış bunları birbirinden ayırmıyor; sağlığı da genel bütçe anlayışının içerisine almış durumda.

Bu planlama ve bütçe hazırlığına bakıldığında, sağlığın iki önemli unsuru yani hizmet sunucuları ile hizmet alıcıları maalesef, bu bütçede üvey evlat muamelesi görmüş durumda. Hizmet sunucularına baktığınızda zaten bir mutsuzluk hâkim, zaten bir şiddet hâkim; her ne kadar Meclis bunu şiddet yasasıyla çözmeye çalışmış ise de maalesef bunu çözmüş değil. Bunun yanında, birçok üniversite mezunu sağlık teknisyeni, diyetisyeni, anestezi teknikeri, sağlık yönetim teknikeri, radyoloji, parametrikler, fizyoterapistler, eczane teknisyenleri, perfüzyon teknisyenleri gibi sağlık teknisyenlerine kadro açmamış olsa da görüntü, maalesef, bu sağlık sunucularını bu bütçe içerisinde, bu uygulamanın içerisinde mutsuz kılarak sürdürmeyi vadediyor.

Diğeri de hizmet alıcıları yani hastalar, her ne kadar müşteri olarak görülse de. Buraya baktığımızda, hizmet alıcılarına da "Paran kadar hizmet alabilirsin." diyor. Bunun göstergesi de şudur: Son bütçede yüzde 28 oranında artırılmış durumda, 48 küsur milyara getirilmiş ancak buraya baktığınızda, özellikle şehir hastanelerindeki rakamı çıkardığınızda, geriye hizmet sunucularına, sağlık uygulamacılarına hiçbir şey kalmıyor. Yaklaşık yüzde 40'ına yakını inşaatlara gidiyor.

Diğer taraftan, döner sermayeye baktığınızda, bütçeyi genel bütçeden daha fazla yukarıya çıkararak yüzde 36'lık bir artışla 47 milyara getiriyor. Hâl böyle olunca geriye şu kalıyor: Demek ki bu bütçe zaten vatandaşın cebinden karşılayacağı bir bütçe hâline gelmiş. Bu konuda TÜİK'in bir rakamı var. TÜİK'e göre geçen yıl yüzde 17 olan vatandaş tarafından karşılanan oranı yüzde 22,7'ye çıkmış durumda. Yani 14 kalem ilave, vatandaşın ödedikleriyle bakıldığında, içerisinde yatan hastaları, günübirlikleri, diyaliz reçetelerini de çıkardığınızda vatandaş, sağlıkla ilgili uygulamaların yaklaşık yarısını zaten karşılıyor durumda. Yani hizmet alıcılar, kamu hastaneleri de dâhil olmak üzere aldıkları hizmetin -o demin bahsettiğim ana başlıklar dışındaki kalemlerde- yarısını karşılıyor durumda.

Tabii, bu arada, işin ilaç kısmına bakıldığında, grip aşısı -Adana'da, Mersin'de, Antep'te olmak üzere- kuduz aşısı gibi ilaçlar yokta. Hâl böyle olunca sağlık ekonomisi ve memnuniyeti doğal olarak geçen yıllardan bu yana düşüyor.

Peki, hizmet sunucuları ve hizmet alıcıları bu konudan memnun değilse memnun olan kim? O da sağlıktaki yeni dönemin adıyla "sağlıkta müteahhitler", müteahhitler mutlu durumda. Biz, sağlık bütçesine diğer bütçelerden ayrı olarak baktığımızda ortak bir yön var, o da müteahhit. Sarayın 5 müteahhidi yine burada. AVM yapan, hastane yapan aynı kişi; köprü yapan, hastane yapan aynı kişi. Görüntüde bu bütçe, müteahhide açılmış, müteahhit üzerinden kurgulu bir bütçe hâline gelmiş durumda. Yani Sayın Cumhurbaşkanının hayali şehir hastaneleri müteahhidin lüks oteli olarak kalmış durumda. Hâlbuki böyle olunca diyorsunuz ki: "Bu kadar lüks oteller en azından hizmetin kalitesini de artırır."

Yine Cumhurbaşkanının "Artık kuyrukta ölen hasta olmayacak." demesinin üzerinden üç gün geçtikten sonra Adana'da bir adaşım, Burhan Sadık rahmetli oldu. Adana Şehir Hastanesine getirilen bu hasta kalp sorunu yaşarken altı saat bu hastanede bekletildi. Daha sonra "Uzman doktorumuz yok." denilecek bu hasta Maraş'a gönderildi, üç saatlik bir mesafedeki Maraş'a gönderildi. Orada da bu imkânlar tam el vermediği için on gün sonra bu hasta rahmetli oldu, işte sağlıkta müteahhit döneminin getirdiği sonuç budur.

Değerli milletvekillerimiz, Sayın Bakanıma sormak istiyorum, sürenin bir dakikasını da orada kullanmak istiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

BURHANETTİN BULUT (Devamla) - Bu yeni dönemde sizlerin siyasal bir sorumluluğu yok. Elbette siz de bir önceki dönemde hangi sıfata koyarsanız koyun, müsteşar diyebilirsiniz, teknik heyet diyebilirsiniz, ne fark eder, hiçbir şekilde bir siyasal sorumlulukla değil bir atamayla geliyorsunuz. O vesileyle sizin en önemli partnerinizin meslek odaları olması gerekiyor ama Türk Tabipleri Birliği, Türk Dişhekimleri Birliği ve Türk Eczacıları Birliği sizden uzun zamandır randevu alamıyorlar. Bu randevu almama gerekçesini anlamış değilim. Eğer anlayış, zihniyet FETÖ'nün devletin o genetiğini bozan yapısıyla alakalı yine yeni bir paydaş arıyorsanız başka kurumlarla bu ilişkileri götürecekseniz durum 15 Temmuzda yaşananlardan farklı olmayacaktır. O anlamda bu yeni döneme yeni bir sayfa açarak bu kurumlarla, kamu özelliği olan bu kurumlarla bir an önce görüşmenizi öneriyorum.

Çok teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)